Bilim insanlarının var güçleriyle üzerinde çalıştıkları ağır kişisel bozuklukların getirisi olarak gördükleri kadına şiddet resmi araştırmalara ve ülke olarak gördüklerimiz duyduklarımızla son 30 yıldır hızla artmış durumda.
Fikir ve düşüncesini fiziksel barbarlığıyla gösterme çabasında ve ruhsal bozukluklarını örtme çabasında olan erkeklerin başvurduğu yöntemdir kadına şiddet.
Kadına şiddet toplumumuzda kanayan bir yara olarak karşımızda duruyor.
Kadına şiddet araştırmalarında ülkemizde yapılan resmi araştırmaya göre "her üç kadından birinin en az bir kere fiziksel şiddete, her on kadından dokuzunun da psikolojik şiddete uğradığı" ortaya çıktı.
Kadına şiddetin boyutu o kadar genişlemiş durumda ki "fiziksel şiddet, psikolojik şiddet, ekonomik şiddet, sözlü şiddet" olarak çeşitlendiğini görüyoruz.
"Fiziksel şiddet", kaba kuvvetin korkutma, sindirme ve bir yaptırım aracı olarak kullanılmasıyla meydana geliyor.
"Psikolojik şiddetse", zorlayarak, aşağılayarak, yok sayarak, cezalandırarak, görüşmelerini, dostluk ve arkadaşlıklarını, işlerini, gezmelerini denetleyerek, engelleyerek, öfkesini ve gerginliğini kadın üzerinde acizce uygulayarak gerçekleşiyor.
"Ekonomik şiddette" ise kadının ekonomik olarak güçsüz kalması için kadının iş hayatında başarısız olması için zemin hazırlamak ve kendisinin yapmak istediklerini yapmaya zorlamak, özellikle de mesleki başarıları kariyerleri ve maddi durumları iyi olan kadınları aşağılayarak beceriksizlikle suçlayarak kadına ait maddiyatı ve taşınmazı her türlü değerli şeyi denetimi altında tutma gayreti olarak görüyoruz.
"Sözlü şiddet" ise, kadının değer verdiği konularda güven sarsmak ve kadını manen ruhsal olarak yaralamak, moralini aşağıya çekmek amacıyla belirli aralıklarla çok ağır hakaret ve sözler söyleyerek kişiliğini esir almaya, ayrıca kadına onu küçük düşürücü adlar takmak ve sık sık olumsuz eleştiriler yapmak, alay etmek gayreti olarak görüyoruz.
Nedeni ve niteliği ne olursa olsun şiddetin her türlüsü kendisini olduğundan daha güçlü, daha zeki, daha uyanık, her konuda daha yüksek, daha iyi olarak göstermek isteyen egosu yüksek aciz insanların kendilerini kabul ettirme, kendilerine maddi manevi çıkar sağlama acizliklerinin hesaplarının sonucudur.
İnsanlıktan nasibini almamış insan kılıklı canlıların bu tür şiddet sefillikleri günümüzde maalesef artarak devam ediyor.
Bu konuda kadınların çevrelerindeki bu tür insanlardan uzaklaşarak şiddetin her türünden korunabileceği ortadadır.
Gönlünüz ve kalbiniz şiddete yatkın insanlardan uzak olsun.