Antalya’nın en kritik içme suyu kaynaklarından biri olan Çandır Çayı Havzası, TOKİ projelerinin ardından şimdi de taş ve kum ocağı girişimiyle tartışılıyor. Jeoloji Mühendisleri Odası (JMO) Antalya Şubesi, söz konusu girişimin hem hukuka hem de doğaya aykırı olduğunu vurgulayarak ‘İçme suyumuza dokunmayın’ çağrısı yaptı. JMO Antalya Şubesi tarafından yapılan açıklamada, projenin planlandığı bölgenin 2009 yılında Resmi Gazete’de yayımlanan kararla ‘II. Derece İçme Suyu Koruma Alanı’ ilan edildiği hatırlatıldı. Mevcut mevzuata göre bu koruma bandı içerisinde kum ve çakıl malzemesi temin edilmesinin kesinlikle yasak olduğunun altını çizen uzmanlar, “Kural nettir, yasak kesindir. Antalya’nın içme suyu havzaları gerçekten koruma alanı mıdır, yoksa parça parça proje alanına mı dönüştürülmektedir?” sorusunu yöneltti.
‘10 aktif kuyu risk altında’
Havzanın, ASAT ve DSİ nezdinde halen su üretim tesisi olarak korunduğunu belirten JMO, tehlikenin boyutunu şu verilerle paylaştı: “Bölgede ASAT’a ait 10 aktif içme suyu kuyusu bulunuyor. Planlanan ocak, bu kuyuların doğrudan etki alanı içindedir. Dere yatağına yapılacak her müdahale; yeraltı suyu seviyesini düşürür, akış yönünü değiştirir ve kirlenme riskini artırır. Bir kez zarar verildiğinde, bu kuyuların geri kazanılması imkânsızdır.” Meselenin sadece yeraltı suyu olmadığını belirten uzmanlar, Çandır Çayı’nın Konyaaltı Plajı’nı besleyen ana damar olduğunu vurguladı. Geçmişte yapılan kontrolsüz kum alımlarının plajda ciddi erozyona neden olduğu hatırlatılan açıklamada, “Yıllar sonra bu yanlışlardan dönülmüşken, aynı havzada yeni bir ruhsatın gündeme gelmesi, tahribatın yeniden başlaması demektir. Plajın sürekliliği, bu derelerin denize taşıdığı doğal malzemeye bağlıdır” denildi.
‘Tehlikeli bir emsal olur’
Kamu eliyle yürütülen projelerin doğayı koruma zorunluluğundan muaf olamayacağını belirten JMO Antalya Şubesi, herhangi bir kuruma ya da projeye istisna tanınmasının diğer havzalar için de tehlikeli bir emsal teşkil edeceğini savundu. Oda yönetiminden yapılan açıklamada şu ifadeler yer aldı: “Su kaynakları, faaliyetin kimin tarafından yürütüldüğüne bakmaz; müdahaleyi görür ve tepki verir. Antalya’nın su güvenliğini ve doğal varlıklarını ilgilendiren bu sürecin sonuna kadar takipçisi olacağız. Gerekli görülmesi halinde tüm hukuki haklarımızı kullanacağımızı kamuoyuna bildiririz.”