İki partili bir döneme doğru..
Yüzde 10’luk seçim barajını tartışırken..
Laikliği-şeriatı tartışırken..
Türk-Kürt çekişmesini tartışırken..
Başkanlığı-yarı başkanlığı tartışırken..
Demokrasiyi-çok partililiği tartışırken..
Siyaset, “iki partili” bir döneme doğru hızla yol almaya başladı..
Andy-Ar’ın yaptığı anket, bu sonucu veriyor..
…
3 gün önce..
12 Eylül 2010’da yapılan Anayasa referandumunu “en yakın oranda bilen” araştırma şirketi Andy-Ar son seçim anketini açıkladı..
8 büyük ilde gerçekleştirilen anket 1200 denekle yapıldı..
Ankete göre..
Ak Parti yüzde 51.2 oranıyla tarihinin en yüksek oy oranına sahip..
CHP'nin de artış gösterdiği ankette ana muhalefetin oy oranı ise yüzde 28.8..
Ankette en kritik sonuç ise MHP ile ilgili..
Bir çok ankette baraj sınırında gösterilen MHP, yüzde 10.7 oy oranı ile Andy-Ar anketinde de baraj sınırda..
Diğer partilerin hiçbiri yüzde 5’e bile yaklaşamıyor..
…
Böyle bir manzara ne anlatıyor?
Bunu, anket sonuçlarını değerlendiren Andy-Ar Yönetim Kurulu Başkanı Faruk Acar şöyle anlatıyor:
“Seçmen, merkez partiler AK Parti ve CHP etrafında kutuplaşıyor..
Her iki parti de en yüksek orana yükselmiş durumda..
12 Eylül 2010’da yapılan Anayasa referandumundan çıkan yüzde 58'lik ‘evet’ oylarının büyük bir bölümü AK Parti'de toplanmış gibi görünüyor..
Öte yandan..
CHP'nin oyları da sandık günü yaklaştıkça yükselişe geçmiş durumda..
MHP ise hala baraj sınırında..
12 Eylül referandumundan sonra yaptığımız her araştırmadaki bulgular, MHP'nin kan kaybettiğini ortaya koydu..”
…
Öyle anlaşılıyor ki..
Başta ABD ve İngiltere olmak üzere, birçok ülkede gördüğümüz “2 partili” bir siyasi manzara Türkiye’de de fiili olarak gerçekleşiyor..
Bu durum, ülkemizin lehine mi olur yoksa aleyhine mi olur?
Bunu ancak zaman gösterecektir..
Ama..
Şurası bir gerçek ki..
“Çok partili” siyaseti beceremiyoruz..
“Çok partili” siyasetle ekonomik ve sosyal istikrar sağlamak..
Hiç kolay değil..
70’li ve 90’lı yıllardaki “koalisyonlu dönemler”imizi hatırlayın..
70 cente muhtaç olduk..
Ülke iç savaş yaşadı..
Ekonomik krizlerden en çok bu dönemlerde etkilendik..
Siyasi, sosyal, psikolojik, ekonomik çalkantılar hep bu dönemlerde doruğa ulaştı..
Yani..
Türkiye olarak, “koalisyon”lar bize hiç yaramadı..
“Tek partili” dönemlerde ise..
Türkiye hep hamle yaptı, reformları gerçekleştirdi, ekonomi canlandı..
50’li, 60’lı, 80’li ve 2000’li yıllar bunun en iyi göstergesidir..
…
Andy-Ar’ın anketi gösteriyor ki..
Türk insanı “oy”larının parçalanmasını artık istemiyor gibi..
Tercihler 2 parti üzerinde yoğunlaşıyor..
Bu seçimde birini seçecek, diğerine “onu kontrol et” diyecek..
Seçilen becerdi becerdi, beceremedi öbür seçimde gidecek, yerleri değişecek..
Açıkçası..
Ben böyle bir durumun Türkiye’nin lehine olacağını düşünüyorum..
Ama..
Yanlarında daima bir “üçüncü parti”nin bulunması şartıyla..
…
Bakalım, zaman ne gösterecek..