Güncel

Kent sorunlarını gündeme getirdi 

TMMOB Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası (HKMO)  Antalya Şube Başkanı Serter Kocababa, düzenlediği basın toplantısında kaçak yapılaşma, kırsal alanların yönetimi, kentsel dönüşüm ve imar sorunlarını anlattı.  

Antalya'da kaçak yapılaşmanın birçok farklı yüzü bulunduğunu hatırlatan Başkan Serter Kocababa, “Korunması gereken doğal ve tarihi alanlarda yapılan izinsiz uygulamalar, yayla ve mera alanlarında inşa edilen ikincil konutlar, hazine ve orman arazilerinde ileride satın alma düşüncesiyle gerçekleştirilen izinsiz yapılaşmalar ve imar planı bulunan meskûn sahalarda ruhsata aykırı yapılaşmalar kentimizdeki sorunların başında geliyor. Bu durum; yaşanan göçler ile birleştiğinde, Antalya'da plansız yapılaşma, düzensiz imar uygulamaları, deprem riskine karşı yetersiz hazırlıklar ve tarihi ve doğal dokunun korunmasında ciddi eksiklikler yaratmaktadır. Ayrıca, geçmiş dönem imar barışlarının ve gelecekte olası imar barışı beklentilerinin bu sorunları daha da derinleştirdiğini gözlemlemekteyiz” dedi.  

 

Sorun var, çözümü de var 

Sorunların çözümünün de var olduğunu vurgulayan Kocababa, “ 3194 sayılı İmar Kanununda yer alan kaçak yapı ile ilgili hükümlerin, aykırılığa müdahale de yetersiz kalması nedeniyle, kaçak yapının yıkımına ilişkin hızlı ve etkin çözümlerin yer aldığı mevzuat hükümleri geliştirilmelidir.  Kanunlara eklenen geçici maddeler ile kaçak yapılara yönelik elektrik ve su gibi aboneliklerin verilmesinin yolu açılmamalıdır. İdareler tarafından ruhsatsız yapılara elektrik ve su aboneliği hiçbir suretle verilmemeli, kaçak yapılar özendirilmemelidir. Ayrıca, kaçak yapılara elektrik ve su abonelikleri bağlanması durumunda yapının yıkımında ciddi hukuki ve teknik sorunlar yaşandığı unutulmamalıdır. Kaçak yapı yapan kişi ya da kişiler hakkında yargı kararları ile verilen cezaların arttırılarak vatandaşlar gözünde kaçak yapı yapmanın caydırıcılığı ortaya çıkartılmalıdır. Hızlı ve etkin mücadele son derece önemlidir. İlçe belediyelerinde kaçak yapı tespiti, imza ehliyeti olmayan personeller tarafından yürütülmemeli ve kaçak yapı tespitinde görev yapan teknik personellerin niteliği ve niceliğinin arttırılması gerekmektedir.  Devletin Hüküm ve Tasarrufu Altındaki Alanlarda yapılan işgaller için ‘Ecrimisil’ adı altında alınan para cezalarının vatandaşlar ve ilgili idareler tarafından kira bedeli gibi değerlendirilmesi sonucunda, işgallerin uzun yıllar devam etmesi durumu oluşmakta ve bunun sonucunda işgalciler tarafından bu alanlarda hak sahipliği ya da müktesep haklar oluşmaktadır” diye konuştu.  

 

Kırsal alanların yönetimi 

Kıyı alanlarındaki yönetim sorunlarına dikkat çeken Kocababa şöyle devam etti: “Kentimiz, turizmin yanı sıra tarım alanlarındaki üretim potansiyeli ile ülke ekonomisine ciddi katkı vermektedir. Ancak, çiftçinin üretim yaptığı tarım alanlarında barınma ihtiyacının karşılanması için ruhsat gerektirmeyen 75 m2 bağ evi ile entegre tesis niteliğinde olmayan ahır ve sera gibi tarımsal yapıların inşasıyla ilgili bürokratik işlemlerin fazlalığı nedeniyle sıkıntılar yaşanmaktadır.. Köylerimiz, kırsal kalkınmanın ve sürdürülebilir tarımın temel yapı taşlarıdır. Bu alanlar, tarımsal üretimin yanı sıra, kültürel ve sosyal yaşamın da canlı birer merkezi olarak büyük bir öneme sahiptir. Ancak, köylerde yaşanan mülkiyet sorunları, köylülerin yerleşim alanlarını terk etmelerine ve büyük kentlere göç etmelerine sebep olmaktadır. Bu durum, hem tarımsal üretimde hem de kırsal kalkınmada ciddi aksaklıklara yol açmaktadır.” 

