Antalya’da, Sessiz Hekimler Platformu bir araya gelerek 43’üncü haftada İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarını protesto ederek İsrail’in uluslararası arenada herhangi bir yaptırıma maruz kalmamasına tepki gösterdi, basın açıklaması gerçekleştirdi. Muratpaşa Camii’nden başlayan ve Kapalıyol’da sona eren yürüyüşte hekim ve sağlık çalışanlarına çevredeki vatandaş da destek verdi. Açıklamayı Sessiz Hekimler Platformu adına Muhammed Azad okudu. Türkiye'deki hekimler ve sağlık çalışanları olarak, Sessiz Yürüyüşün 43’üncü haftasında, Gazze'yi bir kez daha hatırlatmak ve hatırlamak için bir araya geldiklerini dile getirenMuhammed Azad, “Sözlerimizin başında; dün Filistinli çiftçileri koruma kampanyasının bir parçası olarak Uluslararası Dayanışma Hareketi'nde (ISM) gönüllü olarak çalışan ve İsrail’de Nablus yakınlarındaki Beita kasabasında, kasabanın haftalık yerleşim karşıtı yürüyüşü esnasında başından vurularak vefat eden Türk vatandaşı Ayşenur Ezgi Eygi’ye Allah’tan rahmet, yakınlarına başsağlığı diliyoruz” dedi. ‘İnsanlık adına utanç verici’
Katliamların devam ettiğini hatırlatan Azad, “Üç nesildir Gazze topraklarında süregelen, soykırım niteliğindeki katliamlar ne yazık ki devam ediyor. Bu uzun harpte, nesilden nesille kan ve gözyaşıyla birlikte şecaat ve fedakarlık; hüzün ve acıyla birlikte şevk ve ümit miras kaldı. Vatanperverliğin ve şerefin en duru timsali olan kardeşlerimize yönelik, 7 Ekim’den bu yana tam 337 gündür işgalci İsrail ordusu ve işbirlikçileri, soykırım ve katliamlarına devam ediyor. Siyonist zalimler, 'emzikli bebekten ak saçlıya kadar' her canlının katledilmesini kendilerine hak görüyor. Ancak şu herkesçe bilinmelidir ki gayrimeşru işgalcilerin meşru müdafaa hakkı yoktur. Bir kız çocuğunun saçlarını döken keder ve korku, bu adaletsiz dünya sisteminin yanına kâr kalmayacaktır. Temennimiz bu sistemin belasını millet-i İslam’ın elinden bulması yönünde, azmimiz ve gayretimiz de bu hedef doğrultusundadır. Son 10 ayda, Gazze'de her gün ortalama 130 kişi katledilmiş, toplam şehit sayısı 40 bini aşmıştır. Bu sayının en az 17 bini çocuk, 11 bini kadınlardan oluşmaktadır. Gazze’de en az 3 bin 500 çocuk yetersiz beslenme nedeniyle ölüm tehlikesiyle karşı karşıyadır. Bu sayılar artık vicdanları köreltmiş, insanlık adına utanç verici bir durumu temsil etmektedir. Küresel güçlerin yuvalandığı devletler, bu suçların faillerini alkışlar eşliğinde ülkelerinde ağırlamış, zulme açıktan destek vermiş ve insan hakları iddialarındaki ikiyüzlülüklerini bir kez daha sergilemişlerdir” şeklinde konuştu. Boykot davetini yinelediler
Zulme karşı olacaklarını hatırlatan Azad, “Sözüm ona evrensel insani değerlerin ve infazsız uluslararası hukukun ne kadar zayıf ve göstermelik olduğu ortadadır. Artık insani olanın ne olduğunu, keyfi buyruklarla belirlemeye çalışmanın gafletinden kurtulmanın zamanı gelmiştir. Çünkü insana yaraşanın ne olduğunu, yalnızca insanı yaratan bilir. Bizler, zulme karşı duran hekimler ve sağlık çalışanları olarak, bu azgın topluluğa karşı mücadelemizi daha da şiddetlendireceğiz. Üniversite kampüslerinden meydanlara kadar her yerde, Gazze halkına desteğimizi haykıracağız. Bizleri dünyanın kibirli emperyallerine ‘reel politik’ gereği bel bağlamak, gemilerini limanlarımızda, piyonlarını saraylarımızda ağırlamak durumunda bırakan acziyetimizden kurtulmak için öz kimliğinden şaşmayan dirayetli bir cehd içinde olacağız. Dün olduğu gibi bugün de İsrail’i ve onu meşru gören çürümüş insan müsveddelerini lanetlediğimizi ve her alanda boykot ettiğimizi ilan ediyoruz. Özellikle meslektaşlarımızdan reçetelerde, hastanelerde ve eczanelerde yerli ilaçları tercih etmelerini önemle rica ediyoruz. Tüm devlet kurumlarını, işletme sahiplerini ve halkımızı aktif boykota ve milli sermayeye destek vermeye davet ediyoruz. Zira zulme karşı durmak ve hakkı haykırmak, bu dünyada evlatlarımıza bırakabileceğimiz en şerefli mirastır. Fakat daha da şereflisi, dün Çanakkale’de, İstiklâl Harbinde, Bosna’da, Karabağ’da; bugün Suriye ve Kuzey Irak’ta olduğu gibi, yarın Filistin’de, Doğu Akdeniz’de ve Doğu Türkistan’da mâbedimizin göğsüne uzanan nâmahrem elleri kırmaktır. Zulme karşı sessiz ve hareketsiz kalan, zulme ortaktır. Ne mutlu, sözü dinleyip en güzeline kulak verenlere. Ne mutlu, zulme engel olmak için çağrıya koşanlara. Er meydanını ersiz bırakmayanlara. Biz vicdanımızla, şuurumuzla, duamızla ve eylemimizle Gazze’deki kardeşlerimizin yanındayız ve yanlarında olmaya devam edeceğiz. Dünyadaki en izzetli kara parçası olan Gazze’ye ve onun haysiyet sahibive hür insanlarına selam olsun. Kanıksamayacağız, normalleştirmeyeceğiz. Sabırla ve azimle, zulme karşı duranlar olacağız” diyerek konuşmasını tamamladı.
