Hadi, çıkar at maskeni

Kendimiz olmaktan utanır hale geldik diye düşünür oldum, özellikle son üç yıldır. Çünkü sürekli olduğumuzdan farklı bir imaj çiziyoruz. Daha çok olmak istediğimiz insan profiline bürünüyor gibiyiz. Bunda sosyal medyanın da çok büyük etkisi var kabul ediyorum. Başka dünyaları, başka hayatları gösterdi bize, kolay ulaşabilir hale geldik.

Geçenlerde Isparta’da Lavanta Kokulu Köy dedikleri bir yer var, oraya gittik. Orada yaşayanlardan biriyle sohbet etme şansımız oldu ve kendisi şöyle bir cümle kullandı; “Burası çok uzun yıllardır var ve buranın yerlisinin geçim kaynağı lavantalar ama Instagram sayesinde iki senedir popüler. Görüp geliyorlar.”

Kendi ülkemizdeki bir cennet köşesinden, sosyal medya sayesinde haberdar olduğumuza sevineyim mi üzüleyim mi bilemedim haliyle. 

Başkalarının gittiği yerlere gitmek, beğendiğimizi satın almak, hatta onların hayatları gibi yaşamak hatta ve hatta “O” olmak istiyoruz.

O kim? Kısa videolar ile tanıdığımız, fotoğraflar ile yaşamına ve karakterine şekil biçtiğimiz herhangi biri. Hemen kafada kurmalar başlıyor. Böyle hayatı varsa mutlaka şunu yapar, bunu yapmaz. Şuraya gider buraya gitmez. Daha çok sevilir ya da saygı gösterilir.

Bu düşünceler ile mesai harcarken kendimizi rol yaparken buluyoruz. Oysaki sizi bilen, bizi bilen biliyor. Yanımızda olanlar ona göre varlar. Sonradan çizdiğiniz profil ile gelenler, profili koruduğunuz süreç boyunca olacaklar.

Ne zor aslında olmadığınız biri gibi olmak.

Size ait bir duygu, size ait bir his o kadar değil ki üstünüzde durmuyor bile. Komik duruyor.  Siz yine hayallerinizdeki birey olabilmek adına çok çaba sarfedin, hayalleriniz olsun. Bunlar bizi perçinleyen duygular ancak olmadığınız biri gibi hissetmeye çalışmak, altına gümüş muamelesi yapmak kadar acı olur. Değerinizden değer kaybedersiniz.

Çıkar at maskeni, sen zaten çok güzelsin. Çok özelsin. Kendine ait bir dünyan var. Parmak izi gibi ayrıcalıklı,  kusurların kadar gerçek.  Yaşadıkların kadar deneyimli, yaraların kadar hassas. Mutlu anların kadar coşkulu, çabaların kadar nasırlı.

Şimdi tüm bunları yok sayıp, başka biri mi olacaksın?  Ya olduğun insan senin kadar acı biriktirmedi ise, nereden bilecek merhameti? Nereden bilecek senin bu aşamaya gelene kadar neler yaşadığını? Boşver sen sen ol.  Seni bildiklerinle sevsinler.