İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile Ekrem İmamoğlu’na yönelik ‘yolsuzluk’ soruşturması tamamlandı. İddianameye ilişkin yeni detaylar ortaya çıkmaya devam ediyor.
"Operasyondan önce Mehmet Pehlivan tarafından suç delillerinin gizlenmesi için uyarılar yapıldı"
İddianamede, örgüte yönelik 19 Mart günü yapılan operasyondan önce Ekrem İmamoğlu’nun talimatıyla, şüpheli Mehmet Pehlivan tarafından organize edilen, örgüt yöneticisi ve üyelerinin katıldığı toplantılarda telefonlarının toplanıldığı, dijital kayıt yapılması engellendiği, bu şekilde mahremiyet kurallarına riayet edildiği belirtildi. Toplantılarda örgütün çözülmemesi için Mehmet Pehlivan tarafından planlar yapıldığı da belirtilerek, "Operasyon tarihinden kısa süre önce bazı örgüt mensupları evlerinde bulunan nakit paraların ve belgelerin olup olmadığı araştırmış, bir kısım örgüt üyelerinin evinde çok miktarda nakit bulunduğunu, bir kısım örgüt üyelerinin de belgelerin evde olduğunu ifade etmesi üzerine şüpheli Mehmet Pehlivan tarafından örgüt yöneticileri ve üyelerinin suç delillerini gizlemesi için uyarılar yapılmıştır. Operasyon olması durumunda gözaltına alınabilecek örgüt yöneticisi ve üyelerinin emniyet ve savcılık ifadelerine şüphelileri kontrol altında tutmak için hangi avukatların gireceği, örgüt hiyerarşisinin tespit edilmemesi için ifadelerde örgüt yöneticileri ve örgüt üyeleri hakkında hangi cümlelerin kurulacağı örgüt üyelerinin ‘operasyon siyasidir’ şeklinde cevaplamasını söylemiştir. Örgüt liderinin talimatı ve yönlendirmesi ile yine bu toplantılarda tutuklananlara maddi destek verileceği yönünde vaatlerde bulunmuş, kendi güvenmediği örgüt üyelerinin yurt dışına kaçışlarını organize etmiş ve kaçmaları için talimatlar vermiştir" ifadelerine yer verildi.
Mehmet Pehlivan hakkında değerlendirme: "Etkin pişmanlıktan faydalanmamaları durumunda makamlar verileceğini vaat etti"
Mehmet Pehlivan’ın örgütün hukuk biriminden sorumlu olduğu da belirtilen iddianamede "Tutuklanan örgüt üyelerinin ailelerine ‘her şey kontrolümüzde, avukat gönderiyoruz’ şeklinde beyanlarda bulunarak örgüt mensuplarının cezaevinde çözülmesinin önüne geçmek ve ifade vermemeleri için baskı kurulduğu, birçok örgüt üyesine etkin pişmanlıktan faydalanmamaları durumunda milletvekilliği, belediye başkanlığı ve çeşitli kurum müdürlükleri gibi makamlar verileceğini vaat ettiği anlaşılmıştır" cümleleri aktarıldı.
Sistemdeki tüm aktörler uyarıldı, operasyon esnasında nakit para bulunamadı
Dosyanın şüphelilerinden itirafçı Adem Soytekin’in ifadesine de iddianamede yer verildi. Soytekin, operasyon yapılacağına dair duyumun çok önceden bilindiğini ve Ekrem İmamoğlu başta olmak üzere avukat Mehmet Pehlivan tarafından sistemdeki tüm aktörler uyarıldığı için operasyon esnasında nakit para bulunamadığını belirtti. İddianamedeki ifadesinde Adem Soytekin, "Operasyon öncesinde nakit paranın Fatih Keleş’ten alındığını, Ekrem İmamoğlu’na bağlı dokunulmazlığı olan milletvekillerine devredildiğini biliyorum. Bunu bilmemin en büyük sebeplerinden birisi operasyondan önce fiziki takipte de bana sorulan Ekrem İmamoğlu’yla başkanlık konutunda yapmış olduğum görüşmede Ekrem İmamoğlu bana ‘tedbirini aldın mı, operasyon yapılacak sen de listedesin, eğer emanet etmen gereken para veya belge varsa bunları Turan Taşkın Özer’e emanet ver’ demiştir. Bu görüşme esnasında Avukat Mehmet Pehlivan da yanımızdaydı. Bu süreçlerin birçoğunu bu avukat organize etmiştir. Dokunulmazlığı olduğu için de Turan Taşkın Özer emanetçi yapılmıştır. Böyle bir para olmadığı savunması tamamen yalandır. Halihazırda söz konusu dosya kapsamında 130-140 avukat finanse edilmektedir. Bu avukatların aylık ortalama maliyeti 1 milyon dolardan aşağı değil, bunun finansmanı böyle bir para olmasa nasıl karşılanacak" dedi.