Kılıçdaroğlu rakı içenlere kızdı..

Özellikle cemaatle kıydığı nikahtan sonra çok değişti çok..

“Nikahta keramet vardır” demeleri boşuna değilmiş meğer..

Kediydi, birden aslan kesiliverdi..

Şimdiye kadar sadece Recep Tayyip Erdoğan ve iktidar partisiyle uğraşıyordu..

Bu defa “rakıcıları” da aldı hedefine..

“Ben sokağa indiğim zaman, rakı içen kimseyi görmek istemiyorum” diyor..

Şaşırmayın..

Bunu Halk TV’de katıldığı programda açık-seçik söyledi..

Şöyle dedi:

“Ben sokağa çıktığım zaman milyonlar da sokağa çıksın, ben sokağa çıktığım zaman Cumhuriyet'i korumak yerine Boğaz'da rakı masalarında oturan kimseyi görmek istemiyorum..”

Bu adam (Kemal Kılıçdaroğlu), lafının nereye gittiğini bilmeyecek kadar “akıl tutulması”na uğradı galiba..

Ya da..

Bir yerlerden “bu tür konuş” diye çok sert “telkinler” almış olmalı ki, herhalde onları kızdırmak istemiyor..

Yoksa aklı başında birinin, bu sözlerinin “bir isyan çağrısı” olduğunu, bunun da yasalarımıza göre “suç” teşkil ettiğini bilmemesi mümkün değil..

Demokrasiyi rafa mı kaldırdık?

Hukuk devletini kızartma mı yaptık?

Halkın iradesini poşete mi koyduk?

Sandıkta yapamadığını “halkı sokağa dökerek” mi yapacaksın?

Nedir bu “isyan çağrısı” böyle?

“Sivil darbe” mi yapmak istiyorsun?

Eğer böyleyse, korumaya çalıştığını iddia ettiğin “Cumhuriyet”le çelişmiyor musun?

Hep söylüyorum; “demokrasi bir ikna rejimidir”..

Eğer “hakimiyet kayıtsız şartsız milletin” ise..

Milletin hakim kıldığı “meşru” iktidarı, milleti sokağa dökerek yok edemezsin, buna teşebbüs dahi edemezsin..

“Anayasayı yok etmeye ve rejimi yıkmaya çalıştığının” farkında mısın acaba?

Milletin kararına saygı göstereceksin..

Yapacağın şey; “daha iyi hizmet edeceğin” konusunda halkı ikna etmek..

Sen bugüne kadar –parti olarak- yerelde ve genelde hep “kötü hizmetler”e imza attığın için, kimseyi kendine inandıramıyorsun..

Şimdi de çıkmış, “sen istediğin kadar bana inanma, ben iktidar karşıtlarıyla isyan-kargaşa çıkartır, onları bezdirir, istifaya zorlar ve sizin iradeniz olmadan da başa geçerim” demeye getiriyorsun..

Bunları ”normal” bir konuşma, normal bir davranış olarak görmek mümkün değil..

Bütün dünyada insanlar çok gergin..

Beklentileri çok yüksek..

Bunları gerçekleştiremediği zaman “şiddete” başvuruyor..

Bu şiddet eğilimlerini de “kaostan rant sağlayan kesim” çok iyi kullanıyor..

Daha yakın zamanda BDP-HDP’nin çağrısıyla onlarca insanımız canından, binlerce vatandaşımız da malından oldu..

Onlara mı özendin yoksa?

Ey CHP’nin Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu..

“Cumhuriyeti korumak” her vatandaşın “kutsalı”dır..

Senin veya birilerinin iktidar sevdası için “insanların ulvi duygularıyla oynadığını” unutma..

Ateşle oynuyorsun..

Umarım, sokağa çağırdığın “rakıcılar” senin kadar “bilinçsiz” değildir..

Bugünden sonra..

Sokaklarda meydana gelecek her türlü şiddet-kan ve gözyaşının suçlusu sen olacaksın Kılıçdaroğlu..

Bunu unutma..