Hoca efendi neyin peşinde!..
Zamanında çoban ateşini yakan kendisi değil miymiş de, adayım demeye ne hakkı olurmuş.
Bunu CHP’liler içerisinde belki de gazeteciler kadar konuşan yoktur.
Yetinemeyiz, yazar, çizer, Ramazan ayı münasebetiyle de iftar yemeklerini kovalar, bulabildiklerimize neden aday olup, neden olamama gibi siyaset dersi vermekten bile geri durmayız.
Gazeteciyiz ya biz.
Kimin aday olup, kimin aday olmaması gerektiğini en fazla biz gazeteciler biliriz!..
Bazı kişilerin adayım diye ortaya çıkması bize batar!..
“Sen benim ağabeyimsin!.”
“Sen benim köprü olsan üzerinden geçemeyeceğim kıymetlimsin!..”
“Gözünün yağını yerim ben senin!..”
“Sen benim dayım, amcam ne bileyim her şeyimsin bu adaylık da nereden çıktı? Yapma etme”
Gibi hem yalakalık yaparız, hem de güya yanlış yoldaymış da geri dön davetlerinde bulunuruz?
Milletin nabzı bizim elimizden atar!.
Senin asla rezil rüsva olmanı istemeyiz!..
Senden fazla seni düşünürüz!..
Ondandır kimin aday olup, kimin aday olmaması gerektiği yönünde fikir beyanlarımız!. Zira biz kamuoyunun sesi kulağıyız!..
Nasıl masal?
Okuyanın okurken esneyip uykusu azıcık olsun geldi mi gelmedi mi?
Aklıselim insanlar için aklın yolu birdir ya.
Ya aklıselim olmayanlar açısından?
Geçtiğimiz hafta içerisinde,Büyükşehir Belediye Başkanı’nın mesai saati bitiminin ardından makamına getirilen haciz olayı vardı ya hani..
Biz de, “Bir belediye başkanı kendi makamına haciz mi getirtirmiş” demiştik.
Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin eski başkanlarından Bekir Kumbul katıldığı bir iftar yemeğinde: “Ben belediye başkanı olsam makamıma asla haciz getirtmem” demiş.
Aklıselim düşünen, üç gün önce söylediğimiz sözün aynısını kendi fikri olarak ortaya koyan Bekir Kumbul söylenmesi gerekeni mi söylemiş, yoksa göndermede mi bulunmuş.
Birilerinin yalakası olanlar eminim ki, “Gönderme” der..
Sözün kısası Kumbul’un çıkışı üzülerek söylüyorum kendi partililerinden çok ne yazık ki bir gün o tarafta, bir gün bu tarafta. Sizin anlayacağınız hem oğlan, hem kız evinde oynayan benim meslektaşlarımı hayli rahatsız etmiş ki.,
Bir takım şeyleri ispat etme peşine düşmüşler.
Allah bu gibi durumu hiçbir kimseyi düşürmesin..
Kumbul’un ortaya çıkışından Hoca efendi hiç mi rahatsız olmamış?
Hoca efendi ibadetinin gereğini yerine getirmekle meşgul!. Dolayısıyla da vicdani rahatlık peşinde. Geçiyor pilav kazanın başına, millete pilav veriyor. Yetinmiyor etli kuru fasulye kazanına daldırıyor kepçeyi.
Merakım o iftar yemeklerinin parasını kim karşılıyor?
Belediye ise o iftar yemeğinin sevabı olur mu?
Aman canım bende!.
Hoca efendi sevap peşinde mi ki?