Göztepe karşısında yaşanan mağlubiyet Antalyaspor’un teknik açıdan en belirgin sorununun oyun kurulumundaki kopukluk olduğunu bir kez daha ortaya koydu. Kırmızı beyazlı ekip savunmadan çıkarken ne bir merkez bağlantı oyuncusundan destek alabildi ne de kanat oyuncularıyla sağlıklı bir üçgen kurabildi. Paal’in merkezde kullanılması pas istasyonlarını artırmak bir yana, takımın orta alan akıcılığını tamamen bozdu. Savunma hattı topu her aldığında iki seçenek arasında sıkıştı: ya uzun toplara yönelerek rakibe ikram yaptı ya da baskı altında top kayıplarıyla tehdit verdi. Bu kopukluk, Antalyaspor’un rakip yarı sahaya kontrollü geçiş yapmasını imkânsız hale getirdi. Golün bir duran top organizasyonundan gelmesi de bu durumu teyit ediyor. Akan oyunda üretilen pozisyon sayısı son derece sınırlıydı ve bu durum takımın planlı hücum setlerine sahip olmadığını gösterdi. Antalyaspor’un teknik olarak bir oyun planı olduğu söylenebilir ancak bunun sahaya yansıyan bir organizasyon düzeyi yok ve bu en temel problem olarak büyümeye devam ediyor.
Zamanlama hataları
Maçın kaderini belirleyen dört dakikalık bölüm savunma yerleşimi açısından ciddi teknik sorunları gözler önüne serdi. İlk golde ceza sahası savunmasının markaj anlayışı tamamen çöktü. Taha Altıkardeş’in penaltı noktası üzerinde bu kadar rahat bir yükseliş yapabilmesinin nedeni yalnızca fiziksel bir üstünlük değil aynı zamanda savunmanın zamanlama hatası ve yanlış konumlanmasıydı. İkinci golde ise Antalyaspor aynı hatayı yineledi. Juan’ın boş alanda topa yükselmesi savunma hattının çizgiyi ne kadar dengesiz tuttuğunu açıkça gösterdi. Her iki pozisyonda da savunmanın hem yatay eksende hem de dikey eksende kaymalarında gecikme olduğu net biçimde görüldü. Bu tip hatalar bireysel değil, tamamen sistemsel problemler olarak nitelendirilebilir. Çünkü rakibin kenar ortalarla tehdit oluşturacağı maç öncesi neredeyse herkes tarafından biliniyordu. Buna rağmen savunma bloklarının birbirine olan mesafeleri, ikinci top reaksiyonları ve ön alan baskısının tetikleyicileri iyi planlanmadı. Oyuncu değişiklikleri bu hataları düzeltmek yerine daha da belirgin hale getirdi. Safuri’nin çıkışı hem hücumda pas bağlantılarını kopardı hem de duran toplardaki tehdit seviyesini düşürdü ve takımın savunmadan çıkarken nefes almasını engelledi.
Baskı altında karar kalitesi
Maçın genelinde Antalyaspor’un teknik zafiyetlerinden biri de baskı altında karar verme kalitesinin düşük olmasıydı. Orta saha oyuncuları topu aldıkları her anda baskı hattını kıracak bir yönlendirme yerine çoğunlukla geriye veya yan bölgelere oynadı. Bu durum hem oyunun temposunu düşürdü hem de Göztepe'nin kompakt savunma yapısını rahatlatan bir faktöre dönüştü. Rakibin agresif ön alan baskısına karşı çözüm üretilememesi Antalyaspor’u sürekli uzun toplara yöneltti. Ancak bu toplar da ne Storm’un ne de Poyraz Efe’nin profiline uygun değildi. Hücum hattı ile orta saha hattı arasında oluşan geniş mesafe, takımın ikinci topları toplamasını engelledi. Bu da oyun hakimiyetinin Göztepe’ye geçmesine neden oldu. Maçın son bölümünde Antalyaspor baskı kurmaya çalışsa bile bağlantı oyuncularının doğru pozisyon alması sağlanamadığı için bu baskı yalnızca bireysel girişimlerle sınırlı kaldı. Teknik açıdan bakıldığında, takımın oyun içerisinde baskı kıracak rota değişiklikleri, çizgi kullanım tercihleri veya merkezde üçgen kuracak setleri bulunmuyor. Bu eksiklik, ligin ilerleyen haftalarında sadece moral kaybı değil daha ağır taktiksel sorunları da beraberinde getirecek gibi duruyor.