Kimseyi tanımam!..
Koskoca 365 günlük bir süreç bitiyor, yeni bir 365 günlük süreç başlıyor.
Bunun da adı, umutların 2012’den 2013’e taşınması oluyor..
Umutsuz yaşanır mı?
“Ben hiçbir umut taşımadım taşımıyorum da ” diyen yada bu zihniyeti savunanların yaşamlarından şüphe ederim.
Mesela benim umudum yılbaşı akşamı çekilecek Milli Piyango Bileti’nde.
Birine olmazsa diğerine.
Diğerine olmazsa üçüncüsüne.
Hatta dördüncüsü bile var.
Bugüne kadar paraya hiç tamah etmeyen bir karaktere sahip olsakta, yeni yıl umudu işte.
O da yılbaşı akşamı TV kanallarındaki kafa ağrıtıcı programları izlemekten ziyade, “Ben piyango bileti aldım çekilişi izleyeceğim deyip, televizyonun kumandasını aile eşrafından gasp etme nedenim olmasındandır.
Yoksa 77 milyon kişi arasından bize düşse düşse para destesini bir arada tutan ortasındaki bant düşer.
Bu nedenledir ki, senede bir kez dışında ne milli piyango bileti alırım, ne de spor toto oynarım.
Bazen de olsa Haydar Çiftçi’nin oynadığı 5 TL’lik at yarışı kuponu eğer ki 5’te 5 gidiyorsa, son ayak koşusu için yarısına ortak olmuşluğum vardır o kadar.
Haydar ile bir keresinde ortak olmuştum da, bu ortaklığımı kıskanan Yüksel Yener ağabeyim kıskandığından mıdır nedir, “Ben senin ortaklığına 20 TL veriyorum hakkını bana ver” demişti de, son ayak koşmaya başladığı anda ortaklık hissemi kendisine devredip, kupon da 5’te kalmış, ben 1 dakikada 17.5 TL kazanmış, Yüksel ağabey ise 20 TL’den oluvermişti.
Ömrüm süresince de şans oyunlarından kazandığı tek para 17.5 TL’den öteye gitmez.
Ama şu üç günlük süreçten öyle umutluyum ki, galiba ben 2013’e Milli Piyango sayesinde zengin gireceğim.
Umut işte.
“Umutsuz yaşamak, insan ömrünün sonunun geldiği demektir” derler ya.,
Bence doğru!..
Hep son söylenmesi gerekeni baştan söyleyen olarak tarif ediliriz..
Huy işte.
Ama şunu belirtmek isterim ki, eğer 2013’ün ikinci gününden itibaren beni Antalya’da göremezseniz, kimse şaşırmasın.
Piyango biletime çıkan milyonları almak üzere ya Ankara’ya gitmişim ve oradan da artık kafam nereye eserse tüymüşümdür, yada umutların tükendiği noktada buluşmuşumdur.
Bunun için de galiba dostlardan helallik olmak gerekir ki, hiç niyetim yok.
Ben bu yıl bir değişiklik yapıp, yeni yılıma il dışında girmeye karar verdim. Bu vesileyle, yarın tabanları yağlıyor, Ege’ye doğru yol alıyorum.
Geçen yıl yılbaşımı 7 yıldızlı Sun Gate Hüsnü Resort’ta geçirmiştim, bu yıl baktım ki kendileri Bülent Ersoy’u sahneye çıkartacaklarmış.,
İşim olmaz..
Tarkan ile anlaşsalar nafile.
İlle de Ege havası..
Asker arkadaşım Ayhan Orhan yarın akşam Denizli’de oğlu Kahraman’ı evlendiriyor.
Büyük kızım Dilan da Denizli’de okuyor. Düğün bahanesiyle Dilan’ı da aradan çıkartıveriyoruz!..
O gelemiyor biz bari gidelim dedik de, Elin Sude hanımlar yılbaşı öncesi bu kararıma bayram etti.
Eh.,
Hadi bana müsaade.
Yeni yıl vesilesiyle dostlar için edeceğim tek dua sağlık.
Para konusunda kimse kusura bakmasın mütevazı olamayacağım zira bir tam, bir yarım iki de çeyrek bilet aldım piyango bana çıkacak.
Çıkarsa eğer ikinci kez kusura bakmayın kimseyi tanımam!..