Attalos Heykeli önünde toplanan hayvanseverler, sokak hayvanlarına yönelik hazırlık yapılan yasaya ilişkin basın açıklamasında bulundu. Topluluk adına konuşan Ertuğrul Çeler, bu konuda iktidara “AKP hükümeti, sokakta yaşayan köpeklere dönük büyük bir katliama hazırlanmakta, uzun zamandır nefret söylemleriyle yolu döşenen köpek katliamına izin veren yasa tasarısının mecliste görüşülmesi ve yasalaşması planlanmaktadır. Meclis tatile girmeden önce apar topar geçirilmeye çalışılacak yasa önerisi ile köpeklerin toplatılmaları ve bir ay içinde sahiplendirilmezlerse ‘uyutma’ adı altında öldürülmeleri gündeme gelmiş durumda. Üstelik hükümet açıkça ‘kısırlaştırma maliyetli geldi’ diyerek harekete geçmiştir. AKP hükümeti aslen zaten fiili olarak hayata geçirilen bir durumu şimdi yasal güvenceye kavuşturmaya çalışmaktadır. Her alanda olduğu gibi hukuk tanımazlık, şimdi hayvanlar üzerinden sürdürülmektedir” diyerek sert tepki gösterdi.
‘ASIL SOKAKLAR GÜVENLİ DEĞİL’
Hayvanların birtakım basit maliyet hesaplarının konusu olmadığını belirten Ertuğrul Çeler, Avrupa modeli olarak reklamı yapılan modelin apaçık bir katliam olmakla birlikte kültürel kodlara da aykırı olduğunu öne sürdü. Çeler, “Sokak hayvanlarını ‘başıboş’ veya ‘terörist’ diye yaftalayarak toplatmak, pek çok alandaki hukuksuzluklara bir yenisini daha eklemek anlamına gelecektir. Mevcut kanunu bile uygulamayan hükümet aşırı sağcı müttefikleriyle birlikte, hâlihazırda tamamen yetersiz olan bu kanundan çok daha ağır düzenlemeleri meclise getirmeye hazırlanmaktadır. 5199'un 6'ncı maddesini yani kısaca ‘kısırlaştır, aşılat, yerinde yaşat’ maddesini kaldırarak hayvanları kalıcı olarak hapsedebilmenin yolunu açmak istiyorlar. Asla izin vermeyeceğiz! Sokak hayvanlarına dönük bu tavır yeni olmadığı, sokak hayvanları, özellikle köpekler, partilerin ve medyanın etkisiyle uzun süredir bir nefret kampanyasının hedefi konumunda. Bu kampanyanın taraftarları ‘köpek terörü'nden ve buna karşı ‘güvenli sokaklar’dan söz etmektedir. Ancak, bizler biliyoruz ki sokaklar asıl hayvanlar için güvenli değildir ve ana akım medyada gösterilenin aksine yaygın değil, münferit olan köpeklere atfedilen şiddet vakalarının da asıl kaynağı kamusal otoritelerin sorumluluklarını yerine getirmemesidir” diye konuştu.
‘BU VAHŞET HEPİMİZİN MALUMU’
Hükümetin kendi hazırladığı Hayvanları Koruma Kanunu'nu uygulamadığını, belediyelerin, kısırlaştırma ve aşılama için üzerine düşeni 20 yıldır yerine getirmediğini öne süren Ertuğrul Çeler, hayvanlara dönük şiddetin yıllardır cezasızlıkla ödüllendirildiğini ifade etti. Çeler, “Sokak hayvanı popülasyonunu arttıran ve birçok hayvanın kendisi için çok kötü koşullarda yaşam savaşı vermesine sebep olan üretim faaliyetleri engellenmemekte ve hatta denetlenmemektedir. Hayvanların beslenmesi ve sağlığıyla ilgili de sorumluluklarını yerine getirmeyen kamu otoriteleri köpekleri toplayıp uygunsuz yerlere topluca bırakmaktadır. Barınaklarda yaşanan şiddet ve hak ihlallerinden bahsetmeye bile gerek yok. Bu vahşet hepimizin malumu. Sokakta yaşayan hayvanlar sebebiyle insanların zarar görmesinin sebebi köpekler değil, yaşam hakkını hiçe sayarak görevlerini yerine getirmeyen, ‘barınak’ adı verilen toplama kamplarında hayvanlara eziyet eden, hayvanları ancak nefret politikaları söz konusu olduğunda hatırlayan hükümet, belediyeler ve kamu görevlileridir. Bizler hayvan hakları aktivistleri olarak, tam da tüm canlılar için yaşamı savunduğumuz için, çocuklar, hayvanlar, kadınlar LGBTİ+'lar... tüm herkes için şiddetsiz bir dünya istediğimiz için köpeklerden değil, gerçek sorumlulardan hesap sorulmasını istiyoruz. Hükümeti ve tüm muhatapları hayvanlardan değil, bütün bu yaşananlardan sorumluluğu olanlardan hesap sormaya çağırıyoruz. Yasa katliam yasasına dönüştürülmemeli; bilakis mevcut yasayı çiğneyen tüm yetkililerden hesap sorulmalıdır” diye çağrıda bulundu.
ARZU YAVUZ