HPV enfeksiyonunun oldukça bulaşıcı, son derece yaygın ve çoğunlukla belirti göstermeyen veya hafif belirtiler gösteren bir virüs olduğunu vurgulayan Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Abdulaziz Akkaya, “100’den fazla tipi vardır. Genel olarak düşük ve yüksek riskli olarak 2 gruba ayrılırlar. Görülme yeri genital organlar, vulva, vajina, serviks (Rahim ağzı) ve bazen ağız, akciğer, el ve ayaklarda görülebilmektedir. Papilloma virüs olarak da geçmektedir. Adını deride ve genital organlarda oluşturduğu papillomatöz, karnıbaharımsı iyi huylu tümör lezyonlarından almaktadır. En önemli zararı kadınsal organları etkilemesi ve kanser görülme olasılığını artırmasıdır. En sık rahim ağzı kanserine daha sonra vajina, vulva kanseri riskini artırdığı saptanmıştır. HPV’nin kansere sürükleme açısından oluşturduğu tehlike için yüksek ve düşük riskli olarak 2 temel gruba ayrılmışlardır. Düşük riskli HPV tipleri 6, 11, 42, 43, 44, 54, 61, 70, 72 olurken, yüksek riskli HPV tipleri 16, 18, 31, 33, 35, 39, 45, 51, 52, 56, 58, 59, 68 olmaktadır. Düşük riskli tipler genelde siğillere yol açmasına rağmen yüksek riskli tipler ne yazık ki sessiz ve sinsi seyrederek kişiyi rahim ağzını kanserine doğru sürükler. Siğillere yol açan tipler genelde tip 6 ve 11 iken, rahim ağzı kanserinin büyük kısmından genellikle tip 16, 18 ve 51 sorumludur” dedi.
HPV bulaşma riski
HPV’nin son derece yaygın ve çok kolay bulaşabilen bir virüs olduğunun altını çizen Akkaya, “Sağlıklı bir kadın hayat döngüsünde yüzde 50-80 oranında HPV ile karşılaşacaktır. Özellikle gelişmiş toplumlarda daha yaygındır. Yüksek riskli HPV tipleri herhangi bir şikayet yaratmadan, smear kontrollerini de yaptırmayan bir kadında bir süre sonra (3-15 yıl) rahim ağzı kanseri gibi kötü hastalıklara yol açabilmektedirler. Bu nedenle toplumumuzda birçok kadına HPV bulaşmıştır fakat bundan habersizdirler” diye konuştu. En sık bulaşma yolunun cinsel temasla olduğunu ifade eden Akkaya, “Kontakt temas ile geçer. Yani cinsel ilişki olmadan dış genital organların sürtünmesi ile de bulaşabilir ve prezervatif kullanmanın mutlaka faydası var ancak tam olarak koruyucu değildir ve bulaş yine de olabilir. Dış organında siğil oluşan veya HPV genotiplendirme ile HPV bulaştığı saptanan birçok kadının yüzde 70-80 oranında eşinde veya partnerinde de aynı HPV mevcuttur. Fakat HPV erkek eşte genellikle şikayetsiz ve gizli seyreder. HPV lezyonunun ne zaman bulaştığı saptanamaz. Bulaştıktan sonra 15 gün ile 6 ay arasında inkübasyon ve üreme periodu var iken hastalık bulaştıktan sonra aylarca veya yıllarca tamamen sessiz kalıp bağışıklık sistemi tarafından baskılanabilir ve yıllar sonra ortaya çıkabilir ve lezyon oluşturabilir. Oral seks ile HPV bulaşabilir, ağız ve boğazda HPV lezyonları oluşturabilir. Ortak kullanılan havuz, tuvalet, iç giyim mağazaları, ağda ve güzellik salonlarından bulaş olabileceği kanıtlanamamış olsa da yine de akılda tutulmalıdır” ifadelerini kullandı.
HPV nasıl anlaşılır
Bulaşmanın nasıl anlaşılacağı ile ilgili bilgi veren Akkaya, “Düşük riskli tiplerde dış genital organda siğil, yara, küçük karnabahar şeklinde lezyonlar görülebilir. Yüksek riskli HPV tipleri ise hiç bir şikayet vermez. Bazen smear kontrollerinde saptanabilir. Bu sebeple yıllık smear kontrolünüzü mutlaka düzenli yaptırmalısınız. Eğer hastalık rahim ağzı kanserine dönüşmüş ise şiddetli şikayetler yapacaktır. Şiddetli kanama, ilişkide kanama, ağrı gibi. Ama bu kadar ilerlemesi günümüzde pek mümkün değil çünkü hastalarımızın büyük bir kısmı düzenli kontrollerini yaptırmaktadır. Bazı durumlarda HPV'nin bulaşıp bulaşmadığının tam kontrolü için HPV genotiplendirme istenebilmektedir. Burada direkt HPV virüsünün DNA’sı araştırılmaktadır ve sonuç kesindir. Uzun ve ayrıntılı bir test sürecidir" dedi.
