Hakkı sahibine teslim etmek!

Antalya Ticaret Borsası’nın, daha doğrusu borsa başkanı Ali Çandır’ın Türkiye’ye armağanı olan Yöresel Ürünler Fuarı, dün 8’inci kez kapılarını ziyaretçilerine açtı. Çandır vurgusunu özellikle yapıyorum çünkü YÖREX’in fikir babası da, bu fikri projeye dönüştürüp hayata geçiren ve bugünlere gelmesinde en büyük pay sahibi olan da o…

Tahmin edildiği, beklendiği gibi açılışa ilgi bir hayli fazlaydı. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Kalkınma Bakanı Lütfi Elvan ve YÖREX açılışlarının demirbaşı TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, açılışın ağır konuklarıydı. Bunun yanı sıra AK Parti, CHP ve MHP Milletvekilleri de yine konuklar arasında yerini aldı. Vali Münir Karaloğlu, Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Mesut Kocagöz, diğer belediye başkanları, ülke genelinde 125 civarında oda ve borsa başkanları, bürokratlar vs., hemen herkes oradaydı. Ve yine tahmin edildiği gibi sırayla kürsüye çıkan konuşmacılar YÖREX’in ‘ne kadar değerli, ne kadar verimli’ bir fuar olduğu yolundaki görüşlerini sıraladı, düzenleyenlere övgüler yağdırdı. Dilekler, temenniler de yer aldı konuşmalarda…

Önceki günkü yazımda zaten bu tür konuşmalar yapılacağını (her yıl yapılıyor çünkü) belirtmiştim. Bir şey daha demiştim; “Kürsüye çıkan destek sözü veriyor ama ortada somut bir şey yok..” mealinden…

Dün aynen söylediğim/yazdığım gibi yine destek sözlerinin ardı arkası kesilmedi. Özellikle her iki bakan konuşmalarında YÖREX’in yurtdışına açılması gereğine vurgu yaptı ve bu düşünceyi sonuna kadar desteklediklerini ifade etti. Bunlar umut verici, duymak istediğimiz şeyler ancak ben artık söylemlerin eyleme dönüşmesini bekliyorum. Artık verilen desteklerin soyuttan somuta dönüşmesini, elle tutulur, gözle görülür hale gelmesini arzuluyorum…

Çünkü ülke olarak kalkınmayı kırsaldan başlatmanın yolu yöresel ürünlerin hakettiği değere ulaştırılmasından geçiyor. Bunu şu ana kadar en iyi yapan da YÖREX. İlk kez yapıldığı 2010 yılından bu yana coğrafi işaret alan yöresel ürün sayısı 250’lere ulaştı. Yeterli mi, değil. Çünkü ülkemizde bu potansiyele sahip, yani coğrafi işaret alabilecek 2500 civarında ürünümüz var. ATB Başkanı Ali Çandır dünkü açılış konuşmasında anlattı. Bizdeki ürünlerin yarısı kadar ürüne sahip Almanya bundan 4 milyar Avro’luk gelir elde ediyor. Bu konuda Avrupa’da lider durumda olan Fransa ve İtalya’nın gelirleri ise 6’şar milyar Avro civarında. Yani demem o ki, biz daha yolun çok başındayız. YÖREX işte böyle önemli bir ufuk açtı Türkiye’ye. Şimdi yapılması gereken bu yolu el birliğiyle, güç birliğiyle genişletip olabildiğince ilerlemek. Bunun için de öncelikle kısır çekişmeleri, siyasi endişeleri, çekinceleri bir tarafa bırakıp hakkı sahibine teslim etmek gerek…

Dikkatimi çekti, dün bunu TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu net bir şekilde yaptı. Bugüne kadar katıldığı açılışlarda Çandır’ı satır aralarına sıkıştırılmış ifadelerle öven Hisarcıklıoğlu, dünkü konuşmasında ilk kez çok net ifadeler kullandı, “YÖREX’i başından beri TOBB olarak destekliyoruz. Ülke genelinde tüm oda ve borsaların katkıları var ancak bu işin fikir babası, mimarı Ali Çandır’dır” dedi. Çandır’ın Zeytinpark, ‘Şimdi Antalya Zamanı’ kampanyası gibi projelerinden bahsetti, kente katkılarını övdü. Evet YÖREX Ali Çandır’ın projesi olarak doğdu ve bugünlere geldi ama artık Çandır’ın değil Antalya’nın, Türkiye’nin projesi. Dolayısıyla bu önemli organizasyona artık herkesin gerektiği şekilde sahip çıkması, omuz vermesi, katkı koyması gerek. Antalya Ticaret Borsası’nın imkanlarıyla gelebildiği nokta burası. Süslü konuşmaların, dilek ve temennilerin gerçekleşebilmesi için bundan sonrasında özellikle devlet erki lazım. Verilen destek sözlerinin yerine getirilmesi lazım. Bundan sonra beklentimiz de takibimiz de bu yönde olacaktır…