Kemal Kılıçdaroğlu’nun itibarı..

Abone Ol

“Kamikaze Kemal dalışa geçti!” başlıklı yazımda Kılıçdaroğlu’nun itibar kaybettiğini yazmıştım. Yazımın ilk halinde ise “benim nazarımda, Kılıçdaroğlu’nun 3 kuruşluk itibarı olduğunu ve onu da hızla kaybettiğini” yazmıştım. Gazetemin yöneticileri, bu cümleyi ağır bulmuş olmalılar ki bunu çıkarmamızı rica ettiler. Gerçekten çok naif ve kalender insanlar. Yanlış bir ifade kullanmadığımdan emin olduğum halde, o yazıdan “3 kuruşluk itibarı” çıkardım..

Biliyorsunuz, dilimizde “3 kuruş” deyimi vardır. Mesela, “3 kuruşluk keyfimiz vardı..” gibi. Bendeniz Kılıçdaroğlu’nun itibarını yalandan göklere çıkaracak değilim. Ne hissediyorsam onu söylerim. Hakaret etmiyorum, iftira atmıyorum. Söylemlerine, icraatlarına, davranışlarına ve fikirlerine baktığım zaman muteber bir insan olarak görmüyorum Kılıçdaroğlu’nu. Dolayısıyla benim gözümde 3 kuruşluk itibarı var diyorum.

Patronlarım merak etmesin ve benim için endişelenmesinler, bu ifademin TCK’da cezai müeyyidesi yok. Bir kimsenin itibarına bir değer biçmek, ifade özgürlüğüdür. Ağır hakaret değildir. Hatta söz konusu Kılıçdaroğlu ise, hakaret bile değildir. Ben 3 kuruş derim, o kişi de “hayır efendim, benim itibarım 10 kuruştan aşağı değildir!” der. Bende arkamı döner giderim. Yani 10 kuruşu kabul etmek zorunda değilim. Bir başkası gelir 20 kuruş bile paha biçebilir. Ne halleri varsa görsünler, benim gözümde bu kadar!

Peki, ben bu kanaate nasıl vardım?

Kılıçdaroğlu, bugüne kadar verdiği hiçbir sözünü tutmamış. Yüzde 30’un altında oy alırsa istifa edecekti, 24,8 aldı ama oralı bile olmadı. Başta ülkenin seçilmiş Başbakan’ı ve Cumhurbaşkanı dahil bir çok kişi ve kurum hakkında ortaya mesnetsiz iddialar atmış ama hiç birini ispat etmemiş. Yani, çamur at izi kalsın misali, sürekli olarak “Hırsız Başbakan.. 247 milyar götürdü..Bilal’in gemisi.. Diktatör.. Ayrımcı.. Zalim.. Eli kanlı katil.. Tuvaletler altın kaplama.. Komşu düşmanı.. v.b.” gibi iftiralarla algı yöntemi kullanmış. Aksi ispat edilince de pişkince cevaplar vermiş. (Altın klozet olayı gibi..)

Söz konusu kişi sıradan biri değil. Bu ülkenin 2. büyük partisinin genel başkanı. Söylediği her sözü ölçüp biçip öyle söylemeli. Patavatsızca konuşmamalı. Halkın büyük çoğunluğunun seçtiği bir Cumhurbaşkanı’na ve Başbakan’a hakaret etmenin, bizzat onları seçen halkın kendisine hakaret olduğunu unutmamalı.

Kılıçdaroğlu, devletin dış politikasına en ufak bir katkı sağlamadığı gibi, ülkemize alenen düşman olan hangi devletin lideri varsa hepsiyle dirsek teması kurmuş ve onları destekleyen açıklamalar yapmış. Ülkemizin güvenliğini tehdit eden terörist devlet ile ilgili yapılan gizli karargah görüşmesinin tapelerini ortalığa dökmüş. Emekliler ve işsizlerle ilgili yalan bilgiler vermiş.

Şimdi bu insanın neresi muteber? Böyle birinin kaç kuruşluk itibarı vardır sizce? Bana Kemal bey’in bir tane, tek bir tane doğru sözünü hatırlatın lütfen? Ya da ortaya attığı onca iddianın bir tanesinin doğru çıktığını söyleyin?

Hadi!?

Yok, boşuna uğraşmayın, Vallahi bulamazsınız..

Bakın şimdi de kızının rezidansı ile ilgili konuşmuş, Kemal Kılıçdaroğlu. Haberini okumuş veya izlemiş olmalısınız.

“Zeynep Kılıçdaroğlu'nun, 10 Temmuz 2014 tarihinde rezidans sahibi olduğu bildirildi. Buz Residence'ta; CHP'li Ataşehir Belediye Başkanı Battal İlgezdi'nin eniştesi Nurettin Şahin, Battal İlgezdi'nin eşi olan Gamze Akkuş İlgezdi'nin eniştesi Özer Çetin Şenyurt ve Gamze Akkuş İlgezdi'nin ablası Oya Şenyurt'un toplam 17 dairesi bulunuyor.”

Bu, işin kısa özeti. Haberlere göre rezidanslar 1,5 ila 3 milyon lira arasında değişiyor. Zeynep kızımız, daha önce bankada memur olarak çalıştığını ve birikimleriyle o rezidansı aldığını söylüyor! Ne tasarruf ama. Gıpta etmemek mümkün değil. Ee, kendi ifadesiyle “Türkiye’nin en iyi 10 hesap uzmanından biri”nin evladıysanız olur tabi. Kemal Kılıçdaroğlu yine kendi ifadesiyle, “Hırsızlık babadan evlada geçer” demişti. Allah söyletiyor işte!

Zeynebi bıraktım, onunla asla ve kat’a uğraşmam. Benim derdim babası ile. Bakın gazetecilerin bu konudaki sorularına ne cevap vermiş Kılıçdaroğlu: “Kızıma haram yememesini öğrettim. Kul hakkı yememesini öğrettim. Onlar bunu gayet iyi biliyorlar. Hepsi onurlular, pırıl pırıl insanlar. Onlarla gurur duyuyorum, onur duyuyorum. Onlar alın teri ile kazandılar, kul hakkı yemediler, hırsızlık yapmadılar. Onlarla gurur duyuyorum, onları seviyorum, onlarla her zaman övünç duyuyorum.”

Ele verir talkını, kendi yer salkımı.. Şimdi bu kişinin itibarı sizce ne kadardır?

Yoksa ben fazla mı bonkör davrandım?!