Kaleiçi’nin imajı ve ‘özel hayat’..

Kaleiçi’nde, sokakta, açıkta sevişen ve çiftleşenleri yazdık diye “bir kesim” bizi topa tutuyor..

Hatta “hedef” haline getiriyor..

Bizden 3 gün sonra da Doğan Haber Ajansı bütün dünyaya aynı görüntülerle duyurdu haberi..

Aynı tepkiyi onlar da gördü..

Peki burada “kim doğru yaptı”?

Sokak ortasında “pornografik görüntü sergileyenleri” haber yapanlar mı, yoksa bunu haber haline getirenleri eleştirenler mi?

Gelin birlikte irdeleyelim..

ÖZEL HAYATIN KORUNMASI

Habere tepki gösterenler, yayınlanan görüntüleri “özel hayata tecavüz” olarak yorumluyor..

“Özel hayat” nedir?

Türk Dil Kurumu, “kişinin kendine özgü yaşayışı, yaşama tarzı, kendisini ilgilendiren tutum ve davranışı” diyor..

Olaya sadece bu ifadeden bakacak olursak, haberin yapılmasına tepki gösterenler “haklı” gibi..

Ama..

Bu noktada sözkonusu hakkın korunması açısından “mahkemelerin yaklaşımı” son derece önemli ve belirleyici..

Çünkü..

Özel hayatın korunması hakkı, “kamu güvenliği-ifade özgürlüğü-şeffaflık-diğer insanların hakkına saygı” gibi başka bir çok önemli değerle çatışma halinde..

Böyle bir durumda müdahaleye uğraması veya kısıtlanması mümkün..

Burada soru şu:

“Sokak ve cadde, park ve bahçe gibi “kamusal” alanlarda, “sevişmek-çiftleşmek” gibi çok özel eylemler “özel hayat” olarak kabul edilebilir mi?

ÖZGÜRLÜK MÜ AHLAKSIZLIK MI?

Haberimize yorum yapan “kadın”larımızdan biri şöyle diyor:

“Yaşanan rezillikleri sürekli şikayet ediyoruz, kimse dinlemiyordu.. Gazete manşetlerine taşınınca mı duyarlılık başladı? Kaleiçi’nde özgürlük adı altında ahlaksızlık diz boyu..”

Kaleiçi’ndeki görüntüleri çeken ev sahibi de şikayetçi..

“Evimin penceresinden çoluk-çocuk porno film seyreder gibiyiz.. Bu kabul edilemez” diyor..

Bunlar ne anlama geliyor?

Birilerinin “özel hayat” olarak gördüğü şey, bir başkasının özel hayatına saygısızlık anlamına geliyor..

Kamusal alanlardaki sevişme ve çiftleşmeler, “özel hayat”a girmez anlamına geliyor..

Tepki gösteren sevgili “gazeteci” arkadaşlarım da, “özgürlük” adına her şeyi mübah görenler de bunu iyice bir düşünsün bence..

KALEİÇİ’NİN İMAJI NEDİR?

Gelelim Kaleiçi Birliği Derneği Başkan Yardımcısı ve Basın Sözcüsü Lütfü Çakır’ın tepkisine..

“Kaleiçi’ndeki bu görüntülerin gazetelerde yayınlanması Kaleiçi’ne yapılan büyük kötülük”müş..

“Kaleiçi’ni fuhuş ve uyuşturucu bataklığı gibi göstermek”miş..

“Haberler, Kaleiçi’nin imajına zarar veriyor”muş..

Öncelikle, “Kaleiçi’nin imajı”nı çok merak ettim..

Lütfü Çakır’a soruyorum;

Kaleiçi sadece “tarihi dokuların korunduğu, geçmişin günümüze taşındığı” bir yer midir acaba?

Yoksa..

Bar-cafe-gece kulübü-pavyon gibi mekanların bulunduğu, içinde “her türlü eğlence ve aktivite”nin yaşandığı, uyuşturucunun kullanıldığı bir yer midir?

Kimse kimseyi kandırmasın..

Habere konu olan görüntüler Kaleiçi’nde çekildi..

Üstelik 4 yıl önce değil, iki ay önce çekildi..

Hatta arkadaşlarımın dediğine göre şu geride bıraktığımız Ramazan ayında çekilmiş olanları da var…

Demek ki, sokak ortasında sevişme ve çiftleşme olayları aynen devam ediyor..

Lütfü Çakır, “4 yıl önceki görüntüler” diyerek, bizleri “yalancı” durumuna düşürmeye, kendi görevlerini gerektiği yapmadığı için de bunu kapatmaya çalışıyor..

ELEŞTİRİLERİ CİDDİYE ALIN

Diyeceğim o ki..

1- Kamusal alanda sevişmek-çiftleşmek gibi eylemler “özel hayat”a girmez..

2- Kaleiçi Derneği Birliği, gerçekleri çarpıtmak yerine eleştirileri dikkate alarak gereğini yapmalı..

3- Kaleiçi gerçekten de ”fuhuş ve uyuşturucu bataklığı” olmaktan kurtarılmalı, “tarihi bir değer” olarak cazibe merkezi haline getirilmeli ve dünya mirası listesinde yerini almalıdır..

Vesselam..