Kemal inadı..

Abone Ol

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu konuşuyor:
“Güvence istiyoruz derken tutuklu arkadaşlarımızın tahliyesi için hakimlere talimat verilsin istemiyoruz..
Arkadaşlara dokunulmazlık istemiyoruz..
Yargılamanın durdurulmasını da istemiyoruz..
Yargılama sürsün..
Ancak..
Tutuklu arkadaşlarımıza, halkın iradesiyle milletvekili seçilmiş olmaları sebebiyle yasama faaliyetlerini yerine getirebilecekleri koşulların sağlanmasını bekliyoruz..”
Yani?
“Mustafa Balbay ile Mehmet Haberal serbest bırakılsın..”

Peşpeşe gelen kelimelere bakarsanız..
Kılıçdaroğlu haklı..
Madem ki Balbay ve Haberal’ı millet “vekil” yaptı, o halde onların yeri TBMM’dir..

Ancak..
Büyük resme bakar ve Kılıçdaroğlu’nun sözlerini irdelerseniz..
“Mantıksızlığı” görebilirsiniz..
Ne diyor Kılıçdaroğlu?
“Güvence istiyoruz derken, tutuklu arkadaşlarımızın tahliyesi için hakimlere talimat verilsin istemiyoruz..
Ancak..
Tutuklu arkadaşlarımızın serbest bırakılmasını istiyoruz..”

Şimdi..
Hem çıkıp, “hakimlere talimat verilsin demiyoruz” diyeceksin..
Hem de “serbest bırakılsınlar” diye direnip “milletvekili yemini” etmeyeceksin..
Üstelik..
Tutukluluk hallerinin kaldırılmayacağını bile bile “aday” gösterdiğini unutacaksın..
Balbay ve Haberal’ın “tutukluluk” kararını veren ve uygulayan kim?
Bağımsız yargı..
“Tutukluluk hallerinin kaldırılmasına karar verecek” olanlar kim?
Bağımsız yargı..
Peki..
Sen yemin boykotunu kime karşı yapıyorsun?
İktidar partisine karşı..
Hani “yargı bağımsız”dı, kimse yargının bağımsızlığına müdahale etmemeliydi?
Kılıçdaroğlu’nun yaptığı şey “yargıya müdahale et” demek değil de nedir, söyler misiniz?

Aslında..
Kılıçdaroğlu açıkça şunu söylemek istiyor:
“Sen iktidar partisisin..
İstersen, bu arkadaşlarımızı serbest bıraktıracak bir formül bulabilirsin..”
Bulunabilir mi?
Yargı “ekarte” edilebilir mi?
Bir formül bulunur elbet..
Ama..
Bu formülü “iktidar partisi” değil, TBMM bulur..
Yani..
Milletin “vekilim ol” deyip seçip gönderdiği kişiler..
Ne ile bulur?
“Yeni yasa” çıkararak veya “yasa tashihi” yaparak..
Sen Meclis’e gelip “milletvekilliğinin gereklerini yerine getirmezsen..
Hem yargıya baskı kurup, hem de “kriz” çıkarıp Meclis’in “yasama” çalışmasını engellersen..
“O formül” nasıl bulunacak?

Farkındaysanız..
Artık bu “siyasi taktikleri” millet yemiyor..
CHP’nin çıkardığı bu “yemin krizi”nden sonra yapılan anketlerde, partiye olan destek yüzde 26’lardan yüzde 20’lere düştü..
Bunu göre göre..
Türkiye’de yapılması gereken dünya kadar iş varken..
Çok önemli “yasa” çalışmaları yapılması gerekirken..
Hala “Kemal inadı”nı sürdürmenin manası var mı?
Haydi söyleyin..