Hobi bahçelerine dikkat!
Kovid-19 salgınıyla birlikte şehirlerden kırsal kesime göç söylemlerinin arttığına, bir kısım göçlerin de olduğuna şahit oluyoruz.
Keşke üretim için dönülse… Neden mi bunu söylüyorum?
Çünkü tersine göç gibi algılansa da tarımsal işgücü geri gelmiyor. Ekonomik durumu iyi olup, daha sağlıklı alanlara ihtiyaç duyanlar bu tercihi kullanıyor. Koronavirüsün korkutucu etkisi yayılarak devam ederken, kısa sürede çözüm bulunamayacak olması, bu durumu daha da tetikliyor.
Özellikle büyükşehirlerin sıkışık trafiği, yoğun iş temposu, apartmanlarda birbirini tanımayan insanların yaşaması ve nüfus yoğunluğu çekilmez durumda.
Şehirlere yakın yerlerde arsası, arazisi ve evleri olanlar, bu debdebenin içerisinde yaşamak yerine taşınıyorlar. Ekonomik durumu iyi olanlar ise bu mülklerden ediniyorlar. Bu da tarım alanları için risk oluşturmaya başladı.
Kendi ihtiyacı kadarını üretmek isteyenler, sahip oldukları küçük bahçelerde hobi amaçlı meyve-sebze üretmek istiyorlar. Bu konu ülke gündemine “hobi bahçeleri” şeklinde geldi.
Sadece bizde değil, birçok ülkede hobi üretimleri yapılıyor. Ve bunu desteklemek de gerekiyor. Örneğin, Almanya’da yaklaşık 1,5 milyon hobi bahçesinin olduğu söyleniyor. Bahçeler yasal düzenlemelere göre oluşturuluyor. Kuralları çiğnemek, istisnalar oluşturmak, esnetmek ve benzeri geçiş yolları da yok.
Ülkemizde de geçtiğimiz günlerde “Gıda, Tarım ve Orman Alanında Bazı Düzenlemeler Yapılması Hakkında Kanun” ismiyle torba yasa Meclis’e getirildi. Hukuki bir altyapı oluşturulmaya çalışılıyor. Basında yer alan bilgilere göre yasaya uymayanlara, 165 TL ceza öngörülüyor. Tarımın Türkiye açısından önemine bakınca, bana göre bu değer çok düşük. Mutlaka arttırılmalıdır.
Aslında hobi bahçeleri şehirlerde, şehre çok yakın yerlerde yapılması gereken faaliyetlerdir. Kırsal kesimlerde, tarım alanlarında oluşturulacak bahçeler kesinlikle tarım sektörüne ve dolayısıyla ülke ekonomisine zarar verecektir.
Örneğin Antalya’da Döşemealtı ilçesindeki parsellere, içerisinde villa, ev bulunan arazilere aşırı ilgi oluştu. Fiyatlar 5 ay içerisinde aşırı şekilde arttı. İmar düzenlemesi yapılmış, önceden hazırlanmış yerlere yapacak bir şey yok. Ancak tarım vasfı taşıyan alanlara da büyük ilgi var.
Yıkılacağı, cezalandırılacağı söylense de tarım alanlarında yeni bahçeli binaların yapıldığını görüyoruz. Bazı yerlere konteynerlerin, prefabrik evlerin yerleştirildiğini, havuzlar yapıldığını duyuyoruz, görüyoruz.
Ülkemizdeki inşaat sektörüyle ilgili anlayışı bilerek hareket etmek zorundayız. Kurulan hobi bahçelerinin olduğu yerler, göz ardı edildiği anda beton binaları görebiliriz.
Özellikle belediyeler tarafından, tarım topraklarının imara açılmasına karşı önlemler alınmalıdır. İmar meselesi sadece belediyelere bırakılmamalıdır. Aşırı konut talebi, hatta şehirlerin hemen dışında bahçeli ev, bahçeli villa şeklinde hobi bahçesi taleplerindeki artışlara dikkat edilmelidir. Bazı kişilerin, şirketlerin ve kurumların ekonomik sıkıntıları ranta boyun eğilmesine yol açabilir. Planlı şekilde, teknolojinin de kullanımıyla geniş alanlarda yapılan tarımsal üretim ekonomik olacaktır. Bu şekilde yapılan üretim ülkemize katkı sağlayacaktır.
Hobi bahçeciliğinin bir başka boyutu da su ihtiyacıdır. Ülkemizde izinsiz sulama suyu sondajı (her ne kadar izin alınmak zorunda denilse de) devam etmektedir. Her hobi bahçesi sahibi ya da belirli büyüklükte alana sahip arsa sahipleri, içerisinde villa, ev bulunan arsa sahipleri su sondajı isteyeceklerdir. Usule uygun yapılmayan, istenilen her yere açılan kuyular gelecekte bize susuzluk getirecektir. Bu konu çok çok önemlidir.
Tarımsal üretime uygun toprakların parçalanmasına izin verilmemelidir. Türkiyemizin geleceği açısından TARIMIMIZA ve SUYUMUZA sahip çıkalım.