İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun İstanbul Üniversitesi tarafından diplomasının iptal edilmesi ve akabinde gözaltına alınması üzerine CHP Antalya İl Başkanlığı tarafından Attalos Meydanı'nda eylem gerçekleştirildi. Birçok parti ve üyelerinin de katıldığı eyleme vatandaşlar da akın etti. Basın açıklamasını gerçekleştiren CHP Antalya İl Başkanı Nail Kamacı, "Burada' demokrasi' diyenlerin olduğu ortamda iktidarın yaptığı hukuksuz eylemlere karşı sendikalarımız, derneklerimiz, ilçe başkanlarımız, siyasi partiler ve belediye başkanlarımız birlikte bugün Attalos Meydanı'nda Ankara'ya haykırıyoruz. Artık hukuksuzlukları sonlandıralım. Bu meydanda birçok kere toplantı yaptık. Sağlık, eğitim, deprem, emekliler, asgari ücret konusunda yaptık ama bunların ötesinde bugün demokrasi konusunda bir araya geldik. Bu saldırı sadece CHP ve Ekrem İmamoğlu'na yapılmış bir saldırı değildir. Bu saldırı Türkiye'de demokrasiye yapılan saldırıdır. Türkiye bugün açık bir sivil darbeyle karşı karşıyadır. Ekrem İmamoğlu'nun diplomasının iptaliyle başlatılan kumpas, şimdi gözaltına alınmasıyla bir darbeye dönüşmüştür. Bu sadece bir belediye başkanına yapılan bir saldırı değildir. Bizzat halkın iradesine ve demokrasinin son kırıntılarına yapılmış bir darbedir. Kınıyoruz" diye konuştu.
‘Hukuk bir silaha dönüştürülmüştür’
AK Parti'nin demokrasiyle başlayıp otoriterleşmeye döndüğünü öne süren İl Başkanı Kamacı, sözlerini şöyle sürdürdü: "AKP, 'adalet, hukukun üstünlüğü' gibi söylemlerle iktidara geldi. Ancak bugün geldiğimiz noktada hukuk bir silaha dönüştürülmüştür. Meclis etkisizleştirilmiştir. Tek adam rejimi her şeyiyle mutlak güç haline gelmiştir. Medya tamamen susturulmuştur. Yandaş gazeteciler dışında hiçbir ses çıkarılmaz duruma getirilmiştir. Seçimle alamadıkları belediyelere ya kayyum atayarak ya da yargı kumpasıyla gasp etmeye çalışmaktadır bunlar. Bunların demokrasiyle, hukukla, halkın iradesiyle zerre kadar ilgisi yoktur. Buradan, Antalya'dan, iki saatte hazırlanan mitingden sesler gönderiyoruz sizlere. Daha büyüklerini önümüzdeki günlerde daha büyük kalabalıklarla yapacağımızdan hiç kuşkunuz olmasın."
‘Türk halkı sandıkta noktayı koyar’
"Bu iktidar yıllar içinde devleti sistemli bir şekilde dönüştürmüştür. 2004'te hukuk devleti dediler. Sonra yargıyı ele geçirip tahribatla çalışan bir sistem kurdular. 2010 Türkiye Cumhuriyeti'nin kırılma noktası. Hani 26 maddeli Anayasa değişikliği var ya işte Türkiye'nin temeline dinamit koydukları 12 Eylül 2010 Anayasa Değişikliği burada başlamıştır. Yetmez adaletçilere bu Anayasa değişikliği duyurulur. Yine aynı şekilde 15 Temmuz'da kontrollü bir FETÖ darbesiyle Türkiye'nin sistemini değiştirmek için kendilerine bir bahane kurdular. Bu bahaneyle beraber 2017'de 'Başkanlık Sistemi' adı altında ucube sistemi Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına onaylattılar. Son dakika alınan Yüksek Seçim Kurulu kararıyla, onların deyimiyle 'Atı alan Üsküdar'ı geçti.' Ancak şunu unutmasınlar, Türk halkı bekler, bekler, sonunda sandıkta noktayı koyar."
‘İktidarı kaybedeceklerini anladılar’
"Bugün mahkemelerden adalet çıkmaz hale geldi. Onların hiçbir belediye başkanı sorgulandı mı? Ama CHP'li belediyelerden müfettişler çıkmıyor. Cumhuriyet Halk Partisi'nin bütün belediyelerini didik didik araştırıyorlar ama hala bir şey bulamıyorlar. Çünkü hiçbir şey yok. Dürüst hizmet götürüyorlar. Bu milletin iradesine yapılan darbe girişimi AKP'nin iktidarı kaybedeceğinin anladığının işaretidir. Türkiye darbecilerin, rantçıların, hukuksuzların eline bırakılmayacak. Bu bir kırılma noktasıdır. 12 Mart 1971, 12 Eylül 1980 darbeleri nasıl halkın iradesini gasp ettiyse bugünkü yapılanlar da aynı zihniyetin yeni bir versiyonudur. Dolayısıyla halkın sesini kesmek, birinci tercihleri."
‘Ekrem İmamoğlu yalnız değildir’
"İşte tüm bunlar, açık bir darbe sürecinin ta kendisidir. Ama buradan ilan ediyoruz; bu ülke bir otoriterliğe teslim olmayacak. Halk, iradesine yapılan bu saldırıyı sineye çekmeyecek. Ekrem İmamoğlu yalnız değildir. Bu millet, sandığa atılan her oyu, hukuksuzlukla gasp edenlere, en sert şekilde cevabını verecektir. Bu saatten sonra mesele bir belediye başkanının gözaltına alınması değil, Türkiye’nin tamamen bir diktatörlüğe dönüşüp dönüşmeyeceğidir. Ya halkın iradesi kazanacak, ya da ülke bir polis devleti olarak karanlığa sürüklenecek. Ya adalet galip gelecek, ya da Türkiye bir mafya düzeni altında boğulacak. Bu mücadelenin sonunda kazanan halkın iradesi olacak."
ARZU YAVUZ