KISA… KISA

Abone Ol

Uzun zamandan sonra dün ilk kez Büyükşehir Belediye Meclisinin bu ayki toplantısına katıldım.

İki konuda meraklanmıştım nasıl bir karar alınacak diye…

“Biri, Makine Bakım Onarım Dairesinin kuruluşu; diğeri ANFAŞ’ta (Büyükşehir hisselerinin korunması amacıyla) son 5 yıllık hesapların serbest bir denetçiye inceletilmesi ile ilgili karardı.”

Her iki konuda Meclis gündeminde değerlendirildi ve Cuma günü devam meclisinde karara bağlanacak…

Her ikisi de Büyükşehir Belediyesinin kurumsal olarak kendisini koruma amaçlı kararlardır.

Makine Bakım Onarım Dairesinin kuruluşunun önemini pazartesi günkü yazımda yazmıştım.

ANFAŞ ile ilgili olarak zaten aylardır sayısını benimde unuttuğum uyarı yazıları yazmıştım.

Ancak Cuma günü bu konuyu bir kez daha ele alacağım…

Ancak bir konuyu burada zikretmem gerekiyor…

Bu ayki Meclis toplantısı kadar çok kötü bir Meclis yönetimi görmemiştim.

Meclis Başkan Vekili olan “Bayram Ali Çeltik,” sanırım Meclis yönetimi ile Jeoloji Odası yönetimini karıştırmış olsa gerek.

AK Parti Grup Başkan Vekili Bahattin Bayraktar’ın eleştirilerine yer yer hak vererek cevaplaması CHP’nin siyasi duruşu bakımından son derece olumsuzdu.

Bayraktar’ın “tek bir eseriniz yoktur” sözüne CHP’nin sosyal belediyeciliğini, insana dokunan anlayışını ve bu bağlamda Muhittin Başkanın yaptıklarını anlatamaması siyasi bir kayıptır.

***

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, mitingleri peş peşe öylesine sıraladı ki hızını alamayıp Edirne dışına çıkarak soluğu Bürüksel’de aldı…

Aslında doğru bir karar…

Çünkü seçimlerde yurtdışı oylar kimi yerlerde çok etkili oluyor ve yurtdışı seçmen aynı zamanda ülkedeki yakın çevresine de bu etkisini belirtebiliyor…

Anca kafamı karıştıran neden Bürüksel?

NATO ve Avrupa Birliğinin merkezi olmasından dolayı acaba bu merkezlere “heyyy… Türkiye’ye baktığınızda sadece Tayyip’i görmeyin. Bizde varız…” mı demek istedi acaba, diye düşünmeden edemiyorum…

Bununda nedeni Bürüksel’de miting yapacak kadar Türk yerleşimcinin olmayışıdır…

Çünkü 4 milyon nüfusuyla en çok Türk yerleşimcinin yaşadığı ülke Almanya…

Almanya’yı 7 yüz bin Türk yerleşimci ile Fransa ve 5 yüz bin ile Hollanda takip ediyor…

Belçika bu sıralamada 6. ya da 7. sırada yer alıyor…

O halde niye Belçika?

Niye ilk olarak Almanya’da değil…

Eminim yüzbinleri geçecek güç bir miting yapılabilirdi…

***

Söz yabancı ülkelerden açılmışken dikkatimi çeken bir şey daha var.

Dünkü Manşet Gazetesinden ve haber sitemizden okumuşunuzdur.

İkamet izni alarak Antalya’da yaşayan yabacı sayısı 132 bin civarında.

Ve bunların 2021’den bu yana aldıkları konut sayısı yaklaşık 60 bin…

Antalya’ya yerleşimin bu kadar cazip olması pandemide salgından kurtulmak ve gerek Ukrayna-Rus savaşı gerekse Suriye iç savaşı ve gerekse batıya göç etmek isteyen Asyalı ve Afrikalıların Türkiye’yi tercih etmeleridir…

Değişik bir ifade ile söyleyecek olursak; doğu ve güney kıtalardaki ülkelerden batıya yapılan göçün uğrak noktasının Türkiye olması genelde Türkiye özelde de Antalya’da yabancı yerleşiminin yüksek olmasına neden olmuştur.

Aslında bu konu geniş ve uzun bir sosyolojik, siyasi ve kültürel bir araştırma konusudur…

Bize düşen şey, ırkçı savrulmalara kapılmadan göçmenlerin insanca yaşama isteklerine saygılı olmaktır.