Kentimizde her gün yeni manşetler görüyoruz. Gündemimizi işgal eden konuların her biri ayrı ayrı yazı konusu olabilir. Bazıları ise birer cümle ile yorumlanabilecek cinsten. Geçtiğimiz bir iki hafta içinde olan olaylardan gözüme çarpanları kısa kısa ele almak istedim.
Süper lig bitince bir de baktık ki takımımız Antalyaspor küme düşmüş. Gözlemlediğim kadarıyla da pek kimsenin umurunda olmamış. Yıllar önce Antalyaspor gene küme düşmüştü. Ve kentin nasıl çalkalandığını dün gibi hatırlarım. Ama bu sefer öyle olmuş gibi görünmüyor. Bunun iki sebebi var. Birincisi kentimiz artık büyüdü. Antalyasporla ilgilenenlerin oranı toplam nüfus içinde azaldı. Kendini Antalyalı olarak görenlerin sayısı da azaldı. İkinci olarak da takımımız son yıllarda statsız kaldı. Kent ile olan bütünlüğü koptu. Kuş uçmaz, kervan geçmez yerlerde maç oynamak zorunda kaldı. Gözden ırak olan gönülden de ırak oluyor.
Menderes Türel, Doğu Garajı alanına güzel bir proje yapılacağı müjdesini vermiş. Önceki dönemde öylece kalakalmış bir alanı kente kazandırmak için geç bile kalınmıştır. Umulur ki orada bulunan antik mezarlar korunur. Esnafımızın yüzünü güldürecek bir proje ortaya konulur. Kentimiz yeni bir cazibe merkezi kazanır.
Bir iki defa benim de yazıma konu olan özel idare binasının yıkılması için gerekli adım atılmış. Hemen belirtelim ki asıl önemli olan o binayı yıkmak değil, yerine düzgün bir şey yapmak. İyi hesaplanmalı, iyi düşünülmeli. 50 yıl sonra yıkılacak bir şey yapmaktansa hiç yapmayalım daha iyi.
Konuksever'deki AVM işi iptal olmuş. Bence yanlış olmuş. Birilerine haksız rant kazandırılması ayrı bir şeydir, bir yere AVM yapılması ayrı bir şeydir. Rant kaygısı ile hareket edersek her yerin boş kalması gerekir. Bazı yerler ticari olacaktır, bazı yerler mesken. AVM'ler çevrelerindeki bölgeyi ihya ediyor. Kiralar, ev fiyatları yükseliyor. Çevredeki dükkanların bile kiraları artıyor. İnanmayan gitsin AVM'lerin çevrelerindeki dükkanların kiralarını araştırsın.
Bazı STK'larımız gene basına çıkıp HES'lere, kum ocaklarına vermiş veriştirmişler. Destekledikleri parti seçimi kaybetti diye bir müddet sesleri çıkmaz sanıyordum ama beni yanılttılar. Evlerimizde 7 gün 24 saat cayır cayır elektrik kullanırken iyi, HES yapılınca kötü. Temiz enerji derler ama balkonuna rüzgar tribünü koyanını hiç görmedik. Çünkü kendileri de biliyor verimsiz ve pahalı olduğunu.
Diğer yandan cebimiz az bir para görünce banka banka dolaşıp ev kredisi çekerken iyi, en güzel sitelerde, sıfır binalarda, dublekslerde otururken iyi, kum ocakları yapılınca kötü. Çok meraklısı varsa gidip dağın başında kerpiçten ev yapıp otursun, damına da güneş paneli koysun. Şahsen benim öyle meraklarım yok. Nükleer santrale de gene bunlar karşı çıkıyorlar ya ona da ayrıca gülesim geliyor.
Kentimizde konuşulan bu ve benzeri konular bir şeyi açıkça gösteriyor. Biz öyle sandığımız gibi dünya kenti, Akdeniz'in incisi falan değiliz. Bunların hepsi boş laflardır. Kendimizi kandırmaya gerek yok.