Bağışıklık sistemi ile ilgisi
Hastalığın HPV ile bağışıklık sistemi arasında geçmeleştiğini ifade eden Akkaya, “Bağışıklık sistemi virüsün saldırılarına karşı aktif olarak cevap verecektir. Bağışıklık sisteminiz güçlü ise virüs sınırlanabilir, durdurulabilir, virüs güçlü ve saldırgan ise o kazanacak ve rahim ağzı ve genital organlarda kötü hastalıklara yol açacaktır. Bu nedenle bağışıklık sisteminizi korumalısınız, sağlıklı beslenmeli, spor yapmalı, zararlı alışkanlıklardan uzak durmalısınız. Aktif HPV lezyonları ve siğiller varlığında olası normal doğumda bebeğinize bulaşma riski mevcuttur. Bu çok nadir olabilen bir durumdur ve daha çok Afrika-siyahi ırkında görülen bir bulaş yoludur. Beyaz ırktaki HPV tipleri daha selim seyirlidir ve bebeğe bulaş daha nadirdir. Ancak yine de aktif lezyon varlığında normal doğum düşünmemelisiniz. Eğer uzun yıllar önce HPV geçirdiniz ve yıllardır hiç bir lezyon oluşmuyor ise normal doğum ile bebeğinize HPV bulaştırma riski çok düşüktür. Bu konuyu doktorunuz ile birlikte detaylı konuşarak karar vermelisiniz” dedi.
HPV’den nasıl korunulur
HPV lezyonlarının, siğillerin tedavi edilmesi ve hiç lezyonun olmaması halinde yeni bir ilişkiye başlanma durumunda partnere bulaşıp bulaşmaması konusunda bilgi veren Op. Dr. Aziz Akkaya, “Siğilleriniz iyileştirildikten sonra aktif virüs salgılayan bir lezyon yok ise ve aylardır tekrarlamıyor ise, bulaştırıcılık son derece düşüktür. Sadece lezyonlarınız açısından mutlaka ayrıntılı ve dikkatli bir biçimde jinekologunuz tarafından düzenli kontrol edilmelisiniz” dedi. HPV aşısının önemine değinen Akkaya, “Partnerinizin HPV taşımadığından emin olabilir misiniz? Bence bu soruya yanıt vermek güç. Bu nedenle günümüzde HPV virüsü için başarılı bir şekilde uyguladığımız HPV aşısını olmanız en güvenli yol olacaktır. Özellikle 9 ile 26 yaş arasındaki bekar ve daha evlenmemiş kızların HPV aşısını olarak günün birinde muhtemel eşi veya partneri tarafından HPV bulaştırma riskine karşı kendisini korumuş olacaktır. 26 yaşından büyük olmanız da bu aşıyı yaptırmanıza engel değildir. Tam aksine HPV bulaşmamış ise size de koruma sağlayacaktır. 45-50 yaşında dahi olsanız HPV açısından risk altında olduğunuzu, size bulaşabileceğini düşünüyor iseniz bir an önce jinekoloğunuzla konuşmalı ve HPV aşınızı olmalısınız” diye konuştu.
Esra ALTUNKES
HPV bulaşma riski
HPV’nin son derece yaygın ve çok kolay bulaşabilen bir virüs olduğunun altını çizen Akkaya, “Sağlıklı bir kadın hayat döngüsünde yüzde 50-80 oranında HPV ile karşılaşacaktır. Özellikle gelişmiş toplumlarda daha yaygındır. Yüksek riskli HPV tipleri herhangi bir şikayet yaratmadan, smear kontrollerini de yaptırmayan bir kadında bir süre sonra (3-15 yıl) rahim ağzı kanseri gibi kötü hastalıklara yol açabilmektedirler. Bu nedenle toplumumuzda birçok kadına HPV bulaşmıştır fakat bundan habersizdirler” diye konuştu. En sık bulaşma yolunun cinsel temasla olduğunu ifade eden Akkaya, “Kontakt temas ile geçer. Yani cinsel ilişki olmadan dış genital organların sürtünmesi ile de bulaşabilir ve prezervatif kullanmanın mutlaka faydası var ancak tam olarak koruyucu değildir ve bulaş yine de olabilir. Dış organında siğil oluşan veya HPV genotiplendirme ile HPV bulaştığı saptanan birçok kadının yüzde 70-80 oranında eşinde veya partnerinde de aynı HPV mevcuttur. Fakat HPV erkek eşte genellikle şikayetsiz ve gizli seyreder. HPV lezyonunun ne zaman bulaştığı saptanamaz. Bulaştıktan sonra 15 gün ile 6 ay arasında inkübasyon ve üreme periodu var iken hastalık bulaştıktan sonra aylarca veya yıllarca tamamen sessiz kalıp bağışıklık sistemi tarafından baskılanabilir ve yıllar sonra ortaya çıkabilir ve lezyon oluşturabilir. Oral seks ile HPV bulaşabilir, ağız ve boğazda HPV lezyonları oluşturabilir. Ortak kullanılan havuz, tuvalet, iç giyim mağazaları, ağda ve güzellik salonlarından bulaş olabileceği kanıtlanamamış olsa da yine de akılda tutulmalıdır” ifadelerini kullandı.
