İnsanı seveceksin  

Bütün toplumlarda olduğu gibi Türk kültüründe de devletin yapısı ve yönetimi hususunda konuşmak, eleştiri yapmak ve sorunlara çareler üretmek olağandır. İnsanların, yaşadıkları ülkenin kim tarafından, nasıl yönetilmesi gerektiği hususunda az ya da çok söyleyecek sözleri vardır. Toplumlarda yöneten ve yönetilenler olduğu müddetçe yönetilenlerin, kendilerini yönetenler ve yönetim biçimi hakkında konuşmaları, beğendiklerini övmeleri, beğenmediklerini yermeleri doğaldır. Bu anlamda, asıl amacı topluma hizmet olan ve aynı zamanda toplumun bir aynası olan siyaset kurumu, her zaman eleştirilerin merkezindedir. Oturmayacaksın. Acısı olanla acıyı paylaşacak, sevinenle güleceksin. Açın yanında, üstüne bir tatlı demeyeceksin. Yemeğini paylaşacak ve birlikte tatlıyı yiyeceksin. Hava atmayacak, gereğini yapacaksın. Kimse senin kesenin ortakçısı değil, fakat çok kazanıp da bir çayı da esirgemeyeceksin. Çocuğuna marka giydirirken, bina görevlisinin çocuğuna da destek olacaksın. Bayramlarda herkesi ziyaret edecek, ayrım yapmayacaksın. Mahallende esnafla sohbet edecek, suratını ekşiterek önünden geçmeyeceksin. Herkesle selamlaşacak, başını çevirmeyeceksin. Kötü alışkanlığı olanları uyaracak, düzeltmek için çaba sarf edeceksin. Partide karşılık beklemeksizin çalışacak, emeksiz yönetime talip olmayacaksın. Halktan ayrıcalık beklemeyecek, halkın hakemliğine güveneceksin. Yöneticiysen, eşin ve çocuklarını da faaliyetlere katacaksın. İktidar fikri evinde yeşerecek, ülkemizde boy verecektir. İnsanı insan olarak değerlendirecek, din, dil, ırk ayrımı gözetmeyeceksin. Haksızlığa karşı çıkacak, sana yapılmadı diye seyretmeyeceksin. Emeği koruyacak ve alın terinin karşılığını ter soğumadan ödeyeceksin. Şiddete karşı çıkacak, her türlü şiddeti reddedeceksin. Rüşvet, yolsuzluk ve her türlü yozlaşmaya dur diyeceksin. Her türlü düzenlemenin odağına insanı alacaksın. Gitmediğin yer senin değildir, gideceksin. Kucaklaşacak ve sıcaklığını hissettireceksin. İnsanı seveceksin.