Gündem

‘GÜSODER kapatılsın’

Antalya’daki hayvanseverler, Ankara’nın Altındağ ilçesinde evinde yanarak can veren yaşlı kadın için toplandı. Sosyal medyada Güvenli Sokaklar Derneği’ni (GÜSODER) etiketleyerek tepki gösterenlere karşı hayvanseverler, ‘Troller hesap verecek, GÜSODER kapatılsın’ sloganları attı.

Antalya’daki hayvanseverler hem sokak hayvanlarına yönelik yeni yasanın iptali hem de Ankara’nın Altındağ ilçesinde hayvanlarıyla birlikte kendi evinde ölen 82 yaşındaki kadın için Attalos Meydanı’nda bir araya gelerek basın açıklamasında bulundu. Grup adına açıklamayı okuyan Attalos Pati Gönüllüsü Eda Zorluoğulları, Ankara’nın Altındağ ilçesinde oturan 82 yaşında bir kadın olan, asıl ismi Ülker Güleryüz olan Necla teyzenin hayatını anlatarak şöyle konuştu:“Necla teyze, soyadına yakışır bir şekilde kedilere ve köpeklere bakarken etrafını gülümsemesiyle aydınlatırdı. Bir gecekonduda yaşardı, hava soğuk olduğunda evsiz kedi ve köpekleri evinin yanındaki barakaya alırdı. Necla Teyze, böyle kimseye zararı olmadan yaşardı. Ülkemizin görünmez emekçilerinden biriydi. Necla Teyze, halkımızın önemli bir kesimi gibi kedi ve köpeklerine bakmaya devam etti. Bu sırada yasa ve ardından çıkan yönetmelik, trol hesapların da etkisiyle birlikte her geçen gün büyüyen bir şiddet aracına dönüştü.”  

‘Barınaklar ölüm makinesi’ 

Yasa ve yönetmeliğin belediyelerin sokakta yaşayan köpekleri zorla alıp barınaklara kapatmasını ve orada ‘agresif’ yaftalamasıyla öldürülmelerine kapı açtığını öne süren Zorluoğulları, sözlerini şöyle sürdürdü:“Yasa çıkmadan önce de söyledik, yasa ve yönetmeliği çıktıktan sonra da söyledik: ‘Barınaklar ve toplama aygıtları ölüm makinesi olarak çalışıyor.’ Bu, öyle bir mekanizma ki sokakta yaşayan hayvanlara bakmakla ve iyileştirmekle yükümlü insanları da cellada dönüştürüyor. Sıradan insanlardan katil yaratıyor. Necla Teyze, tüm bunlar olurken sevdiği patili dostlarıyla yaşamına devam ediyordu. Ancak salı günü ansızın toplama araçları sokağında belirdi. Bir kadına ve üç köpeğe iki araç geldi. Necla Teyze direndi. ‘Direndi’ dediysek de sevdiklerini ölüme göndermemek için arabaya siper oldu. Dil döktü. Yaşına rağmen arabanın önünde durmaya çalıştı. 82 yaşında bir kadın sevdikleri için mücadele etti. Barınağa, ölüme götürülen köpek çocukları için üzülen Necla Teyze’nin feryadını duyanlar yanına, dayanışmaya gittiler. Onun sesini duyurmasına yardımcı olmaya çalıştılar. Bu insanlar da tıpkı Necla Teyze gibi yaşam hakkı savunucusuydu. Sokaktaki dostlarımız için dayanışmaya ve mücadeleyi sürdürmeye gittiler.” 

