Hayat bu!..

Abone Ol

Belediye başkan adayları belli oldu..

Meclis üyesi adayları de bir bir sıralandı.

Sıralamayı yetiştiremeyenlere 26 Şubat’a kadar süre. O tarihe kadar da yetiştiremeyen, karıncayla yarışsın..

Şimdi geldik siyasetteki fasulyenin faydalarına!..

Meclis üyeleri listesi açıklandığında herkes bir birine sordu:

 “CHP Konyaaltı’nda Sıtkı Soydal nereden çıktı?.”

Ve aynı soruya ilaveten, “Soydal Ak Parti’nin önceki dönem Aksu adayı değil miydi?.”

Soruyu soran kendi cevapladı:

“Erdal Öner de iki dönem öncesi Ak Parti’nin Kepez adayıydı, bugün CHP’nin yine Kepez adayı.”

“Dört yıl CHP Konyaaltı ve Büyükşehir Belediye Meclis Üyesi konumundaki Remzi Sadi de AK Parti’nin Konyaaltı adayı değil mi?” diye de ekleyenler olmadı mı?

Fazlasıyla..

Misal..

“Murtaza Tamyürek neden bu kez meclis üyesi listelerinde yok” diyenler de çıktı..

Futbol Federasyonu Akdeniz Bölge Müdürü Cansel Çevikol Tuncer de, Muhittin Böcek’in kontenjan adayı yapıldı.

Yanlış anlaşılmasın, bunlar siyasetteki fasulyenin faydaları değil.

Gündemin sıcak konuları.

Konuları olmasına konuları da, asıl mesele belediye başkan aday adaylığı ve adaylık tespiti sürecinde, başkan olarak etkin olamadıkları gibi yetersiz kalmalarıyla ün salan Devrim Kök ile Ercan Erkan’ın halleri ne olacak?.

Dik duruş sergilememek..

Söylediklerinin ardında dağ gibi durmamak..

Yanar döner tabiriyle sözler sarf ederek, partililerin kafalarında soru işaretleri oluşturmak.

Günü kurtarabilmek adına, gerçek ile yakından uzaktan alakası olmayan şeyleri savunup..

Partililerin beyinlerini karıştırmak.

Siyaset adamlığıyla alakası olmasa gerek.

Bu durumda siyasi parti tabanını tutabilmek mümkün mü?

O zaman esas kıyamet 30 Mart sonrası kopacak desenize..

Havalar şu sıralar mevsim normallerin üzerinde seyrediyor seyretmesine de, siyasetteki, özellikle de CHP içerisindeki hava sanırım fırtınaya dönüşecek gibi.

Yoksa hiçbir şey olmamış gibi.,

Koltuğa en ağır yapıştırıcıyla yapışmış hal ortaya koyulması siyaset dünyasında her zaman gelip geçici olmuştur..

Tabiri caiz ise, çocuk bu işleri elini yüzüne bulaştırmıştır..

Hiç kimse doğarken kendi adını seçme şansına sahip olmadığı gibi siyasette de güzel vaatlerle seçilebilirsin ama, ömrün adın gibi uzun süre telefuz edilmeye bilir..

Hani denir ya hep, “Siyasette neyin ne olacağını önceden kestirebilmek asla mümkün olmaya bilir” diye.

Antalya CHP İl hatta Muratpaşa ilçe örgütü bunu resmen noter gibi tasdiklemiştir.

Bir gün birisi aday yapıldı.

İkinci gün kendileri aday oldular.

Üçüncü gün ilk günkü adayın ismi sıcak tutuldu.

Dördüncü gün bir başkası ortaya çıkartılıverdi.

“O başkası da, ilk günkü aday da fark etmez aynı kişiler sayılır” denildi ama, vücutlar ayrı..

Şimdilerde meclis üyeliği listeleri için tedirgin bir bekleyiş hakim.

Nedeni de, “Siyasette neyin ne olacağını önceden kestirebilmek mümkün değil” gerçeği.

Bir bakmışsınız birinci sıradaki aday, 20’nci sıraya alınıvermiş.

Olmaz mı?

Siyasette olmaz diye bir şey mi varmış?