Hocam (!) Kendine yan!..
Zatıalinizle ilgili yazı yazan. Yorumlarda bulunan. Makaleler dizeleyenlere artık sakın ola ki kızma.
Darılma.
Gücenme de.
Doktur hocam!.
Ne varsa maalesef ki maalesef sizde var.
Gazeteci milletine veriyorsunuz malzemeyi, onlar da, “Pinpon oynasam bu kadar zevk almazdım” diye kahkahalar atarak, klavyenin tuşlarını ağızları kulaklarında resmen dövüyor.
O an zannediyorlar ki, dövdükleri bilgisayarın klavyesi değil de.,
Sizsiniz..
Tarih 2 Nisan 2009.
Antalya Büyükşehir Belediye Başkanlığı görevini devraldığınız günü belirtiyor bu tarih.
Ve tarih 30 Aralık 2011.
Aradan onca zaman geçmiş. Dedim ya, gazeteci milletine bol bol yağ, tuz, şeker ne bileyim, yorum, makale veya haber haline dönüştürülecek malzemeyi, onlarda kamuoyuna en güzel şekilde sunabilmek adına, zevkle aş sunuyorlar.
Verdiğiniz malzemeler dedikodu hatta fısıltı köşelerinde. Hatta ve hatta cadde ve sokaklarda A4 kağıdına bastırılmış el ilanlarıyla millete sunuluyor.
Eh be hocam!.
ATSO Merkez binasındaki, 1. yıl icraat toplantınızı hatırlıyor musunuz?
O toplantı sırasında, “Mardan’ın sahipleri beni açılışlarına davet ettiler. Makamıma kadar gelerek davetiye uzattılar. Kendilerini kovmaktan beter ettim ve açılışınıza da gelmeyeceğim dedim” diye açıklamada bulunmuştunuz.
Ve ardından da eklemiştiniz.
“Bana nereden ve kimden olduğunu sormayın, Antalyaspor’un umudunu kestiği 800 milyar lirasını kurtardım.”
Bu söyleminizi sizinle karşılaştığımız bir ortamda zatıalinize aynen aktarmıştım.
Cevabınız, “Ben öyle söylemedim” olmuştu.
Hocam.,
Büyükşehir Belediyesi’nin yatırımlar gezisinde gazetecileri gezdirmiştiniz ya.
Düden Park projesini gezdirdikten sonra, otobüse bindiniz. Gazeteci Emre Baylan size, “CHP Genel Merkezi’nin dava açma olayına ne diyorsunuz” diye bir soru sordu.
“Dava açma olayı genel merkezi bağlar. Bizi bağlamaz. Ben dava açmayacağım” cevabını, otobüsteki tüm gazetecilerin duyacağı şekilde cevapladınız.
Ve yemediler, içmediler. Sizin 3 yılda dişinizden, tırnağınızdan arttırıp !. Gecenizi gündüzünüzü verip!. Ailenizi ihmal etme pahasına Antalya’ya kazandırdığınız hizmetlerinizi gölgede bırakırcasına!.
Otobüse doldurduğunuz onca gazeteci gezi sonrası gelip, “Hoca’nın icraatları” demek yerine, “Akaydın dava açmıyor. Genel Merkezi’ne resmen kafa tutuyor” dediler.
Ve önceki gün.
Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu ile yaptığınız görüşme sonrası, “Ben dava açmayacağım diye bir şey demedim. Gazeteci arkadaşlar yanlış anlamış” beyanatı verdiniz.
Ah be hocam.
Hala yetmedi mi?
Sizi sürekli yanlış anlayan.
Söylediğiniz sözlerin hep tersini kullanan.
Gazeteci leşkerlerinden hala bıkmadınız mı?
3 yıla yakın süreçtir, çağırıp, “Gel arkadaş. Bak bunlar beni hep yanlış anlıyor. Artık senin doğru anlayacağından emin hale geldim ve şunları, bunları ve onları açıkça sana söylüyorum” dediniz mi?
Bugüne kadar yaptıklarımızı nasıl doğru olarak yaptıysak, bundan sonra da aynı şekilde yapacağımız teminatımızdır.
Bu vesileyle, yanlış anlaşılmalardan dolayı yanacaksan kendine yan hocam.
Çünkü gazeteci milleti zaten hep yanlış anlar!..