İster genel olsun ister yerel, her seçimde gün geçtikçe alınan oy oranının yüzdeleri aşağılara doğru inerken.,
Ne yazık ki özellikle CHP’de yaşananlar tam bir komedi.
Şu içerisinden geçmekte olduğumuz günlerde sadece ve sadece, “Biz ne yapar da partimizi düzlüğe çıkartabiliriz” sorusunun cevabını bulmakla yükümlü olanlar.,
Gerçek partilileri CHP’den birer birer soğuturken, çakma, yandan gelmiş, uluslararası talimatlar doğrultusunda biraz da mecburiyetten olacak, parti içi oluşumlar yapılıp, sonradan katılanlar baş tacı, gerçek partililere ise, “Höst, otur oturduğun yerde” gibi tavırlar takınılmaya yüz tutmuş..
Evet, evet.,
CHP’den bahsediyoruz..
Daha doğrusu kaset ile gelenlerden ve o gelenlerin partiyi getirdikleri durumdan..
Son kurban CHP Büyükşehir Belediye Meclis Üyesi Ruhi Beşiktaş..
Bu Büyükşehir Plan ve Bütçe Komisyonu’nun CHP’li üye koltuğunda ne varsa, bir CHP’liyi daha alıp götürdü arkadaş..
Bir önceki dönem CHP’nin aynı komisyonundaki temsilcisi Süleyman Acar idi, bu dönem ise Ruhi Beşiktaş.
Süleyman Acar CHP’den istifa etti.,
Bir sonraki dönemde aynı komisyona giren Ruhi Beşiktaş da, Acar’ın yaptığını yaptı. CHP’den istifasını, üç sayfa dolusu siteminden sonrasında iki cümleyle istifa ettiğini bildirmiş.
Neden?
Efendim CHP’li Ruhi Beşiktaş olarak sen nasıl AK Partili Menderes Türel’in yaptığı hizmete teşekkür edersin?.
Edemez mi?
Bize göre her kim olursa olsun ki bunu yapmak için siyasi kimliğin bile olması gerekmez, varsa ortada bir güzellik, takdir etmek öncelikle insani görev..
Eder mi?
Ederse CHP zihniyetine göre ki dikkat edilirse tüzüğe demiyorum, zihniyetine kelimesini kullanıyorum.,
Eder ise Semih Esen tarafından disiplin kuruluna sevk edilir, senden de savunman istenir..
Ruhi Beşiktaş’a yapıldığı gibi..
Biz ne Ruhi Beşiktaş’ından bahsediyoruz?
Bu zihniyet hür iradesini kullandı diye Erol Özkarabekir’i de aynı taleple disiplin kuruluna sevk etmedi mi?
Uyarı cezası ön görüldü diye CHP İl Başkanı Semih Esen, “Bu nasıl bir disiplin kararı” isyanı etmedi mi?
Ya Semih başkan.,
Çok geriye gitmeyeceğim. Son Büyükşehir Belediyesi’nin Haziran ayı Meclis toplantısında bir madde görüşülüyor. Bilmem kaç tane kabul oyuna karşılık, 13 CHP üyesinden ret yazıyor ekranda. İyi de, CHP sıralarında oturan meclis üyesi sayısını tam dört kez saydım 19 kişi..
Bu ne anlama geliyor sence?
Hazır şu ne anlama geliyor cümlesini kullanmışken.,
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Antalya’ya gelişinden dolayı, Kepez Belediye Başkanı Hakan Tütüncü, Kepez ilçesinde iş yeri bulunan Mustafa Yılmaz’ın dükkanının üst kısmına, “Hoş geldiniz sayın Cumhurbaşkanım” şeklinde bir afiş koyma ricasını kırmıyor.
Vay efendim sen misin bunu yapan?
“Sen bunu bunu yaptın. CHP etiklerine uymadın derhal savunmanı yolla” yazısı gönderiyor Semih Esen..
Mustafa Yılmaz da gönderiyor.
Neyi mi?
İstifasını tabi ki..
Ve beş yıl boyunca Antalya Büyükşehir Belediyesi’nde Mustafa Akaydın’ın etrafa saçtıklarını temizleyip, bir birlerine giren CHP’lileri sürekli kucaklayan Mustafa Yılmaz ne diyor biliyor musunuz?
“Sağ olsun beni CHP’den kurtaran kişidir Semih Esen. Düne kadar kendisine çok kızıyordum ama bugün tam tersi düşüncelere sahibim. Zira CHP’den yakamı onun sayesinde kurtarabildim.”
Bilmem anlatabildim mi?