Kamudaki torpil ve atamalarla ilgili değerlendirmelerde bulunan Türkiye Kamu-Sen Antalya İl Temsilcisi ve Türk Büro-Sen Antalya Şube Başkanı Yılmaz Danabaşoğulları, “Türk Büro- Sen Genel Başkanı Osman Eksert’te konuyla alakalı olarak net konuşmuştur. Mülakat kamuda kadrolaşmanın kılıfıdır” diye konuştu.
‘Kadrolaşmanın önüne geçilmeli’
57. Hükümet döneminde, kamuda kadrolaşmanın önüne geçmek amacıyla kamuya personel alımlarının merkezi sınavla yapılmasına karar verildiğini hatırlatan Danabaşoğulları, “Bu uygulama sayesinde kamuda çalışmak isteyen herkes, eşit şartlarda KPSS’ye girip, aynı sorulara cevap verip memur olma hakkına kavuşmuş, böylelikle kamuda torpil arama dönemi de kapanmıştı. Yıllar içinde sistem son derece güvenilir bir yapıya kavuşmuşken FETÖ’nün, bu adil sistemi delmek amacıyla KPSS sorularını yandaşlarına dağıttığı ve binlerce mensubunu haksız yollardan kamu kurumlarına sızdırdığı ortaya çıktı. Memurların siyasi düşüncesine, partilere yakınlığına, sendikal tercihine bağlı olarak ve hiçbir objektif kural gözetilmeden yapılan atamalar sonucunda ülkemizin kılcal damarlarına kadar sirayet eden bir grubun ülkeyi ele geçirme girişimiyle karşı karşıya kaldık. Sınavlarda çekilen kopyalar, mülakatlardaki sübjektif yaklaşımlar, terfilerdeki adaletsizlikler sonucunda palazlanan yapı, bir süre sonra devletin varlığını dahi tehdit edecek boyutlara ulaştı. Bu dönemde sendikalarımıza üye olan kamu görevlileri sırf sendikal aidiyetlerinden dolayı olmadık muamelelere maruz bırakıldılar, türlü haksızlıklarla mağdur edildiler” şeklinde anlattı.
‘Israrla mülakat deniliyor’
215 Temmuz hain darbe girişimi bir kez daha kamu atamalarında adaletin sağlanamaması durumunda ülkemizin nasıl bir uçuruma sürükleneceğini göstermiş oldu” diyen Danabaşoğulları, “Bu alçak darbe girişimi, milletimizin, kamu görevlilerimizin, asker ve polisimizin büyük çoğunluğunun sağduyusu, üstün gayret, cesaret ve kahramanlığı neticesinde hezimetle sonuçlandı. Siyasi görüşüne bakılmaksızın herkes, bu dönemden sonra kamuda liyakatin sağlanması, adam kayırmanın önlenmesi ve objektif kriterlerin hayata geçirilmesi konusunda hemfikir oldu. Ne yazık ki atlattığımız bütün badirelere, mağdurlardan gelen bütün feryatlara rağmen mülakat sistemi üzerinde ısrarla duruluyor. Ülkemiz, böylesine ağır bir travmayı liyakatin yerle yeksan edilmesi ve belli görüşteki kimselerin palazlandırılması nedeniyle yaşadı” dedi.
‘Tarihi uyarı yapıyoruz’
Türk Büro-Sen olarak uyarılarını yenileyen Danabaşoğulları, “Ülkemiz toplumsal olarak derin bir ayrışmanın içine çekilirken bu kopuş kamuda mülakat eliyle gerçekleştirilmek isteniyor. Toplumları bir arada tutan unsur hak, adalet ve paylaşımdır. Hakkı tesis etmek, adaleti sağlamak ve her alanda adil bir paylaşım gerçekleştirmek idarecilerin en önemli görevidir. Sistemdeki en küçük bir aksaklık adaletsizliklere, haksızlıklara ve paylaşım sorunlarına yol açacaktır. Mülakatın adilane bir yöntem olmadığı yargı kararlarıyla açıktır. Bir mülakat komisyonunun kararının, bir başka komisyonda aynı olması garantisi yoktur. Ancak yazılı sınavın sonuçları her yerde aynı olur. Memurlarımız, kimseye minnet etmeksizin, herhangi bir sendikaya üye olmaya zorlanmaksızın, eşit şartlarda yazılı sınava girerek, görevinde yükselmek istemektedir. Bu eşitliği bozmak kimlerin işine gelmektedir? Adaletin çalışma yaşamındaki birinci önceliği ise işin ehline verilmesidir. Ehil olmayanların bazı kadrolara yerleşmeleri sonucu toplumda güven kaybı doğuyor, adalet zedeleniyor. Kamu yöneticileri bu hassasiyetle hareket etmek ve bu mülakat belasından tüm çalışanlarımızı kurtarmak zorundadır” ifadelerini kullandı.
