Hoca yaşlandı mı ne!..
Ve her gün yaşadığın kent gündemleriyle ilgili fikir beyan edici köşe yazıları yaz..
Bizim meslek hakikaten zor zanaat da.,
Diğer şehirlerin durumunu pek bilmem ama, Antalya’da bu işi yapanlar olarak hakikaten biz şanslı gazetecileriz!..
Beş yıl öncesine kadar bu kentte üretilen hizmetleri yazarak günleri geçiştirirdik.
Beş yıldır da, Antalya’da oynanan özellikle de belediyecilik tiyatrolarında sergilenen performansları bol bol malzeme olarak kullanıyoruz.
Biz bunu yaptığımız yada yapmaya mecbur kaldığımız için utanmalı mıyız, yoksa hizmet yapmaktan başka düşünce taşımaması gerekipte, beş yıldır sürekli laf üretip, sıkça gaflar yapıp, bir gün önce dediğini bir gün sonra unutup, hizmet için seçildiği kente bir tane kalıcı eser bırakmaktan aciz kişilerin ego tatmin olayına kendimizi de mi dahil etmeliyiz!..
İkincisini ben almayayım..
Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Akaydın, gazeteci dostlarımız Ali Orhan ile Hasan Yavaşlar’a bir röportaj vermiş.
Akaydın demiş ki, “Belediye başkanlığı için iki dönem ideal. Üç dönem fazladır. Dördüncü dönem için aday olmak başkalarının önünü tıkamaktır.”
Haklılık payı var mı?
Öncelikle kendisini adına milyon kez var.
Zira bir dönem daha halktan icazet isteyen ta kendisi.
Akaydın’ın en önemli rakip olarak gördüğü kişi ise Menderes Türel.
Türel de sadece bir dönem belediye başkanlığı yapıp, ikinci dönem için de halkın icazetini baş vurmak adına kolları sıvaması nedeniyle, Mustafa Akaydın’ın dediği gibi ideallik uğruna soyunduğuna göre..
O göndermeler kime?
Tabi ki partililerin önüne tıkamakla itham ettiği kendisi gibi CHP’li Süleyman Evcimle ile Muhittin Böcek’e..
Başka kime olacak?
İşte bu kadar açık sözlü bir belediye başkanına sahip Antalya!..
Buna açık sözlülük mü denir, içindeki kini her fırsatta dışa vurma mı artık orasını CHP’nin Antalya’daki büyüğü konumundaki İl başkanı Devrim Kök’e sormak gerekir.
Çünkü Evcilmen ile Böcek’i aday yapıveren Kök’ten başkası değil de ondan..
Geçen Perşembe günkü panoramik asansör temel atma töreni sırasında kalkan eller yoksa göstermelik mi havada tutulmuştu ki?
Mustafa Akaydın için, “İşte bu kadar açık sözlü” dedik de..
Akaydın o özelliğini Türkiye Spor Yazarları Derneği’nin Belek’teki seminerinde yaptığı konuşmada da, cümle aleme kanıtlamış!..
Konuşma sırası kendisine gelip, söz hakkı verildiğinde;
“Antalya’nın 33 bin kişilik stadyumunun temel atma töreninde 380 günde inşaatın tamamlanacağını söylediler. Verilen süre tamamlanmasına karşın inşaat yüzde 10 seviyesinde dahi değil” demiş.
Akaydın aklı sıra, Gençlik ve Spor bakanlığı yada Spor Genel Müdürlüğü’nü, Türkiye’nin Spor olaylarında en ileri gelenlerinin bulunduğu bir ortamda gazetecilere şikayette bulunuyor..
Spor Genel Müdürü Mehmet Baykan çıkıyor, Akaydın’a cevap veriyor:
“Sayın başkanda sanırım bilgi eksikliği var. Antalya Stadı’nın temeli, 2013 Haziran ayında atıldı. Değil 380, daha toplamda 180 gün dahi olmadı.”
Buyur buradan yak..
O salonda olan Türkiye’nin en ileri gelen spor gazetecileriyle spor adamları Antalya Büyükşehir Belediye Başkanına kıs kıs gülmüş müdür, gülmemiş midir?
Ben olsam, “Böyle birisi mi yönetiyor koskoca Antalya kentini” diye yanı başımdakilere defalarca sorardım.
Evet.,
Ne yazık ki işte böyle birisi yönetiyor benim kentimi.
Allahtan ki, Spor Genel Müdürü kendisini tutamayıp, “Hoca sen yaşlandın mı? 2013 Haziran ayındaki stadyum temel atma törenine sen kendin de gelmiş, o törende yaptığın konuşmada bakana verilen hizmetlerden dolayı Antalya kenti halkı adına teşekkür bile etmiştin. Ne çabuk unuttun” dememiş.