Sosyal medyadakilere tepki 

“Peki, bu sırada sosyal medya dünyasında neler yaşandı? Yasa ve yönetmeliğin çıkartılması için nefret söylemleri yayanlar, yine klavye başına geçtiler. Oturdukları yerden Necla Teyze’yi ve onunla dayanışmak isteyen insanları nefret söylemleriyle hedef gösterdiler. Güvenli Sokaklar Derneği’nin (GÜSODER) yasal hesabını etiketleyen bir hesap örneğin şöyle yazdı:‘Yok mu şunun kafasına iki tane indirip, bayıltacak bir tane Allah’ın kulu? İyice zıvanadan çıktı bu sapıklar? Bunlara ‘müptezel’ denmez. Bunlar insan değil zaten! En iyisi bunları yerinde itilaf etmek.’ Altını çiziyoruz: Yaşlı emektar bir kadın için ‘kafasına iki tane indirip bayıltacaksın’ yazabilen bir insan, bizi sapık olmakla ve insan olmamakla suçluyor. Ve diyor ki bunları ‘yerinde itilaf etmek gerek’. Yerinde yani evlerimizde itilaf edilmeliyiz. Çünkü biz kedi ve köpeklerin, kadınların ve emekçilerin, yaşlıların haklarını savunduğumuz için yerinde itilaf edilmesi gerekenleriz. Yaşlılar, kadınlar, emekçiler, hayvanseverler bu şahsiyete göre insan değil. Peki nasıl itilaf edilmemiz gerekiyor? GÜSODER’i etiketleyen başka bir hesap: ‘Meşe değneği ile dövmek lazım bu cırlayan kadını.’ Diyor. Ne tesadüf ki yine GÜSODER’i etiketleyen başka bir hesao,‘Ciyak ciyak bağırıyorlar ya ağızlarına odunla vurasım geliyor.’ demiş.” 

‘Troller hesap verecek’ 

“Maalesef olaya ilişkin soruşturma süreci de bizi şüpheye düşürecek şekilde ilerledi. Olay yeri inceleme, gece kör karanlıkta inceleme yaptı. Rapor yazıldı. Yanmayan, bacası olmayan soba suçlu gösterildi. Sonra apar topar otopsi çıkartıldı ve perşembe günü Necla Teyze’yi toprağa verdik. Hiçbir yerde göremediğimiz bu hız, bizi ‘acaba bu olay örtbas edilmeye mi çalışılıyor?’ diye sormaya itiyor. Yıllardır adalet beklediğimiz cinayetlere, şüpheli ölümlere bir yenisi daha eklensin istemiyoruz. Antalya’da mermer ocaklarına kaşı çıkan Ali Ulvi ve Aysin Büyüknohutçu, İzmir’de sokağındaki köpekleri besleyen Yahya Köşek, Meryem Köşek ve kızı Funda Güçlü ve daha nice cinayete kurban gidenler daha adil daha dengeli bir dünya istedikleri ve yaşam hakkını savundukları için öldürüldü. Bu karanlığın dağılması, adaletin sağlanması için daha kaç cinayet işlenmesi gerekiyor? Uyarmıştık, bu yasa ve yönetmelik birer ölüm fermanıdır. Bu ölüm yasasının temelindeki şiddet sadece sokakta yaşayan kedilere, köpeklere ve onların hakları için mücadele eden, onlara bakım emeği verenlere yönelmiyor; aynı şiddet dalgası yüzünden emekçiler, yoksullar, çocuklar, yaşlılar, kadınlar, LGBTİ+’lar da mağdur oluyor. Bu kıyıcı şiddet politikalarını ancak el ele vererek, birlikte mücadele ederek aşabiliriz.” 

‘Gelin, birlik olalım’ 

“Bizler, yaşam hakkı savunucuları olarak, Necla Teyze’nin, Osmaniye’de ve diğer her yerde öldürülen tüm patili dostlarımızın yasını tutarken mücadeleyi büyütmekle yükümlüyüz. Necla Teyze ve öldürülen dostlarımız için adalet aramaktan, hayvanların yaşam hakkını savunmaktan asla vazgeçmeyeceğiz. Bu uğurda herkesi dayanışmaya ve mücadeleyi büyütmeye çağırıyoruz. Peki, neler yapmalıyız: Mahallelerimizde örgütlenelim. Eylemlere katılalım, meydanları terk etmeyelim. Sosyal medyada etiket çalışmalarına destek olalım. Gerçekleri her yerde anlatalım. GÜSODER’e karşı her alanda tepki koyalım. AYM önünde toplanalım. Sokakta yaşayan hayvanları yalnız bırakmayalım. Yerel yönetimler ve milletvekillerinden hesap soralım. Dayanışma ağları kuralım. Necla Teyze’nin hikayesi, hepimiz için bir çağrıdır. Adalet için, yaşam hakkı için, hayvanlar için harekete geçme zamanı. Necla Teyze’nin sesi olalım, hayvan dostlarımızın sesi olalım. Her birimize, bu mücadelenin ihtiyacı olduğu gibi her birimizin de bu mücadeleye verebileceği katkı var.  Hep birlikte, daha güçlü bir dayanışmayla mücadeleye devam edeceğiz. Sakın unutmayın, biz milyonlarız ve de bu haklı mücadelemizde ya kazanacağız ya da kazanacağız.”