Antalya halkından iyi bir “Osmanlı tokatı” yiyen Büyükşehir eski Başkanı Mustafa Akaydın, hala “grogi” durumunda..
Net göremiyor..
Net duyamıyor..
Net düşünemiyor..
Net hareket edemiyor..
Biliyorsunuz..
Boks müsabakalarında üstüste yumruk alan bir boksör sendeler, sarhoş gibi gezeler, boş boş bakar ya pistte..
İşte tam o misal..
Şu anda Akaydın da sendeleyip duruyor ortalıkta..
…
Yine biliyorsunuz..
Partisiyle birlikte tam 29 kere itiraz etti seçim sonuçlarına..
Hepsinde de “seçimlerde her şey normal, işine bak” yanıtı aldı..
30’uncu itirazını da Yüksek Seçim Kurulu’na yaptı..
Sonuç henüz meçhul..
“Kafası net” olan biri, bunları yapar mı?
Ama, bu itirazların asıl amacı başka..
Sadece Akaydın değil, onunla birlikte İl Başkanı Devrim Kök, 30 bin kişinin sandık başına gitmediği Muratpaşa’nın ilçe Başkanı Ercan Erkan da “başarısızlıklarına kılıf arıyor”lar..
Akılları sıra, milleti yine uyutacaklar..
Ama, özellikle sosyal medyada hepsine çok ağır sözler söyleniyor, hakaretler ediliyor, istifaları isteniyor..
Bunu bile “algılayamıyorlar” mı acaba?
…
Akaydın dün yine “ekibinden” bir gazeteye konuşmuş..
“İki şey”e çok üzülüyormuş..
BİR.. Antalya olarak Atatürk’e mahcup olmuşlar..
İKİ.. Belediyede çalıştığı ekip şu anda taciz ediliyormuş..
Bu Akaydın, gerçekten kendisinde değil..
“Seçim kaybetmeyi, Ak Parti’ye olan tepkileri kırsala taşıyamamayı” Atatürk’e karşı mahcubiyet sayıyor da, “Antalya’ya hizmet etmemeyi” mahcubiyet olarak görmüyor..
“Belediyede çalışanlar şu anda tacize uğruyor” diye büyük üzüntü içinde olduğunu söylerken, kendisi başkan seçildiğinde “belediyeyi hallaç pamuğu gibi attığını, belediyeciliği bilenleri kenara ittiğini, kadrolaşmak adına fazladan 2300 işçi alıp belediye bütçesini daralttığını” hiç dile getirmiyor..
İşte bir Akaydın klasiği bunlar..
Defalarca yazdım..
“Vicdanı sızlamayan” biri için “üzülmek” hiçbir anlam ifade etmez..
Hala bunları “yiyen” Antalyalı var mı, çok merak ediyorum..
…
Peki, Akaydın bunları niye yapıyor, biliyor musunuz?
Eğer yurtdışına kaçmaz ise..
CHP’nin kendisini 2015 genel seçimlerinde “seçilebilir bir yerden milletvekili adayı” yapmasını sağlamak için yapıyor..
Kendisini “seçim mağduru” gibi gösterip, “milletvekili aday yapılmayı hak ediyorum” mesajları veriyor..
Ama..
O tren Akaydın için maalesef kaçtı..
Beceriksizlikleriyle Antalya’ya çok zarar verdi..
Dolayısıyla CHP’ye çok zarar verdi..
Bununla da kalmadı, kendisini başkanlığa taşıyan Deniz Baykal’a ihanet etti..
Cumhuriyet tarihinde resmi evrakları yakan ilk belediye başkanı olarak literatüre geçti..
CHP bundan dolayı da zarar gördü..
Başta Kemal Kılıçdaroğlu ve Deniz Baykal olmak üzere, CHP’li yöneticiler bunları görmezden gelebilir mi sizce?
Görmezden gelirlerse, Antalya halkı affeder mi?
Hiç sanmıyorum..
Bu nedenle..
Bence, Akaydın’ın başkanlık ve vekillik hayalleri “hayal olarak” kalmaya mahkumdur artık..
Kendi etti, kendi buldu..
Akaydın bundan sonra “RAHAT” bir hayat yaşayacaktır..
Ama, bir iki “nezaket” dışında “İTİBAR” göreceğini hiç sanmıyorum..
…
Unutmayın..
Gerçeklerin ortaya çıkmasını öteleyebilirsiniz..
Ama, asla önleyemezsiniz..
Gerçekler ortaya çıktıkça..
Bakalım, o zaman hala onu savunan olacak mı..