İl Sağlık Müdürü Hülür, Antalya’nın hayvancılık kenti ve sokak ile yaban hayvanlarının göç yolu olmasına rağmen kentte insan ve hayvan kuduz vakası bulunmadığını söyledi.
Antalya İl Sağlık Müdürü Ünal Hülür, Antalya'nın coğrafi konumuna bağlı olarak hayvancılık, sokak hayvanları ve yaban hayatında göç yollarında bulunması açısından Kuduz hastalığı yönünden önem arz ettiği belirterek, “İlimizde insan kuduzu ve halen devam eden hayvan kuduzu vakası bulunmamaktadır” dedi. Kuduz’un 150 ülkede görülen, insan sağlığını tehdit eden ve klinik belirtiler geliştikten sonra geriye dönüşü mümkün olmayan ve dramatik bir şekilde ölümle sonuçlanan viral bir hastalık olduğuna dikkat çeken Hülür, hastalığın aşı ile önlenebildiğini söyledi.
En çok köpeklerde
Dünya Sağlık Örgütü tarafından kuduz aşısını geliştiren Lois Pasteur’un ölüm tarihi olan 28 Eylül’ün Dünya Kuduz Günü olarak belirlendiğini ve bu günde kuduz hastalığında farkındalığın arttırılmasının amaçlandığını kaydeden Hülür, “Ülkemizde kuduza yakalanma ihtimali olan hayvan türleri; köpek, kedi, sığır, koyun, keçi, at, eşek gibi evcil hayvanlarla, kurt, tilki, çakal, domuz, ayı, sansar, kokarca, gelincik gibi yabani hayvanlardır. Ayrıca son 20 yıl değerlendirildiğinde kuduz olan hayvanların yüzde 90.17’nin evcil hayvanlar olduğu ve ilk sırayı yüzde 91’le köpeklerin aldığı görülmektedir. İnsan kuduz vakalarının büyük çoğunluğu, kuduz enfekte köpeklerin ısırması sonucu oluşmaktadır.
Aşıyla önlenebiliyor
Antalya'nın geçim kaynaklarından olan hayvancılık, sokak hayvanları popülasyonu ve yaban hayatında göç yollarında bulunması açısından Kuduz hastalığı yönünden önem arz ettiğine dikkat çeken Hülür şöyle devam etti; “Hayvanlarda kuduz hastalığı klinik olarak 3 ayrı dönemde seyreder. Sukunet döneminde; hayvanda korkaklık ve sinirlilik en önemli belirtilerdir. Saldırgan döneminde, hayvanda saldırma ve ısırma arzusu artar ve kudurma meydana gelir. Felç döneminde ise hayvanın ölümünden az önce alt çene felci nedeniyle su içemez durumdadır, salya akıtır ve ölüm gerçekleşir. Başka bir deyişle kedi ve köpeklerde eğer hayvan kuduz virüsü taşıyorsa 10 gün içinde ölmesi beklenir. İnsanlarda meydana gelen temaslarda (ısırık, tırmalama, salya teması, organ transplantasyonu) öncelikle yara yeri en az 2 dakika sabunla tazyikli suyun altında yıkanmalıdır. Çünkü virüsün santral sinir sistemine ulaşması durumunda aşı ve immünglobulin ile hastalığın durdurulması mümkün değildir. Antalya'da tüm kamu hastanelerinin kuduz aşı istasyonlarında aşı ve immünglobulin uygulaması yapılmaktadır. İlimizde insan kuduzu ve halen devam eden hayvan kuduzu vakası bulunmamaktadır.” İHA
Antalya İl Sağlık Müdürü Ünal Hülür, Antalya'nın coğrafi konumuna bağlı olarak hayvancılık, sokak hayvanları ve yaban hayatında göç yollarında bulunması açısından Kuduz hastalığı yönünden önem arz ettiği belirterek, “İlimizde insan kuduzu ve halen devam eden hayvan kuduzu vakası bulunmamaktadır” dedi. Kuduz’un 150 ülkede görülen, insan sağlığını tehdit eden ve klinik belirtiler geliştikten sonra geriye dönüşü mümkün olmayan ve dramatik bir şekilde ölümle sonuçlanan viral bir hastalık olduğuna dikkat çeken Hülür, hastalığın aşı ile önlenebildiğini söyledi.
En çok köpeklerde
Dünya Sağlık Örgütü tarafından kuduz aşısını geliştiren Lois Pasteur’un ölüm tarihi olan 28 Eylül’ün Dünya Kuduz Günü olarak belirlendiğini ve bu günde kuduz hastalığında farkındalığın arttırılmasının amaçlandığını kaydeden Hülür, “Ülkemizde kuduza yakalanma ihtimali olan hayvan türleri; köpek, kedi, sığır, koyun, keçi, at, eşek gibi evcil hayvanlarla, kurt, tilki, çakal, domuz, ayı, sansar, kokarca, gelincik gibi yabani hayvanlardır. Ayrıca son 20 yıl değerlendirildiğinde kuduz olan hayvanların yüzde 90.17’nin evcil hayvanlar olduğu ve ilk sırayı yüzde 91’le köpeklerin aldığı görülmektedir. İnsan kuduz vakalarının büyük çoğunluğu, kuduz enfekte köpeklerin ısırması sonucu oluşmaktadır.
Aşıyla önlenebiliyor
Antalya'nın geçim kaynaklarından olan hayvancılık, sokak hayvanları popülasyonu ve yaban hayatında göç yollarında bulunması açısından Kuduz hastalığı yönünden önem arz ettiğine dikkat çeken Hülür şöyle devam etti; “Hayvanlarda kuduz hastalığı klinik olarak 3 ayrı dönemde seyreder. Sukunet döneminde; hayvanda korkaklık ve sinirlilik en önemli belirtilerdir. Saldırgan döneminde, hayvanda saldırma ve ısırma arzusu artar ve kudurma meydana gelir. Felç döneminde ise hayvanın ölümünden az önce alt çene felci nedeniyle su içemez durumdadır, salya akıtır ve ölüm gerçekleşir. Başka bir deyişle kedi ve köpeklerde eğer hayvan kuduz virüsü taşıyorsa 10 gün içinde ölmesi beklenir. İnsanlarda meydana gelen temaslarda (ısırık, tırmalama, salya teması, organ transplantasyonu) öncelikle yara yeri en az 2 dakika sabunla tazyikli suyun altında yıkanmalıdır. Çünkü virüsün santral sinir sistemine ulaşması durumunda aşı ve immünglobulin ile hastalığın durdurulması mümkün değildir. Antalya'da tüm kamu hastanelerinin kuduz aşı istasyonlarında aşı ve immünglobulin uygulaması yapılmaktadır. İlimizde insan kuduzu ve halen devam eden hayvan kuduzu vakası bulunmamaktadır.” İHA