HPV nasıl anlaşılır
Bulaşmanın nasıl anlaşılacağı ile ilgili bilgi veren Akkaya, “Düşük riskli tiplerde dış genital organda siğil, yara, küçük karnabahar şeklinde lezyonlar görülebilir. Yüksek riskli HPV tipleri ise hiç bir şikayet vermez. Bazen smear kontrollerinde saptanabilir. Bu sebeple yıllık smear kontrolünüzü mutlaka düzenli yaptırmalısınız. Eğer hastalık rahim ağzı kanserine dönüşmüş ise şiddetli şikayetler yapacaktır. Şiddetli kanama, ilişkide kanama, ağrı gibi. Ama bu kadar ilerlemesi günümüzde pek mümkün değil çünkü hastalarımızın büyük bir kısmı düzenli kontrollerini yaptırmaktadır. Bazı durumlarda HPV'nin bulaşıp bulaşmadığının tam kontrolü için HPV genotiplendirme istenebilmektedir. Burada direkt HPV virüsünün DNA’sı araştırılmaktadır ve sonuç kesindir. Uzun ve ayrıntılı bir test sürecidir" dedi.
Bağışıklık sistemi ile ilgisi
Hastalığın HPV ile bağışıklık sistemi arasında geçmeleştiğini ifade eden Akkaya, “Bağışıklık sistemi virüsün saldırılarına karşı aktif olarak cevap verecektir. Bağışıklık sisteminiz güçlü ise virüs sınırlanabilir, durdurulabilir, virüs güçlü ve saldırgan ise o kazanacak ve rahim ağzı ve genital organlarda kötü hastalıklara yol açacaktır. Bu nedenle bağışıklık sisteminizi korumalısınız, sağlıklı beslenmeli, spor yapmalı, zararlı alışkanlıklardan uzak durmalısınız. Aktif HPV lezyonları ve siğiller varlığında olası normal doğumda bebeğinize bulaşma riski mevcuttur. Bu çok nadir olabilen bir durumdur ve daha çok Afrika-siyahi ırkında görülen bir bulaş yoludur. Beyaz ırktaki HPV tipleri daha selim seyirlidir ve bebeğe bulaş daha nadirdir. Ancak yine de aktif lezyon varlığında normal doğum düşünmemelisiniz. Eğer uzun yıllar önce HPV geçirdiniz ve yıllardır hiç bir lezyon oluşmuyor ise normal doğum ile bebeğinize HPV bulaştırma riski çok düşüktür. Bu konuyu doktorunuz ile birlikte detaylı konuşarak karar vermelisiniz” dedi.
HPV’den nasıl korunulur
HPV lezyonlarının, siğillerin tedavi edilmesi ve hiç lezyonun olmaması halinde yeni bir ilişkiye başlanma durumunda partnere bulaşıp bulaşmaması konusunda bilgi veren Op. Dr. Aziz Akkaya, “Siğilleriniz iyileştirildikten sonra aktif virüs salgılayan bir lezyon yok ise ve aylardır tekrarlamıyor ise, bulaştırıcılık son derece düşüktür. Sadece lezyonlarınız açısından mutlaka ayrıntılı ve dikkatli bir biçimde jinekologunuz tarafından düzenli kontrol edilmelisiniz” dedi. HPV aşısının önemine değinen Akkaya, “Partnerinizin HPV taşımadığından emin olabilir misiniz? Bence bu soruya yanıt vermek güç. Bu nedenle günümüzde HPV virüsü için başarılı bir şekilde uyguladığımız HPV aşısını olmanız en güvenli yol olacaktır. Özellikle 9 ile 26 yaş arasındaki bekar ve daha evlenmemiş kızların HPV aşısını olarak günün birinde muhtemel eşi veya partneri tarafından HPV bulaştırma riskine karşı kendisini korumuş olacaktır. 26 yaşından büyük olmanız da bu aşıyı yaptırmanıza engel değildir. Tam aksine HPV bulaşmamış ise size de koruma sağlayacaktır. 45-50 yaşında dahi olsanız HPV açısından risk altında olduğunuzu, size bulaşabileceğini düşünüyor iseniz bir an önce jinekoloğunuzla konuşmalı ve HPV aşınızı olmalısınız” diye konuştu.
Esra ALTUNKES