Hırsıza oy verir misiniz?

Abone Ol

17 ve 25 Aralık operasyonları Türkiye’de adeta deprem etkisi yaratmıştı.

Halkın bir kesimi “Bu operasyon Türkiye’nin geleceğini şekillendirecek. Hükümet en kısa sürede çöker, seçimlerde nal toplar” iddiasında bulundu.

Konuştuğum, görüştüğüm arkadaşlara bunun böyle olmayacağını anlatmaya çalıştım. Hatta ters tepme ihtimalinden söz ettim.

Bugün haklılığım ortaya çıktı.

Pollmark’ın anketine göre seçimlere son iki hafta kala AK Parti’nin yerel seçim oy oranı yüzde 49.4’e yükseldi. Başbakan’a güven ise yüzde 49.5.

Sakın beni yanlı veya art niyetli olarak değerlendirmeyin. Buradan gerçekleri yazmaya çalışıyorum. 17 Aralık operasyonu sonrası iktidara ve başbakana bağlılık gerçekten arttı. Bunu miting alanlarında daha net olarak görüyoruz.

Peki, bu güven neden arttı?

Nedeni aslında basit.

Halkın büyük bir kesimi bunun bir komplo olduğuna inanıyor. Dış güçlerinin oyunu olduğunu düşünüyor. İktidara karşı bir darbe girişimi olduğunu söylüyor.

Açık konuşmak gerekirse böyle düşünmeleri, konuşmaları normal. Zira bugüne kadar ortaya atılan iddialar tam anlamıyla belgelenemedi. İddiadan öteye gidemedi. Dolayısıyla AK Parti’ye olan güvende de bir gerileme olmadı.

Bu belge ve bilgileri kim ortaya çıkaracak? Tabi ki muhalefet. Halk tarafından muhalefet görevi verilen CHP ve diğer partilerin görevi, varsa ortada bir hırsızlık, yolsuzluk bunu belgeleriyle ortaya koymaktır. Öyle seçim meydanlarında ‘Başçalan’ diyerek kimseyi inandıramazsınız. İnandıramıyorsunuz da. Dolayısıyla izlediğiniz yolu bir daha gözden geçiriniz.

Son olarak basit bir soru sormak istiyorum. Bir hırsıza bile bile oy verir misiniz? Hele ki bu hırsız sizin paranızı çalıyorsa. Hadi cevabı da ben veriyim. Hayır. Demek ki vatandaş hırsızlık olayına inanmıyor. Yukarıda da belirttiğim gibi bunun sorumlusu, eğer varsa gerçekleri ortaya çıkaramayanlardır.