Antalya Emek ve Demokrasi Güçleri, DEM Parti, Emek Partisi, Türkiye İşçi Partisi, Sol Parti, Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) ve Halk Evleri, Mardin, Batman ve Halfeti belediyelerine kayyum atanmasını protesto etmek için Attalos Meydanı’nda bir araya gelerek basın açıklaması gerçekleştirdi. Grup adına açıklamayı okuyan İlhan Karakurt, “Bir hafta önce Cumhuriyet Bayramı’nı kutladık. Cumhuriyet,‘Halkın kendi kendini yönetmesi olarak tarif edilir ve egemenlik kayıtsız şartsız milletindir’ denir. Ancak bir hafta önce Cumhuriyet Bayramı’nın 101’inci yılının kutlandığı Türkiye’de halkın kendisini yönetmek için, özgür iradesiyle seçtiği belediye başkanlarının kayyum darbesi ile görevden alınmasına tanık oluyoruz. Bu durum açıkçası adı konulmamış bir ‘OHAL darbe’ rejimidir. Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer’in tutuklanıp yerine kayyum atanmasının üzerinden bir hafta bile geçmemişken, Mardin Büyükşehir Belediye Eş Başkanı Ahmet Türk, Batman Büyükşehir Belediye Başkanı Gülistan Sönük ve Halfeti Belediyesi Eş Başkanı Mehmet Karayılan görevden alınarak yerlerine kayyum atanmasına tanık oluyoruz. Tek adam iktidarı için temel strateji, tüm devlet imkanlarını, iktidar medyası ve yargısını kullanarak muhalefetin zayıflatılması ve bölünmesidir. Kayyum darbesi bu amaç için kullanılan başlıca yöntemlerden biridir” diye konuştu.
‘Bu bir gözdağıdır’
Tek adam iktidarının karşısında muhalefet güçlerinin en geniş zemindeki ortak mücadelesinin örgütlenmesinin ülkenin geleceği için hayati önem taşıdığını belirten Karakurt şunları kaydetti: “Tek adam rejimi bir taraftan anayasa değişikliğini gündeme getirerek 12 Eylül darbesine karşı olduklarını söylerken sabaha karşı belediye başkanlıklarına darbe yaparak kayyum ataması AKP’nin nasıl bir anayasa istediğini açıkça göstermektedir. Yine tek adam rejimi mecliste görüşülen 2025 bütçesi, asgari ücret, maaş zamlarını gündemden düşürerek emekçileri için zam ve hayat pahalılığı anlamına gelen orta vadeli programı hayata geçirmek için toplumsal yaşamı terörize etmektedir. Kayyum, halk iradesine darbedir, kayyum emeğe darbedir, kayyum barışa ve kardeşliğe darbedir. Kayyum, yerel yönetim emekçilerini işinden, ekmeğinden eden, toplu sözleşmelerini iptal eden, sürgünü, sendikal ayrımcılığı, angarya çalıştırmayı rutin hale getiren bir emek düşmanlığının adıdır. Kayyum, yolsuzluktur, boşaltılan kasalardır. Kayyum, şatafattır. Belediye binalarına eklenen jakuzili odalardır. Kayyum, yandaşlara belediyelerde kadro açmak, ihale dağıtmaktır. Dolayısıyla halkın omuzlarına katmerli borçlar yüklemektir. Kayyum, iktidarın insan ve doğa karşıtı rantçı belediyecilik anlayışı karşısında olan herkese verilmiş bir gözdağıdır.”
‘Derhal vazgeçin’
“Bir kez daha altını çiziyoruz. Demokrasinin varlığının temel koşulu halk iradesine saygı duymaktır, seçilmiş milletvekillerinin Anayasa Mahkemesi kararlarına rağmen hala cezaevinde tutulduğu, belediye başkanlarının tutuklandığı yerlerine kayyum atandığı bir ülkede demokrasiden, adaletten, hukuktan bahsetmek mümkün değildir. Kayyum darbesini asla kabul etmiyoruz. Anti demokratik uygulamalarla haklarımızın gasp edilmesine alışmayacağız. Duymak istemeyen kulaklara, görmek istemeyen gözlere inat bir kez daha çağrıda bulunuyoruz. Halk iradesine vurulan bu darbeden derhal vazgeçilmelidir. Hukuk dışı yollarla baskı ve zor yöntemleriyle halkın iradesinin gasp edilmesine son verilmelidir. Seçilmiş belediye başkanları derhal görevine iade edilmelidir. Kayyum darbesine karşı ortak bir mücadele hattının oluşturulması, demokratik bir ülkenin inşası açısındandır elzemdir. Halklarımızı bu darbeci iktidara karşı demokrasi, barış kardeşlik mücadelesini yükseltmeye çağırıyoruz. Darbeye ve kayyuma teslim olmayacağız.”
‘Biz kul olmayacağız’
CHP Antalya İl Başkanı Nail Kamacı ise, Cumhuriyetin 101’inci yılında böyle olaylarla karşılaşmanın utanç verici olduğunu dile getirerek şöyle konuştu: “İktidar zemin kaybetmeye başladığı her dönem bu uygulamaları yapıyor. Çünkü iktidar, herkesi yanında görmek istiyor. Kul etmek istiyor. Biz kul olmayacağız. Üç gün önce parti önünde bir söz verdik. ‘Sarı öküzleri kaptırmayacağız’ dedik. Bundan böyle sarı öküzleri görmeyeceğiz. Yani seçimle gelenlerin haklarını korumak, cumhuriyetçilerin, Atatürkçülerin görevidir. Eğer buna bugün başlıyorsak, bu gün başlıyoruz. Bundan böyle eli silaha bulaşmamış her siyasi partiyle yan yana olmaya devam edeceğiz. 23 Nisan 1920’de halka verilen iradeyi yeniden saraya bağlamak isteyen AKP hükümetine karşı mücadelemizi hukuk şartları içerisinde devam ettireceğiz. Ben de dahil olmak üzere diğer il başkanı, temsilciler, dernekler burayı binler yapacağız. Öyle bir gireceğiz ki karşımızdakiler bundan korkacak.” Kamacı, Esenyurt Belediyesi’nde CHP’li meclis üyelerinin belediye binasına alınmadığını belirterek, “Seçilen meclis üyelerini içeriye almamak ne demek? Bu kabul edilemez. AKP’li üyeler girerken CHP’lilere yasak konuluyor. Buna izin vermeyeceğiz” dedi. Kamacı, iktidarın barış çağrıları yaptığı dönemde, demokratik yollarla değil, baskıcı uygulamalarla muhalefeti engellemeye çalıştığını söyledi ve “Onların elleri hep havada kalacak. Biz, Cumhuriyet değerlerini savunmaya devam edeceğiz” dedi.
ARZU YAVUZ