İstanbul... Tarihi dokusu, kültürel zenginliği ve bitmek bilmeyen enerjisiyle her köşesi ayrı bir hikaye barındıran bu kadim şehirde, kalabalık ve trafikten bunaldığınız anlar olabilir. Ancak şehrin göbeğinde, keşfedilmeyi bekleyen öyle saklı bahçeler ve yeşil alanlar var ki, adeta zamanın durduğu, kuş seslerinin yankılandığı huzur köşeleri sunuyorlar.
Bu bahçeler, sadece bir dinlenme alanı olmanın ötesinde, İstanbulluların ve ziyaretçilerin doğayla yeniden bağ kurabildiği, nefes aldığı ve ilham bulduğu yerler. Örneğin, Fenerbahçe Parkı'nın yemyeşil tepelerinde yürürken, Boğaz'ın serin rüzgarıyla buluşup Adalar manzarasının tadını çıkarabilirsiniz. Tarihi Gülhane Parkı ise Topkapı Sarayı'nın yanı başında, yüzyılların şahitliğini yapmış ağaçları ve rengarenk çiçekleriyle sizi geçmişe bir yolculuğa çıkarır. Burası, özellikle lale mevsiminde görsel bir şölene dönüşür.
Avrupa Yakası'nda, Beşiktaş ile Sarıyer arasında uzanan Yıldız Parkı, içinde köşkleri, şelaleleri ve çeşit çeşit bitki örtüsüyle şehrin ortasında adeta bir orman atmosferi sunar. Burada sabah yürüyüşleri yapmak, gölet kenarında oturup kitap okumak ya da sadece doğanın sesini dinlemek, İstanbul'un karmaşasından uzaklaşmak için birebirdir. Anadolu Yakası'nda ise Nezahat Gökyiğit Botanik Bahçesi, farklı kıtalardan getirilmiş binlerce bitki türüyle adeta bir açık hava müzesi gibidir. Eğitim ve bilinçlendirme misyonuyla da öne çıkan bu bahçe, özellikle çocuklu aileler için keyifli ve öğretici bir kaçış noktası sunar.
Bu gizli cennetler, İstanbul'un sadece betondan ibaret olmadığını, aynı zamanda yemyeşil akciğerlere sahip olduğunu gösteriyor. Bir sonraki İstanbul maceranızda, kendinize bu saklı bahçelerden birinde vakit ayırın. Emin olun, şehrin ruhunu bambaşka bir açıdan deneyimleyeceksin
iz.