AK Parti İnsan Hakları Başkanlığı tarafından Türkiye’de eş zamanlı olarak İsrail’in Gazze başta olmak üzere bölgede gerçekleştirdiği insan hakları ihlalleri ve katliamlar konusunda basın açıklaması gerçekleştirildi. AK Parti Antalya Parti İl binası önündeki basın açıklamasını AK Parti İl Başkanı Ali Çetin okudu. Başkan Çetin, yaşanılan drama dikkat çekerek, “Bugün, İsrail’in Filistin’e yönelttiği insanlık dışı saldırının birinci yılında bir araya gelmiş bulunmaktayız. Bu vesileyle, Filistin halkının maruz kaldığı zulmü bir kez daha güçlü bir şekilde kabul etmediğimizi ve Filistin davasını savunmaya devam edeceğimizi tüm dünyaya bir kez daha ilan ediyoruz. İsrail, Gazze Şeridi’ne yönelik başlattığı saldırılarla Filistinlileri, savunmasız siviller hedef almış, uluslararası hukuku hiçe sayarak büyük bir insanlık suçuna imza atmıştır. İşlediği soykırım suçunun üzerini örtmek için de 7 Ekim’i bahane etmektedir. Bu noktada çok önemli bir gerçeğin altını çizmek istiyoruz; 7 Ekim’i, meselenin sanki sıfır noktasıymış gibi ele alan bir yaklaşımı kesinlikle kabul etmiyoruz. 7 Ekim esasında İsrail katliam ve soykırım makinesinin hız ve şiddetinin daha da artmasıdır. Bir yılın içinde 17 binden fazla çocuk, 11 binden fazla kadın olmak üzere 42 binden fazla masum Filistinli, İsrail’in acımasız ve insanlık dışı saldırılarında şehit düşmüştür. Hiçbir şey 7 Ekim’de başlamadı. Süre giden soykırıma 7 Ekim sebep olmadı. 77 yıllık bir işgal, zulüm ve katliam tarihinden bahsediyoruz. Topraklarından edilmiş; hakları ve malları gasp edilmiş, öldürülmüş, katliama uğramış milyonlardan bahsediyoruz. Böyle bir gasp ve hırsızlığın üstüne kurularak, uluslararası hamlelerinden yüz bulup günümüze kadar gelen bu suç şebekesinden zaten ne hak ne hukuk ne de adalet beklenebilir” dedi.
‘İsrail durdurulmalıdır’
Uluslararası hiçbir kurumun insanlık dışı durumun durdurulması için yeterli çaba sarf etmediğini aktaran Çetin, “İnsan haklarını ağzından düşürmeyen bazı Batılı devletler maalesef ki İsrail’i kınama cesaretini bile gösterememiştir. Bugün hala uluslararası toplum gereken adımları atmaktan, uluslararası hukuku işletmekten son derece uzaktır. İsrail, bölgenin ortasına Batılı güçlerce bırakılmış bir bomba misali, on yıllardır bölgede istikrarsızlık ve kaos kaynağı olmayı sürdürmektedir. İsrail, kurulduğu günden bu yana Batı’nın çift standardını, ikiyüzlülüğünü ve ikircikli tavrını gösteren bir örnek olmuştur. 7 Ekim’den bu yana da acizlik, zayıflık ve sefaletini de göstermiştir. Bugün bu katliama ses çıkarmayan hiçbir devletin kendini ciddi bir devlet olarak görme hakkı yoktur. Yine bugün bu soykırıma itiraz edemeyen hiçbir ülkenin insanlığa söyleyecek tek bir sözü kalmamıştır. İsrail, 1930’ların Nazi Almanyası’ndan farksızdır. Tıpkı Nazi Almanyası gibi soykırımcı, saplantılı ve ırkçı bir ideolojiye sahiptir. Yine tıpkı Nazi Almanyası gibi saldırgan, şımarık, küstah davranışlar sergilemektedir. İsrail bugün Ortadoğu’da etrafına bulaşan ve tüm bölgenin düzen ve istikrarını tehdit eden bir yapıdır. Nazi Almanyası’nın durdurulmamasının dünyanın başına açtığı dertleri tarihten biliyoruz. Bugün de İsrail durdurulmadığı takdirde tüm bölgeyi ateşe atana kadar devam edecektir. Bu nedenle tüm gücümüzle haykırıyoruz; İsrail durdurulmalıdır. Netanyahu hesap vermelidir” diye konuştu.
‘Tek bir cephede birleşelim’
‘Devam eden bu vahşet karşısında ortak bir adım atamayan İslam dünyasının içinde bulunduğu durumdan da dersler çıkarmalıyız’ diyen Çetin, “Bu anlamda güçlü bir Türkiye’nin daha adil bir dünya ve daha etkin bir İslam dünyası için ne kadar elzem olduğunu bir kez daha görüyoruz. Türkiye olarak Cumhurbaşkanımızın liderliğinde Filistin’in haklı davasını her zaman ve her platformda savunduk; savunmaya da devam edeceğiz. Türkiye, yalnızca diplomatik yollarla değil, aynı zamanda insan yardımları ve kalkınma projeleriyle de Filistin halkının yanında olmuştur. Filistin’e yapılan insan yardımlarının büyük çoğunluğu bugün ülkemiz tarafından yapılmaktadır. Konuyu, insan boyutlarının yanı sıra stratejik boyutlarıyla da en ince ayrıntılarına kadar ele alıyoruz. İsrail saldırganlığının ülkemize de yönelme riski, tüm bölge ülkeleri gibi bizde de görülmektedir. Vadedilmiş topraklar safsatasının içine ülkemiz topraklarını da katan bu suç şebekesinin planlarının farkındayız. Stratejik tüm hazırlıklarını yapan bir ülkenin öz güvenini taşıyoruz. Fakat aynı zamanda toplumsal istikrarın da hayati olduğunu bildiğimizden, her cephede güçlü tutmak için vatandaşlarımızı ülkemizin karşılaşabileceği uluslararası tehditler konusunda siyaset ve ideolojik tutumlarından bağımsız olarak tek bir cephede birleşmeye davet ediyoruz” dedi.
‘Tüm insanlığın vicdan davası’
Mücadeleye sonuna kadar devam edeceklerini hatırlatan Çetin, “Bu nedenle Cumhurbaşkanımızın yıllardır tekrar ettiği ‘bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız, kardeş olacağız, hep beraber Türkiye olacağız’ sloganını bir hatırlatma olarak görüyoruz. Bu anlamda güçlü bir Türkiye’nin ve siyasi iradenin öneminin hem bölgemiz hem de insanlık için ne denli hayati olduğunu bir kez daha vurguluyoruz. Filistin davasına sahip çıkan Cumhurbaşkanımızın küresel çeteler ve onların yerli iş birlikçileri tarafından yıllardır neden hedef alındığını bugünlerde yeniden görüyoruz. Filistin, sadece bir coğrafya, bölge ya da bir halkın mücadelesi değildir; Filistin, tüm insanlığın vicdan davasıdır. Filistin’in bağımsızlık mücadelesi, aynı zamanda evrensel insan hakları mücadelesidir. İsrail’in işgal politikalarına, Filistin halkına uyguladığı zulme ve insan hakları ihlallerine karşı mücadelemiz Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde devam edecektir” diyerek konuşmasını tamamladı.
ESRA ALTUNKES