İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ve 51 kişinin tutuklanmasından sonra başlayan eylemler 7 gün boyunca ülke gündemini meşgul etti.
Milyonlarca insan meydanlara çıktı…
Yüzlerce genç gözaltına alındı ve bir kısmı tutuklandı…
Dövizde yükseliş, borsada düşüş sonucunda 27 milyar dolarlık ekonomik kayıp yaşandı.
Zaten ekonomik krizin yoğun baskısında yaşarken, bir de bu kayıpların telafisi için yeni zamlar ve fiyat artışları kapıda…
Antalya’da KOBİ işletmeleri haliyle ciddi sıkıntı içinde…
Özellikle krediye ulaşmada, ulaşılsa bile yüksek kredi maliyeti nedeniyle tereddütte olan iş insanları krediye olan ihtiyacını erteleyip küçülmeye gitmekte çözüm arıyor…
Son bir ayda Antalya’da kapatılan şirket sayısında yüzde 37’lik bir artış olduğu gözlemleniyor…
Tabii bu küçülmenin ilk darbesini çalışanlar çekiyor…
İşletmesini ve üretimini küçülten patronların ilk tedbiri işçi azaltma oluyor…
Ve bu da 10 milyonu aşkın işsizler ordusuna yenilerinin katılmasını sağlıyor…
Milyonlarca insan işsiz ve asgari ücretin bile altında çalışmaya razı halde iş arıyor…
Ve bunun için her çareye başvuruyorlar…
Ancak ne kadar kalifiye eleman olursanız olun, ne kadar liyakat sahibi, tecrübeli olursanız olun, hayatın her alanında olduğu gibi iş bulmak da artık “siyasallaşmış” durumda…
AK Parti’den ya da yandaşı olan yan kuruluşlardan birisinden referans alınmadan herhangi bir iş bulmak neredeyse imkansız hale gelmiş…
Ve tabii bunun için de formül hazır…
Mülakat yapmak…
Böylece referanslı olanların işe alınmalarında büyük kolaylık sağlanıyor…
Geçenlerde Kars milletvekilinin TBMM’de yaptığı konuşmaya rastladım sosyal medyada.
Kars’ta geçen bir “işe alımla” ilgili çok çarpıcı bir olayı anlatıyordu.
Kafkas Üniversitesi Veteriner Fakültesinin merasında çalıştırılmak üzere 4 “çoban alımı” yapmak için duyuru yapmışlar…
Başvuruları aldıktan sonra yazılı sınav sonrası adayları mülakata çağırmışlar…
Tabii referanslı olanların puanları düşük olduğundan onları işe almak için yüksek puanlı olanları sorulan sorularla elemişler…
Ne mi sormuşlar?
Sorunun biri şu: “Kars’ın ilk belediye başkanı kimdir?”
Mübarekler, sanki dağa çoban değil de belediyeye eleman alıyorlar…
Tabii çoban adayı bilemediğinden kaybediyor…
Diğer soru ise “Aras nehri nereden doğar?”
Ulan Milli Eğitime coğrafya öğretmeni mi alıyorsun, dağa çoban mı?
Bu aday da bilemediğinden eleniyor…
Bir diğer adaya sorulan soru ise içler acısı,
“İlk yazıyı kimler icat etti?”
Sanki adamcağız üniversiteye çoban olmak için değil, epigrafist olmak için başvurmuş…
Bilemedin çık dışarı…
Eee şimdi diyeceksiniz ki, üniversite bilim yuvası, haliyle çalışacak eleman çoban bile olsa biraz mürekkep yalamış olmalı…
Eh bu söz de doğru…
Dağda koyunlara, ineklere hangi otu yiyeceklerini değil, Einstein’ın izafiyet teorisini anlatmalı ki bilimsel süt versinler…