İz bırak, hatırlan

Dünyamızın oluşumundan insanoğlu nesli Allah’ın evrene en büyük hediyesi olarak sunduğu andan itibaren yemek, içmek, yaşamayı uzun tutacak sağlıklı kalabilmenin dışında gelişen süreçlere baktığımızda hep bir savaş ve çatışma hakim.

Oysa bugün ne krallara kalmıştır şatolar, saraylar, ne prenslere, ne de prenseslere. Herkes zamanı geldiğinde bir bir göçüp gitmiştir. İnsanoğlunun doğruyu, güzeli bulması ve bu yönde hareket etmesi için de Hazreti Peygamberimiz bir güzel insan olarak yaşanan bu çatışmaların içerisinde hem insanoğluna, hem de İslamiyet’in yayılması için adres olmuştur. Hazreti Peygamberimiz de o yıllarda sahip olduğu kudret ve güç, insan gücü, dev ordular, kilometrelerce büyüklüğündeki topraklar emrinde, amadesinde… Böylesine muhteşem bir servetin içinde kim bulunmak istemezdi? Ancak onun için en büyük servet sevgi, saygı, hoşgörü ve insanlığın savaşsız, kavgasız ve doğru yolda ilerleyerek yaşamlarını sürmesiydi. Böylesine büyük bir servete sahip olanın ne mal, ne mülk, ne de para da gözü olur.

İz bırak, hatırlan, yadedilen ol dediğimiz konu Hazreti Peygamberimizin yaşamını yitirmesinin ardından beklenilen ve aynı davranışların devam ettirilmesine katkı verenlerin dışında farklı kulvarlarda arayış içerisinde bulunanlar zaman içerisinde arttı, gösterilen yol terk edildi, uygulanan ile davranışlar arasındaki anlayış çok değişti.

İnsanoğlu savaşları insanlığın geleceği ve daha iyi bir yaşam sürmesi için değil malına mal katmak, mülküne mülk katmak için yapmayı sürdürünce Globalleşen Dünya için de binlerce yıl önce tohumu atılmış doğru rotanın dışına çıkılarak Maskeler altından güzel görüntü satışlarına başlanılmıştır.

Bugün yaşadığımız topraklar ve bölgelerde de durum böyledir. Gücü kuvveti olan, zenginleşmiş iradeler güçlülüğünü farklı yönlerle göstermeye çalışmakta Dünya malının ömür sonlandığında tüm bu değerleri alıp götüreceğini sanmaktadır.

Oysa bugün ‘Var Olan’ın, Olmayan’ ile imtihanı ömrün son günlerine kadar hatırlanacak yegane ahde vefa davranışlar olmaktadır.

Bir tas çorba, bir kap yemek, bir dilim ekmek!... 

Günümüzde bu kadarı bile insanların gönlünde ölümsüz yapıyor, insanları ebediyete göç ettiğinde dahi mezarı başında iki dua ile hatırlanmasına etken ediyor. Yaptıkları eziyetler, işkenceler, toprak ağalığı ve sadece benim dediği anlayış ile insanların üzerinde kendini gören hangi kral hatırlanır ?

İyilik yapan, paylaşan, bölüşen, hizmet eden, demagoji yapmayan, memleketine hizmet eden krallar işte ölümsüzdür. Antalya’mıza hizmet eden ve öldüğünde hatırlanacak krallara selam olsun.