Kaleler de yıkılabilir

Cumhuriyet Halk Partisi’nin Antalya’da seçime ‘garanti’ gözüyle baktığı iki ilçe hiç şüphe yok ki, Konyaaltı ve Muratpaşa…

İstatistiksel bakıldığında böyle düşünülmesinin haklı gerekçeleri var. Her iki ilçe de yaklaşık 15 yıldır CHP’li başkanlar tarafından yönetiliyor. Üstelik CHP ile en yakın parti arasındaki oy oranı da bir hayli fazla. Örneğin son 2014 yerel seçimlerine baktığımızda; Konyaaltı’nda CHP yüzde 59.1 civarında oy ile birinci parti olurken, ikinci sıradaki AK Parti’nin oy oranı sadece yüzde 22.  Keza aynı dönemde Muratpaşa’da CHP yüzde 46.5 ile birinci, AK Parti yüzde 27.6 ile ikinci parti. Geçtiğimiz yıl yapılan genel seçimlerde ise Konyaaltı’nda CHP oy oranının yüzde 44.4’e gerilediğini görüyoruz. Ancak bu seçimlerde siyaset sahnesine adım atan İYİ Parti de vardı ki, bu parti Konyaaltı’nda yüzde 15.9 oranında oy aldı. Yani CHP’deki eksilmenin en azından bir bölümünün bir anlamda İYİ Parti’ye kaydığı düşünülebilir. Genel seçimde Muratpaşa’da da CHP oylarında birkaç puanlık düşüş var. Yine de CHP yüzde 40.9 oranıyla birinci parti iken yüzde 26. 3 ile AK Parti ikinci sırada yer aldı. İYİ Parti’nin oy oranı ise Muratpaşa’da da aynı, yüzde 15.9.

İşte bu istatiksel tablo nedeniyle CHP’lilerin gözünde her iki ilçe ‘yıkılmaz armada’ olarak görülüyor. Ancak bana göre bu pek doğru bir bakış açısı değil. Çünkü özellikle siyasette rakamlar her zaman doğru sonucu vermeyebiliyor. Yani iki artı iki her zaman dört etmeyebiliyor. Bunun örneği çok. Nitekim, yukarıda verdiğimiz oranlar iki farklı dönemde yapılmış iki farklı seçime ait. 2014 seçimiyle 31 Mart 2019’u mukayese edemeyiz çünkü bu seçimde bir ittifak olgusu var karşımızda. Ayrıca yerel seçimlerde seçmenin gözündeki ilk kriterin partilerden ziyade ‘aday’ olduğu gerçeğini de göz ardı etmemek gerek. Yani değerlendirmeyi ittifakın toplam gücüne ve adayın niteliğine göre yapmamız lazım. Tek tek ele alacak olursak; Konyaaltı’nda Millet İttifakı’nın CHP endeksli adayı Semih Esen. Daha önce CHP il başkanlığı da yapmış olan Esen’e Konyaaltı seçmeni nasıl bir refleks gösterir bilemem ancak bilinen şu ki, Semih Esen’e en azından Muhittin Böcek yanlıları sıcak bakmıyor. Senelerdir Konyaaltı’nda belediye başkanlığı yapan Böcek’le Esen’in arasının iyi olmadığını ve bu soğuk savaşın hala devam ettiğini artık sağır sultan bile biliyor. Haliyle bu ikili arasındaki gerginlik sandığa da olumsuz yansıyabilir. Bu, seçim sonucu değiştirecek ölçüde olur mu onu bilmem. Fakat mutlaka bir etkisi olacaktır. Karşısında ise Antalya kamuoyunda tanınan, geniş çevrelerce sevilen ve belediyecilik anlamında bir hayli deneyimli bir isim var; Gaye Doğanoğlu. CHP’deki iç karışıklığı filan düşününce, özellikle kadın seçmen için cazip bir isim olan Doğanoğlu, burada herkesi şaşırtacak bir sonuç alabilir gibi geliyor bana…

Diğer taraftan Muratpaşa’da ise özellikle ittifaklar sonucu belirleyecek gibi görünüyor. CHP oylarının son genel seçimde birkaç puan düşmesi, Cumhur İttifakı’ndaki AK Parti ve MHP’nin iştahını bir hayli artırdı. Cumhur İttifakı’nın 3 dönem üst üste milletvekilliği yapan Gökçen Özdoğan Enç’i buraya aday göstermesi de bu iştahın göstergesi. Önceki gün ziyaretimize gelen Enç de bu iddiayı doğrular nitelikte açıklamalar yaptı. Muratpaşa’nın ‘solun kalesi’ olduğu şeklindeki kanaatin yanlış olduğunu, bölgede aslında sağ seçmenin daha fazla olduğunu söyledi. Doğruluk payı var. Nitekim Muratpaşa’nın ilk belediye başkanı DYP’li Mehmet Manavoğlu’ydu. Siyasi tecrübesi bir hayli fazla olan Enç, “Eskiden MHP ve biz ayrı ayrı adaylar çıkarıyorduk. Şimdi tek aday çıkardık. Güçlerimiz birleşti” diyerek ittifakın gücüne de işaret ediyor.

Yani demem o ki, hiçbir yer çantada keklik değil.

Böyle düşünen yanılır. Bu seçim birçok sürprize gebe gibi görünüyor.

Benden söylemesi…