Güncel

İnsan Hakları Derneği: Tanrıkulu’nun yanındayız 

İnsan Hakları Derneği Antalya Şubesi, insan hakları savunucusu Nimet Tanrıkulu’nun tutuklanmasına tepki göstererek hukuksuzluğa karşı mücadele çağrısında bulundu. Avukat Ferdi Parim, “Adaletin sustuğu yerde biz konuşacağız. Tanrıkulu’nun yanındayız!” dedi 

Ankara’da tutuklanan İnsan Hakları Derneği üyesi Nimet Tanrıkulu’nun akıl dışı bir kararla özgürlüğünün elinden alındığını savunan İnsan Hakları Derneği Antalya Şubesi, basın açıklaması gerçekleştirdi. Açıklamayı Avukat Ferdi Parim okudu. Parim, “Nimet Tanrıkulu bir insan hakları savunucusudur, bir feministtir ve 78’liler Hareketi'nin önemli figürlerinden biridir. Nimet Tanrıkulu uluslararası ödüller almış ve dünya çapında tanınan bir insan hakları savunucusudur. Aynı zamanda Cumartesi Anneleri eyleminin başlangıcından beri yer alan bir kadındır. Bu nedenle Nimet Tanrıkulu hakkında asılsız gerekçelerle verilen tutuklama kararını asla kabul etmiyoruz” ifadelerini kullandı. 

 

‘9 kişi tutuklandı’ 

Yaşanılanları hatırlatan Ferdi Parim, “1986 yılında, askeri darbenin hemen ardından kurulan İnsan Hakları Derneği’nin kuruluşundan itibaren yer alan insan hakları savunucusu Nimet Tanrıkulu, 29 Kasım 2024 günü Ankara’da 7. Sulh Ceza Mahkemesi’nin verdiği kararla akıl dışı bir biçimde tutuklandı. Nimet Tanrıkulu aynı zamanda 78’liler Hareketi’nin kuruluşunda yer alan ve feminist kimliği ile uluslararası çapta tanınan bir kadındır. Nimet, 26 Kasım 2024 günü sabah evine düzenlenen bir polis operasyonunda gözaltına alındı. Ataköy Polis Merkezi’nde bir süre tutulduktan sonra Ankara Terörle Mücadele Şubesi ekipleri tarafından alınarak Ankara’ya götürüldü, 29 Kasım’a kadar gözaltında tutuldu. Nimet’in gözaltına alındığı operasyonda birbirleriyle hiç ilgisi olmayan 14 kişi gözaltına alındı. Bu 14 kişi sivil siyasetçiler, sendikacılar ve insan hakları savunucularıydı. Dosyada ortak hiçbir konu söz konusu olmamasına rağmen aynı dosyanın içinde soruşturuldular ve 9 kişi tutuklandı” dedi. 

 

‘Hukuk dışı uygulamalar’ 

‘Nimet Tanrıkulu’nun örgüt üyesi olduğu iddiasıyla tutuklanmasına gerekçe yapılan konular, son derece hukuk dışı olduğu gibi aynı zamanda akıl dışı’ diyen Parim, “Dosyada Kerem isimli bir itirafçının bazı kişiler hakkında yaptığı asılsız suçlamalar temel alındı. Nimet Tanrıkulu’nun 2012, 2013, 2014 yıllarında birçok uluslararası seyahati olduğu gibi Erbil ve Süleymaniye’ye de birkaç defa gittiği zaten yasal çıkışlar olduğu için pasaportunda belirli. Nimet Tanrıkulu ifadesinde Erbil ve Süleymaniye’ye gittiğini, Erbil’e tanınmış Kürt iş kadını Ferda Cemiloğlu’nun daveti üzerine gittiğini, Süleymaniye’ye de birkaç kere gazeteci Celal Başlangıç’la gittiklerini çünkü orada bir yayınevi kurma çabalarının olduğunu, ancak bunun ekonomik nedenlerle yapılamadığını söyledi. Bunların hepsi zaten devletin kayıtlarında, pasaport belgelerinde, havaalanı giriş çıkış kayıtlarında belirli. Ancak birçok dosyada asılsız ifadeler veren Kerem isimli itirafçı, Nimet Tanrıkulu’nu bir kez Nurettin Demirtaş’la görüşürken gördüğünü söyledi. Böyle bir durumun olmadığını Nimet Tanrıkulu defalarca açıklamaya çalışmasına rağmen mahkeme bunu ciddiye almadı. Nimet Tanrıkulu’nun katıldığı Kürt kadınlarının ortak toplantısı bir başka gerekçe olarak gösterildi. Bunun dışında yine akıl dışı bir biçimde Nimet Tanrıkulu’nun hakkında soruşturma olan bazı kişilerle aynı otelde kaldığı iddiasına yer verildi” diye konuştu. 

 

‘Sonuna kadar yanındayız’ 

Tutuklama kararına anlam veremediklerini dile getiren Parim, “Kişinin kaldığı otelde kimlerin kaldığını bilmesi mümkün olmadığı gibi hakkında soruşturma olan bir kişinin otelde kalması gibi bir suçlamada bulunulamaz. Anayasanın 38. maddesi “suçluluğu hükmen sabit oluncaya kadar hiç kimse suçlu sayılamaz” derken Sulh Ceza Mahkemesi bu temel prensibi hiçe sayarak Nimet’in kaldığı otelde, hakkında soruşturma olan kişilerin bulunmasını suç saymıştır. Bu tür suçlamalar, geçmişte Devlet Güvenlik Mahkemeleri’nde de yapılmış ve itirafçı ifadeleriyle binlerce insan cezalandırılmıştı. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ise bu usulsüz yargılamalar nedeniyle Türkiye’yi defalarca mahkum etmişti. Üstelik Nimet Tanrıkulu hakkında benzer iddialarla açılan soruşturmalarda daha önce kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilmişken, Sulh Ceza Mahkemesi’nin bunları dikkate almadan tutuklama kararı vermesi hukukun ihlali anlamına gelmektedir. Bu karar, sivil toplumu susturmaya ve korkutmaya yöneliktir. Ancak insan hakları savunucuları tüm hak ihlallerine rağmen mücadeleye devam edecektir. Nimet Tanrıkulu da bu mücadelenin bir parçasıdır” açıklamasında bulundu.