İğneyi kendimize batırmakla başlayalım.
Önceki gün Antalyaspor’un Altınorduspor ile hayati önem taşıyan maçı vardı.
Galip gelse Süper Lig şansı hayli güçlenecek, yenilse işi mucizelere kalacak.
İşte bu kadar kritik maç olmasına rağmen dün Antalya gazetelerine baktım maçı veren bir elin parmaklarını geçmiyordu. Buna bazı yaygın basının Akdeniz ilaveleri de dahil.
Gelelim yönetime;
Kötü gidişin en büyük sorumlusu onlar.
Her şey yolunda giderken Teknik Direktör Engin Korukır’ı göndermeleri bütün hesapları alt-üst etti. Sonrasında dikiş tutmadı. Görülen o ki kötü gidiş bazı yöneticilerin umurunda bile değil. Dünyadan bihaberler. Sadece göstermelik yönetim kadrosunda bulunuyorlar. Çalışan, çabalayan Başkan Gültekin Gencer ve Mehmet Aygün olarak dikkat çekiyor.
Yönetim demişken Gencer’in istifa konusuna da değinmek istiyorum. Her mağlubiyet sonrası ‘Gencer istifa’ diye tempo tutuluyor. Burada kimsenin Gencer’e söz söyleme hakkı yok. Birileri çıktı da o mu bırakmadı? Son kongreyi hatırlayın. Antalya’nın dinamikleri ortadan kayboldu, sus-pus oldu. Durum böyle olunca ‘Ben düşürdüm ben çıkaracağım’ diyen Gencer yeniden başkanlık koltuğuna oturdu. Bugün istifa etse ne olacak. İnanın bana yine kimse çıkmayacak ve ihale yine Gencer’de kalacak.
Gelelim teknik heyete;
Antalya basını başta olmak üzere birçok kişi Yusuf Şimşek’in teknik direktör olarak gelmesine sıcak baktı. Ancak ne hikmetse sürekli basından kaçtı. Antrenmanları basına kapattı. Acaba neden? Yoksa kendisine güveni mi yok?
Ama taraftara hakaret etmekte başarılı olduğunu duyduk.
Altınorduspor maçı sonrası önümü kesen birkaç taraftar, “Yusuf Şimşek’e ne olacak bu takımın hali?” diye sorduk. “O ise bize küfürle karşılık verdi” dedi.
Sezon başından beri takıma sahip çıkan ve destek verenlerdenim. Her Antalyasporlu’nun da böyle davranması gerektiğini vurguladım. Ancak anlaşılan birileri bunu yanlış anlamış, taraftara hakaret etmeyi kendinde hak görmüş.
Beyler, ligde tutunmaya çalışan bir takıma evinde yeniliyorsan bunun nedenleri sorulur. Sen de bunu yanıtlamak zorundasın. Basından kaçıyorsun, taraftara hakaret ediyorsun, yönetime tatmin edici açıklama yapmıyorsun. Kusura bakma bu kadar da olmaz. Antalyaspor gibi büyük bir takımı çalıştırıyorsan ona göre hareket etmek zorundasın. Değilse kapıyı gösterirler.
Peki ya Antalyalılara ne demeli.
Altınordu maçına kadar Süper Lig’in en büyük adayları arasında Antalyaspor vardı. Bu şansı matematiksel olarak halen sürüyor. Buna rağmen 2 milyon nüfusa sahip Antalya’da maça gelenlerin sayısı 2-3 bin. Burada durup düşünmek gerekir, bu ilgisizlik neden? Kimse faturayı yönetime çıkarmasın. Antalyaspor şimdi değil uzun yıllardır yalnız bırakılıyor. Topu yönetime atarak işin içinden sıyrılamayız.
Bu kent Antalyaspor’a duyarsız. Bu kadar net? Bence bundan sonra Antalyaspor ile Antalyalıları nasıl entegre ederiz bunun üzerine kafa yormalıyız. Değilse yıllardır olduğu gibi kendimiz çalar kendiniz oynarız.