Her yer otopark!..

Gerçekten öyle mi?

Bana göre bir noktaya kadar..

Zira, şehrin her yeri otopark da ondan..

Daracık sokaklara dahi herkes araçlarını gelişi güzel bırakmış.,

Arkasından gelecek sade bir vatandaşı geçtim, ambulans ya da itfaiye aracı geçmekte zorlanır mı, zorlanmaz mı kimsenin umurunda bile değil.

Peki bu kentte hakikaten trafik polisi var mı?

Varsa şehrin trafik akışını rahatlatabilme açısından ne tür bir uygulama yapıyorlar?

Evet Antalya kentinde de trafik polisleri var.

Trafik denetleme ve trafik tescil diye de ikiye ayrılıyor.

Tescil adı üstünde ehliyet ve plaka tescilleme olayına bakıyor.

Eskiden tescilde görevli polislere şehir içi trafiği açısından da görev yazılırdı, şimdilerde aynı uygulama devam ediyor mu bilemiyorum.

Zira denetleme şubesindeki polisler tecilden ayrılar.

Trafik denetleme görevlileri ne yazık ki, şehir içi trafik akışı ile ilgilenmekten çok, ya bol bol motosiklet avcılığı yapıyorlar.,

Ya da ellerinde kalem ve ceza makbuzu yaz babam yaz.,

Arzuhalciler bile onlar kadar çok kalemle haşır neşir değiller..

Gelin bir şehir turu atalım..

Güllük Caddesi’nin aşağıdan yukarıya araçlar gelişi güzel park edilmiş..

Hasan Subaşı Caddesi’ni anlatmaya gerek bile yok..

Aziz Toytunç, Atatürk, Doğu Garajı, Meydan güzergahı, 100. Yıl, Yener Ulusoy Bulvarı.

Daha sayalım mı?

Milli Egemenlik ve Teomanpaşa Caddesi..

Gel Andızlı Mezarlığı tarafından, Mark Antalya arkasından yürü raylı sistem güzergahına doğru.. Yol daralmaya başlamasına, etrafta kapalı ya da açık birçok otopark bulunmasına rağmen, yol boyunca kafalara göre park edilmiş araçlarla dolu.

Ama kimin umurunda?

“Antalya’nın en büyük sorunu oto park” söylemine katılmıyorum.

Vatandaş sırf para vermemek adına, buldukları yere araçlarını gelişi güzel park etmekten başka bir şey düşünmüyor.

Ediyor da..

Bana göre etmiyor, trafik polisleri tarafından ettiriliyor..

Görevini yapmak isteyen hiç kimseden korkmaz arkadaş.

Ama zihniyet sanırım, “Bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın” zihniyeti..

Bir zamanlar Antalya’da Fahrettin Çakar isimli Trafik Şube Müdürü vardı..

Torpilmiş, siyasiymiş, ensesi kalın iş adamının oğluymuş, torunuymuş onun umurunda bile değildi..

Kim trafik konusunda aykırılık yapıyorsa, kanunun gereğini yerine getirmekten çekinmez.,

Getirmeyen memurunu da affetmezdi..

Bu kentte yaşayan herkes Çakar Müdür’ün huyunu iyi bildiğinden de, mümkün olduğunca kurallar dışına çıkmamaya özen gösterirdi..

Ve o müdürü mumla arıyoruz mumla.

Ben trafik kirliliği yapıyorsam, benim de gözümün yaşına bakmayın arkadaş, bakmayın..

Lütfen, Antalya’nın cadde ve sokaklarının keyfe keder oto park haline getirilmesine bakın artık..

Trafik polisliği motosiklet toplamakla, radar koymakla, geceleri alkol metre uygulaması yapmakla sınırlı olmasa gerek..

Adı üstündü trafiğin polisi ama şehir içi trafiğin rahatlatılması için ne katkı koyulduğu hakikaten tartışılmaya başlandı..