ESRA ALTUNKES
Katliamların devam ettiğini hatırlatan Azad, “Üç nesildir Gazze topraklarında süregelen, soykırım niteliğindeki katliamlar ne yazık ki devam ediyor. Bu uzun harpte, nesilden nesille kan ve gözyaşıyla birlikte şecaat ve fedakarlık; hüzün ve acıyla birlikte şevk ve ümit miras kaldı. Vatanperverliğin ve şerefin en duru timsali olan kardeşlerimize yönelik, 7 Ekim’den bu yana tam 337 gündür işgalci İsrail ordusu ve işbirlikçileri, soykırım ve katliamlarına devam ediyor. Siyonist zalimler, 'emzikli bebekten ak saçlıya kadar' her canlının katledilmesini kendilerine hak görüyor. Ancak şu herkesçe bilinmelidir ki gayrimeşru işgalcilerin meşru müdafaa hakkı yoktur. Bir kız çocuğunun saçlarını döken keder ve korku, bu adaletsiz dünya sisteminin yanına kâr kalmayacaktır. Temennimiz bu sistemin belasını millet-i İslam’ın elinden bulması yönünde, azmimiz ve gayretimiz de bu hedef doğrultusundadır. Son 10 ayda, Gazze'de her gün ortalama 130 kişi katledilmiş, toplam şehit sayısı 40 bini aşmıştır. Bu sayının en az 17 bini çocuk, 11 bini kadınlardan oluşmaktadır. Gazze’de en az 3 bin 500 çocuk yetersiz beslenme nedeniyle ölüm tehlikesiyle karşı karşıyadır. Bu sayılar artık vicdanları köreltmiş, insanlık adına utanç verici bir durumu temsil etmektedir. Küresel güçlerin yuvalandığı devletler, bu suçların faillerini alkışlar eşliğinde ülkelerinde ağırlamış, zulme açıktan destek vermiş ve insan hakları iddialarındaki ikiyüzlülüklerini bir kez daha sergilemişlerdir” şeklinde konuştu. Boykot davetini yinelediler
Zulme karşı olacaklarını hatırlatan Azad, “Sözüm ona evrensel insani değerlerin ve infazsız uluslararası hukukun ne kadar zayıf ve göstermelik olduğu ortadadır. Artık insani olanın ne olduğunu, keyfi buyruklarla belirlemeye çalışmanın gafletinden kurtulmanın zamanı gelmiştir. Çünkü insana yaraşanın ne olduğunu, yalnızca insanı yaratan bilir. Bizler, zulme karşı duran hekimler ve sağlık çalışanları olarak, bu azgın topluluğa karşı mücadelemizi daha da şiddetlendireceğiz. Üniversite kampüslerinden meydanlara kadar her yerde, Gazze halkına desteğimizi haykıracağız. Bizleri dünyanın kibirli emperyallerine ‘reel politik’ gereği bel bağlamak, gemilerini limanlarımızda, piyonlarını saraylarımızda ağırlamak durumunda bırakan acziyetimizden kurtulmak için öz kimliğinden şaşmayan dirayetli bir cehd içinde olacağız. Dün olduğu gibi bugün de İsrail’i ve onu meşru gören çürümüş insan müsveddelerini lanetlediğimizi ve her alanda boykot ettiğimizi ilan ediyoruz. Özellikle meslektaşlarımızdan reçetelerde, hastanelerde ve eczanelerde yerli ilaçları tercih etmelerini önemle rica ediyoruz. Tüm devlet kurumlarını, işletme sahiplerini ve halkımızı aktif boykota ve milli sermayeye destek vermeye davet ediyoruz. Zira zulme karşı durmak ve hakkı haykırmak, bu dünyada evlatlarımıza bırakabileceğimiz en şerefli mirastır. Fakat daha da şereflisi, dün Çanakkale’de, İstiklâl Harbinde, Bosna’da, Karabağ’da; bugün Suriye ve Kuzey Irak’ta olduğu gibi, yarın Filistin’de, Doğu Akdeniz’de ve Doğu Türkistan’da mâbedimizin göğsüne uzanan nâmahrem elleri kırmaktır. Zulme karşı sessiz ve hareketsiz kalan, zulme ortaktır. Ne mutlu, sözü dinleyip en güzeline kulak verenlere. Ne mutlu, zulme engel olmak için çağrıya koşanlara. Er meydanını ersiz bırakmayanlara. Biz vicdanımızla, şuurumuzla, duamızla ve eylemimizle Gazze’deki kardeşlerimizin yanındayız ve yanlarında olmaya devam edeceğiz. Dünyadaki en izzetli kara parçası olan Gazze’ye ve onun haysiyet sahibive hür insanlarına selam olsun. Kanıksamayacağız, normalleştirmeyeceğiz. Sabırla ve azimle, zulme karşı duranlar olacağız” diyerek konuşmasını tamamladı.
ESRA ALTUNKES