Esra ALTUNKES
‘Kadrolaşmanın önüne geçilmeli’
57. Hükümet döneminde, kamuda kadrolaşmanın önüne geçmek amacıyla kamuya personel alımlarının merkezi sınavla yapılmasına karar verildiğini hatırlatan Danabaşoğulları, “Bu uygulama sayesinde kamuda çalışmak isteyen herkes, eşit şartlarda KPSS’ye girip, aynı sorulara cevap verip memur olma hakkına kavuşmuş, böylelikle kamuda torpil arama dönemi de kapanmıştı. Yıllar içinde sistem son derece güvenilir bir yapıya kavuşmuşken FETÖ’nün, bu adil sistemi delmek amacıyla KPSS sorularını yandaşlarına dağıttığı ve binlerce mensubunu haksız yollardan kamu kurumlarına sızdırdığı ortaya çıktı. Memurların siyasi düşüncesine, partilere yakınlığına, sendikal tercihine bağlı olarak ve hiçbir objektif kural gözetilmeden yapılan atamalar sonucunda ülkemizin kılcal damarlarına kadar sirayet eden bir grubun ülkeyi ele geçirme girişimiyle karşı karşıya kaldık. Sınavlarda çekilen kopyalar, mülakatlardaki sübjektif yaklaşımlar, terfilerdeki adaletsizlikler sonucunda palazlanan yapı, bir süre sonra devletin varlığını dahi tehdit edecek boyutlara ulaştı. Bu dönemde sendikalarımıza üye olan kamu görevlileri sırf sendikal aidiyetlerinden dolayı olmadık muamelelere maruz bırakıldılar, türlü haksızlıklarla mağdur edildiler” şeklinde anlattı.
‘Israrla mülakat deniliyor’
215 Temmuz hain darbe girişimi bir kez daha kamu atamalarında adaletin sağlanamaması durumunda ülkemizin nasıl bir uçuruma sürükleneceğini göstermiş oldu” diyen Danabaşoğulları, “Bu alçak darbe girişimi, milletimizin, kamu görevlilerimizin, asker ve polisimizin büyük çoğunluğunun sağduyusu, üstün gayret, cesaret ve kahramanlığı neticesinde hezimetle sonuçlandı. Siyasi görüşüne bakılmaksızın herkes, bu dönemden sonra kamuda liyakatin sağlanması, adam kayırmanın önlenmesi ve objektif kriterlerin hayata geçirilmesi konusunda hemfikir oldu. Ne yazık ki atlattığımız bütün badirelere, mağdurlardan gelen bütün feryatlara rağmen mülakat sistemi üzerinde ısrarla duruluyor. Ülkemiz, böylesine ağır bir travmayı liyakatin yerle yeksan edilmesi ve belli görüşteki kimselerin palazlandırılması nedeniyle yaşadı” dedi.
‘Tarihi uyarı yapıyoruz’
Türk Büro-Sen olarak uyarılarını yenileyen Danabaşoğulları, “Ülkemiz toplumsal olarak derin bir ayrışmanın içine çekilirken bu kopuş kamuda mülakat eliyle gerçekleştirilmek isteniyor. Toplumları bir arada tutan unsur hak, adalet ve paylaşımdır. Hakkı tesis etmek, adaleti sağlamak ve her alanda adil bir paylaşım gerçekleştirmek idarecilerin en önemli görevidir. Sistemdeki en küçük bir aksaklık adaletsizliklere, haksızlıklara ve paylaşım sorunlarına yol açacaktır. Mülakatın adilane bir yöntem olmadığı yargı kararlarıyla açıktır. Bir mülakat komisyonunun kararının, bir başka komisyonda aynı olması garantisi yoktur. Ancak yazılı sınavın sonuçları her yerde aynı olur. Memurlarımız, kimseye minnet etmeksizin, herhangi bir sendikaya üye olmaya zorlanmaksızın, eşit şartlarda yazılı sınava girerek, görevinde yükselmek istemektedir. Bu eşitliği bozmak kimlerin işine gelmektedir? Adaletin çalışma yaşamındaki birinci önceliği ise işin ehline verilmesidir. Ehil olmayanların bazı kadrolara yerleşmeleri sonucu toplumda güven kaybı doğuyor, adalet zedeleniyor. Kamu yöneticileri bu hassasiyetle hareket etmek ve bu mülakat belasından tüm çalışanlarımızı kurtarmak zorundadır” ifadelerini kullandı.
Esra ALTUNKES