Herkes larç olamaz!..
Ve ben o kahvaltıya gidememiştim..
Bir gün sonrası Akaydın’ın bu kahvaltı sırasında neler konuşup, ne mesajlar verdiğini, daha doğrusu hangi gazeteci üzerinde ne intiba bıraktığı ile ilgili gazeteleri taradım.
Gözüm Mustafa Akaydın’ın, “Sorumsuz siyasileri siz cezalandırın” hitabına takılı kaldı.
Bu söz, “Resmen beynimi tırmaladı” desem abartmış sayılmam..
Neden mi?
Bilmediğim, görmediğim, bizzat yaşamadığım bir olayı, görmüş ve yaşanmış olarak asla bu köşeden ele almam.
Tarih 2 Ocak 2012. Yani yeni yılın henüz 2’nci günü. Gültekin Gencer’in bizzat telefon açıp ettiği davet üzerine öğle yemeği için 7 Mehmet restoran’a gitmiş;
Söz konusu yemek ile ilgili gelişmeleri bir gün sonra bu köşeden vermiştim. Ancak eksik kalmış.
Bunu da, Akaydın’ın, “Sorumsuz siyasileri siz cezalandırın” sözüyle hatırladım.
Söz konusu yemeğin son bölümlerinde bir kahve içimlik sohbette bulunurken, Mustafa Akaydın ve beraberindekilere;
“Türkiye Turizmi’nin lokomotifi ve dünya kenti diye adlandırılan Antalya şehrinin Süper Lig’deki futbol takımının bir otel sahasına mahkum bırakılması seçilmiş siyasetçilerin koca bir ayıbıdır” dedim.
Benim bu deyişime başkan Akaydın, “İşte Vedat Gürhan’ca bir soru. Sen de benimle uğraşmaktan geri durmuyorsun. Neden benim ayıbım olsun ki” cevabını vermez mi?
Tekrar ediyorum. Benim ortaya attığım laf;
“Türkiye Turizmi’nin lokomotifi ve dünya kenti diye adlandırılan Antalya şehrinin Süper Lig’deki futbol takımının bir otel sahasına mahkum bırakılması seçilmiş siyasetçilerin koca bir ayıbıdır.”
Ve bu konuşmaya Mustafa Akaydın’ın verdiği cevap da, ortada.
Sanki, “Antalya’nın stadı yoksa bu Büyükşehir Belediye Başkanı olarak senin ayıbın” dedik de öyle bir cevap veriyor.
Hayret be hayret!.
Aradan bir hafta geçiyor, bu sefer kendisi sorumsuz siyasilere biz gazetecilerin hesap sormasından bahsediyor.
Bu da duble hayret!.
Bu kentin bir tane stadyumu, spor salonu, bırakın kapalısını açık yüzme havuzu bile yoksa, bunun ayıbı yıllardan bu yana bu kentten hizmet etmesi için seçilenlerin ayıbı değil de, ya kimin ayıbıdır ki?
Ayıptan öte Antalya’ya ihanetlerinin belgesidir.
Sorumsuz siyasetçilerin daniskalarıdır.
Akaydın da dahil.
Ve dün.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu için fezleke çıkarılması olayı CHP İl Örgütü’nün organizasyonuyla Kışlahan Otel önünde protesto edilecek. Üst düzey CHP’li bazında, Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Akaydın ile, organizasyonu yapan İl Başkanı Özer Ülken dışında kimseler yok. Katılımcı sayısı ise abartarak söylüyorum 250 kişiyi geçmez.
Abartmadan mı söyleyelim?
200 dolayındaki protestocu.
CHP’li Muratpaşa ile CHP’li Konyaaltı Belediye Başkanları protesto olayına katılmıyorlar ki, İl yönetiminin eyleminde yoklar.
Objektiflere yansıyan görüntü ise, zaten bir birleriyle konuşmayan Büyükşehir Belediye Başkanı ile CHP İl Başkanı yüz yüze değil, tabiri caizse sırt sırta.
Dileyen Akdeniz Manşet’in 1. sayfasındaki fotoğrafa dikkatle bakabilir.
Kim temsil ettiği partiyi hangi seviyeye getirmiş 2 dakika da olsa aklı selim şekilde düşünüp, sonucunu çıkartsın.
Geçmişi çabuk unutarak. Ben yaparım, ben ederim, ben bilirimcilik taslayıp, gerçek partilileri sahtekarlıkla suçlayıp, öz eleştirilere alınganlık yapılarak icraat olmaz.
Larç olacaksın larç.
Olamıyorsan yol alacaksın, ense tıraşını görecekler.
Sahi yol alması gerekenler en son berbere ne zaman gitmişlerdir ki?