KELEBEK OLMAK MI, VİRÜS OLMAK MI? 

Yeryüzünde her canlının yaşam şeklinin ve hangi özelliklere sahip olduğu bilinir ve o canlılar o şekilde kanıksanır. 

Her canlının fonksiyonları ve görevleri çok farklıdır, yaşam şekilleri ve ömürleri ayrı ayrıdır. 

Yeryüzünün en renkli canlılarından bir tanesi de kelebekler. 

Kelebekler bir günlük ömürleri ile bilinir, fakat bilim insanları kelebeklerin çeşitlerine göre ömürlerinin de farklı olduğunu kanıtlamış durumdalar. 

Bazı kelebeklerin ömürleri 24 saat, bazılarının ömürleri bir, iki aydır, kral kelebeklerin ömrü 6 ay sürer. 

Hayatları birkaç mevsim sürenler kış uykusuna yatarlar ve sıcak bölgelere göç ederek yaşamlarını devam ettirirler. 

Bazı kelebekler ise Güney Amerika’da tırtıl halinde 30 yıl yaşarlar. 

Kelebekler bütün bahar ve yaz boyunca çiçekten çiçeğe uçarak hem beslenirler hem de çiçeklerin tozlaşmasını sağlayarak bu bitkilerin hayatlarını devam ettirmesine çoğalmalarına yardımcı olurlar. 

Kelebekler bu yüzden ekosistem için çok önemlidirler. 

Kelebek gibi yaşama her türlü güzellik ve fayda katan canlıların yanı sıra dünyaya ve tüm canlılara zarar veren canlılarda vardır, bunlardan biriside virüslerdir. 

Latince "zehir“ anlamına gelen virüslerin cansız ortamlarda çoğalmaları mümkün değildir. 

Çoğalmaları ve yaşamlarını dürdürebilmeleri için mutlaka canlı bir yapıya ihtiyaç duyarlar. 

Virüsler, soğuk algınlığından başlayarak, grip ve çok ağır hastalıklara yol açıp ölümlere hatta büyük salgın hastalıklara yol açarlar. 

Sosyal yaşamda da kelebekler gibi bulunduğu çevreye her türlü iyi güzel faydası olan insanlar olduğu gibi, virüsler gibi insanlara kötülük peşinde koşan, sadece kendi menfaatini yaşamını düşünen, insandan insana laf taşıyan kötülüklerle adeta beslenen ve yaşamlarını sürdüren insan kılıklı canlılarda mevcut. 

Yaşamını kelebekler gibi iyilikler, güzellikler, insanlara ve tüm canlılara faydalı olmak üzere sürdüren insanlar olduğu gibi, yaşamını virüsler gibi sadece kendi yaşamını sürdürecek şekilde egoistçe kötülük düşünerek devam ettiren insanları görüyoruz. 

Kelebek ve virüslerin yaşam nedenleri ve hayat felsefeleri birbirinden çok farklı ve bize yaşamın gerçek yüzünü gösteriyor. 

İnsan hayatı da bu iki ayrı yaşam şekliyle çakışıyor. 

İnsanlar karakter olarak kendilerine kelebek ya da virüs gibi olarak yaşamlarını sürdürmeyi kendisine yakıştırıp o yönde hayatına devam ediyorlar. 

Bu iki ayrı hayat modelini seçmek insanın ruhu, kalbi, çevresiyle ilgili olsa da iradesini devreye sokarak tercihini iyiden güzelden faydalı olmaktan yana kullanabilir. 

Yaşamımızın kelebek ömrü gibi olması ya da virüs gibi kötülüklerle zararlarla geçmesi kalbimizin ve aklımızın yansıması olarak karşımıza çıkıyor. 

Gönlünüz ve kalbiniz virüslerden uzak, kelebekler gibi yaşam coşkusuyla dolsun.