Kılıçdaroğlu’na hangisi yakışırdı
Kılıçdaroğlu buna yanıt verirken, “O hanım bana gelip, Ak Parti’nin üst düzeyde bir yöneticisi ile ilgili konuştu. Özel ilişkiden bahsetti. Kayıt altına alabileceğini de belirtti. Benden istediği teknik cihaz desteği de, bu kişi ile ilgiliydi. Ancak ben destek veremeyeceğimi, kendi imkanları ile çekim yapmasını istedim” cevabını veriyor.
Aynı açıklamayı meselenin odağındaki Oda TV muhabiri İklim Bayraktar ve CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin’de yapıyor. Yaşanan yoğun tartışma ve bilgi kirliliği içerisinde tüm tarafların kabul ettiği bir gerçek varki, o da Kemal Kılıçdaroğlu’nun “Sen çekim yap” sözleri.
Mesele ister Deniz Baykal ile ilgili olsun ki ben buna inanmadığımı dün açık bir şekilde yazdım. İsterse Kılıçdaroğlu’nun adını açıklamaya cesaret edemediği (Varsa öyle biri) Ak Parti’nin tepe yöneticisi olsun. Fark etmez. Kılıçdaroğlu’nun bu talebe “Cihaz desteği veremem. Kendin yap” şeklindeki yanıtını çok dürüst ve ilkeli bir yanıt gibi yansıtmaya çalışanların, atladığı önemli bir nokta var. O da, “Sen çekim yap” sözleri.
Kılıçdaroğlu’nun kiminle ilgili olursa olsun, özel ilişki çekimlerinin yapılmasına bir itirazı olmadığı ortaya çıkıyor. Onun derdi, cihaz desteği veremeyecek olması. Hiç çekinmeden, “Sen çekim yap” diyebiliyor.
Uyuma ey halkım!..
Şimdi sormak gerekmiyor mu?
Ey Kemal Kılıçdaroğlu!..
Bu hanımın tüm açıklamalarını yalanladın. Sadece bu kısmını kabul edip, dikkatleri kendince Baykal’dan alıp, kim olduğu belirsiz bir Ak Parti yöneticisine çevirdin. Ama bunu yaparken, fena faka bastın!..
Cevap vermen gerekiyor.
Diyelimli konuştuğunuz kişi Deniz Baykal değil de, Ak Parti’li hayali yöneticiydi. Sana yakışan bu hanımefendiye, “Şikayetiniz varsa, savcılar, mahkemeler orada” demekmiydi, yoksa cihaz desteği vermesen de, “Sen çekim yap” demekmiydi?
Bu hanımefendi Baykal veya Ak Parti’li yönetici ile ilgili çekim yapıp, sana getirse, amacın neydi?
Ayrıca sakın, “Bana görüşmeye gelmeden önce konunun ne olduğunu bilmiyordum?” deme. Buna kargalar bile güler. Çünkü Yine yaptığınız açıklamalardan anlıyoruzki, bu hanım meseleyi önce Genel Başkan Yardımcın Gürsel Tekin’le paylaşıyor. Ondan sonra randevu alınıp, konu size kadar ulaşıyor. Yani mesele önceden biliniyor. Meselenin bu olduğunu bile bile size yakışanı, hiç görüşmemek değilmiydi?