Hoca’nın sözleri


Doğru bildiklerini de söylemekten çekinmez.
Ucu nereye varırsa varsın sözünü esirgememeye özen gösterir.
Seçimlerin hemen ardından da yaptığı açıklamalarla gündeme gelmeyi başardı.
Zaman zaman gazetecilerle bir araya gelen (Biz hariç) Akaydın Hoca, burada yaptığı açıklamalarla bütün dikkatleri üzerine çekmeyi başarıyor. Önceki gün yine öyle yaptı. Gazetecileri topladı ve aldı eline mikrofonu. Tabi söyledikleri de gazetelerin tümünde yer aldı. Çoğu gazete de açıklamaları manşetten gördü.
Açık söylemek gerekirse Hoca’nın açıklamaları manşetten verilecek cinstendi. Yani çok önemli konulara değindi.
Peki ne dedi Hoca?
“CHP’nin düşmanı kendi içindedir. Bizim kendimize düşman aramamıza gerek yok. Biz her seçimden sonra böyle bir dalgalanma yaşarız. Bu bizim partisel karakterimiz.”
Bu sözler gerçekten çok önemli. Sözleri sarfeden kişi de önemli. Dolayısıyla gündem oldu. Hoca bana göre çok doğru konulara değinmiş. CHP içinde her daim bir düşmanlık olmuştur. Devamlı birileri birilerini suçlamıştır. Hiçbir zaman tek yürek olamamışlardır.
Bunu bir CHP’li başkanın dile getirmesi çok daha önemli. Seçim öncesi ve sonrası şahsen ben de Hoca’nın dile getirdiği konuları sürekli işledim. Ancak her ne hikmetse bu açıklamaları biz yapınca CHP düşmanı ilan edildik. Partiyi karıştırmak için yazı yazdığımız söylendi. Ancak biz sadece gördüklerimizi dile getirdik. Bugün Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Akaydın’ın bizim söylediklerimizi dile getirmesi haklılığımızı ortaya koyuyor.
Neyse biz gelelim Hoca’nın açıklamalarına yine.
“CHP’nin aldığı oylarda çok şaşırılacak bir durum yok. CHP, bir dönem DSP ile işbirliği yaparak seçime girmiş ve oylarını yüzde 1 artırmış. Sen bunu büyük bir başarı olarak söylüyorsun ama şu anda yüzde 19 olan oy oranı yüzde 26’ya çıkmış. Bunu başarısızlık olarak görüyorsun. CHP’deki oyların artması orta derecede bir başarıdır.”
Hoca’nın dediği gibi alınan oylara şaşıracak bir durum yok. CHP aldığı oyun üzerine bu zihniyetle çıkması da beklenemez. Dolayısıyla alınan oy oranı kısa vadede bir başarı olarak görülebilir.
Hoca, bizim dile getirdiğimiz gibi kurultayın CHP’nin bir hastalığı olduğunu da vurgulamış açıklamasında.
Son olarak Hoca’nın gazetecilere aktardığı bir konuya daha değinmek istiyorum. Ancak burada kendisiyle aynı görüşte değilim. Olmam da mümkün değil. Zira burada gündeme gelmeyi hedeflemiş yine. Eski hastalık nüksetmiş de diyebiliriz.
Hoca diyor ki, “Almanya’da Hitler, İtalya’da Mussolini de yüzde 44 oranında oy alarak iktidara gelmiş. Türkiye’de yaşanan olay bunlarla benzeşiyor.”
Yazık, çok yazık. Profesör olmuş biri bu kadar boş bir söz söyler mi? Böyle bir örnekleme olur mu? Hoca’nın iddia ettiği gibi şayet böyle bir durum Türkiye’de söz konusu olsaydı kendisi çoktan kül olması gerekmiyor muydu? Daha da bir şey söylemiyorum. Yorumu siz değerli okurlara bırakıyorum.