 

Kentsel dönüşüm sorunları 

“Kentsel dönüşüm projeleri, genellikle bina bazında ele alınmakta ve bu yaklaşım, bütüncül bir kentsel dönüşüm stratejisinin uygulanmasını engellemektedir. Bu durum, şehirlerde halihazırda yetersiz olan sosyal donatı alanlarının daha da daralmasına ve çevresel faktörlerin kötüleşmesine neden olmaktadır. Antalya'nın merkezinde bulunan Konyaaltı ve Muratpaşa ilçelerini birbirine bağlayan yolların kapasitesinin üzerinde kullanıldığı ve bu durumun yakın gelecekte daha büyük ulaşım sorunlarına yol açacağı görülmektedir. Muratpaşa’da imara açılan veya yakın gelecekte imar sorunları çözülmesi muhtemel alanların oluşması sonrasında, Lara ve Konyaaltı arasındaki ulaşım sorunu daha da derinleştirecektir. Yerel yönetimlerin kentsel dönüşüm projelerini belirlerken riskli bölgeleri tespit etmesi ve bu alanlarda bina dönüşümüne izin vermemesi önemlidir. Bu yaklaşım, sadece binaların güvenliğini sağlamakla kalmaz, aynı zamanda bölgenin ihtiyacı olan sosyal donatı alanlarının artması ve çevresel faktörlerini iyileştirmeyi de hedefler. Bu sayede, şehirler daha dayanıklı hale gelir ve toplumun yaşam kalitesi artar.” 

 

Altyapılı imar sorunları 

“Özellikle kanalizasyon altyapısı tamamlanmadan sızdırmaz fosseptik ile yapı ruhsatı verilmesi, sağlık ve çevre açısından ciddi riskler taşımaktadır. Sızdırmaz fosseptik çözümleri kısa vadede geçici bir çözüm gibi görünse de, uzun vadede yer altı sularının kirlenmesi, toprak kalitesinin bozulması ve çevresel kirlilik gibi sorunlara yol açmaktadır. Bu tür eksik altyapı uygulamaları, hem kamu sağlığına hem de çevreye zarar verme potansiyeli taşımaktadır. Kırmızı kot uygulaması yapılmadan bölgede imar çalışmalarının tamamlanması, sokak siluetlerinde estetikten uzak çarpık uygulamaların oluşmasına sebep olmaktadır. Ayrıca; kırmızı kot uygulamasından yoksun bölgelerimizde, yağış dönemlerinde sıkça yaşanan sel ve su baskınlarının doğal afete dönüşme riskleri artmakta ve bu durum hem insan hayatını hem de maddi değerleri tehdit etmektedir. Bu tür sorunlar, yerel yönetimlerin ve vatandaşların uzun vadede büyük sıkıntılar yaşamasına neden olmaktadır. Mevcut altyapı sistemlerinin iyileştirilmesi ve güncellenmesi için gerekli çalışmalar yapılmalıdır. Altyapı ve kanalizasyon yatırımlarının uzun vadeli planlarla desteklenmesi, çevresel etkilerin minimize edilmesi için gerekli denetim ve kontrollerin sıkılaştırılması önemlidir. Yeni planlama bölgelerinde; altyapı hizmetleri tamamlanmadan yapı ruhsatının düzenlemesini kısıtlayan plan notlarının eklenmesi ve kırmızı kot projesi tamamlanmadan yapı ruhsatlarının düzenlenmemesi gerekmektedir. ASAT’ a ait İçme-Kullanma Suyu Havzalarının Korunmasına Dair Yönetmelikte, yeni yerleşim alanlarda kanalizasyon olmadan sızdırmaz fosseptik uygulaması ile ruhsat verilebilmesinin önünü açan hükümlerin yeniden düzenlenmesi gerekmektedir. Antalya’nın sağlıklı ve sürdürülebilir bir şekilde gelişebilmesi için altyapı çalışmalarının tamamlanmadan yapı ruhsatı verilmemesi ve kırmızı kot uygulamasının titizlikle yapılması büyük önem taşımaktadır. Bu yaklaşımlar, kentimizin estetik değerlerini koruyacak, kamu kaynaklarının verimli kullanılmasını sağlayacak ve olası çevresel felaketlerin önüne geçecektir.”