Hala senaryo diyor!..

Abone Ol

Üç yıldır ben yazmaktan bıktım, adam inkâr etmekten bıkmadı.

Kimden mi bahsediyorum?.

Sabah siyah dediğine, öğleden sonra beyaz diyen, akşam söylediğini ertesi gün inkâr eden Mustafa Akaydın’dan..

Hoca efendi dün de medya pazarındaydı..

“CHP’li Akaydın’a fezleke şoku” başlıklı haberle..

Haberin içeriği kısaca şöyle: “Antalya Cumhuriyet Başsavcılığı, 30 Mart 2014 yerel seçimlerinde CHP adayı olup seçimi kaybetmesinin hemen ardından, bir kısmı resmi evrak olan belgelerin yaktırıldığı, oysa bu evrakların bir komisyon kurularak, o komisyon tarafından imha ettirilmesi gerektiği yönünde bir fezleke hazırlayıp Adalet Bakanlığına o fezlekeyi sundu.”

Seçimi kaybedince ne yapacağını bilemez halde her şeye başvuran Mustafa Akaydın yapmaması gerekeni yaptığı.,

Antalya Cumhuriyet Savcılığı da, yapması gerekeni yaptığı için dün konu bir kez daha gündeme getirilmiş.

Ancak.,

2 Nisan 2014, yani Mustafa Akaydın’ın kaybettiği seçimden 2 gün sonra baş gösteren bu evrak yakma olayının yaşandığı o gün, gözlerimin önünden bir film şeridi gibi gelip geçiverdi.

Bu yazıyı okuyanlar emin olsun, vicdan sahibi birisi olarak kendi kendimi bir kez daha, “Yazıklar olsun”  demekten alıkoyamadım..

Dün de yine herkese çamur atmış.

Hem de yaptığını inkâr ederek.

Neymiş?

Olay, seçimi kazanan Menderes Türel’e temiz bir makam odası bırakmak için değersiz evrakların imha edilmesi olayıymış.

Neymiş?

Türel’i, Enç’i ve AK Partili militanları aklama davası, Akaydın’ın açacağı tazminat davasından yırtma girişimiymiş.

Ve son cümlesinde de demiş ki:

“Ben yakmadım ki zaten. Yakan adamın adını da verdim. Lütfi diye bir adam.”

Yuh ya, trilyon kez yuh..

Ya sen değimliydin ki 2 Nisan, yani evrak yakma olayının baş gösterdiği günün akşamında televizyon televizyon gezip, “Ben yakın dedim. Hepsi değersiz evraktı. Türel’e temiz bir makam odası bırakmak adına evrakların imha edilmesi talimatını verdim” cümlelerini kullanan.

Şimdi niye hala, “Ben yakmadım ki zaten” deme gereği duyuyorsun?

Söz uçar yazı kalır ya hani, hala inkar ettiğin o evrak yakma olayı ile ilgili talimat verdiğin yöndeki bizzat şahsının sözleri tv’lerin internet sayfalarında kabak gibi duruyor.

Temiz makamdan bahseden sen.,

2009 seçimlerinin devir teslim töreninde,  Menderes Türel’i, Selda Bağcan’ın “Yuh yuh” parçasıyla uğurlamaya kalkıp, oradaki yandaşlarının hakaretleri baş gösterdiğinde gülerek seyrettiğin günü unutup.,

5 yıllık süreçte Türel’e karşı neyin değişti de, temiz bir makam bırakmak istedin ki?

Bırak makam bırakmayı, 6 Nisan 2014 günkü devir teslim törenine gelecek yüzü dahi bulamadın kendinde.

Sen hangi iftira, hangi aklama, hangi senaryo, hangi tazminattan yırtma girişiminden bahsediyorsun ki?

Antalya Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanıp, Adalet Bakanlığına gönderilen söz konusu fezlekenin görüşülmesi esnasında evrak yakma olayının canlı şahidi olan bizzat şahsım adına tüm gerçekleri gerek duyulması halinde hiç çekinmeden tüm detayları ve belgeleriyle yetkililere sunmaya hazırım..

Kimse benim gazetecilik başarımı küçümseyemez..

Adının önünde ‘Profesör’ ibaresi bile olsa…