“Kendini küçük görmeyi bırak, sen yürüyen bir evrensin”

Farkındalık dediğimiz şey artık somut kavramlardan soyut kavramlara öyle çok döndü ki elini kolunu attığın düşünce gücüne inanıyor. Evrenin düşünce ile yönetildiğine, istenildiği zaman her şeyi başaracağımızdan bahsediyorlar. Aslında ben de bu konuda hemfikirim. Yürekten inanırsak güzellikler, başarılar bizi buluyor.

İnanmak adımlardan biri bence, olayın tamamı değil. Çünkü adımlardan biri de kendine güvenmek. Güvenmenin bir etap öncesi ise kendi başarılarımıza odaklanmak. Küçük büyük ne olduğu hiç önemli değil hayatta herkesin iyi yaptığı bir şey mutlaka vardır. Eğer ki bunları hatırlar, başarılara odaklanırsan kendine, kendi değerini ve gücünü hatırlatmış olursun. Bu adım göründüğünden çok daha etkili bir iş.  Atlamamalısın. Her adımın bir önemi var.  Düşündün ve bulamadı isen hala çok karamsar ve kendine karşı acımasızsın demektir.

Hadi örneklendirelim; okul okuyamadın erken yaşta eve para getirdin. Bu bir başarıdır. Uzun süredir evlilik yürütüyorsun bu bir başarıdır. Yıllarca okudun yükseldin bu bir başarıdır. Harika bir babasın bu bir başarıdır.  Evlere gidip temizlik hizmeti veriyorsun geçimini böyle sağlıyorsun bu bir başarıdır. Kardeşine baktın bu bir başarıdır. Bir çocuğun yüzünde tebessüm yaratacak kadar başını okşadın bu bir başarıdır.  Bir çiftin arasını düzelttin bu bir başarıdır.

Daha çok örnek var. Aslında başarı sandığınız kadar uzaklarda değil.  Başarılar yaptığınız iyi davranışlar hep kendinize güvenmeniz için sebeptir. Sonra geleceğe olan inanç gelmeli. Daha iyisini yapabilirim. Daha iyisi olacak. Bu güç bende var demelisiniz. Ve her fırsatı avantaja çevirmelisiniz. Karamsarlıktan uzak, hayatın dengesinde iniş çıkış olduğunu bilerek niyetinizi korumalısınız. 

Ne güzel demiş Mevlana; “Kendini küçük görmeyi bırak, sen yürüyen bir evrensin.“

Ve değişim sen değiştiğinde başlar.