Tüketici Konfederasyonu (TÜKONFED) Bankacılık Komisyonu Başkanı Hüseyin Ölmez, Türkiye’de yaşanan ekonomik gelişmeler sonucunda orta boy tasarruf sahiplerinin birikimlerine yatırım aracı araması, konut kredilerine ulaşılmasının zor olması, ulaşılan kredi maliyetlerinin fazla olması nedeniyle, topraktan/maket üzerinden konut satışı tanıtımlarının yaygınlaşmaya başladığını ifade etti. Ölmez, “Bu işlemler, çok sayıda konut mağdurunun bulunduğu ülkemizde yeni mağdurlar yaratma riski taşımaktadır” diye konuştu.
‘Mutlaka bunlara uyun’
Konut yapılacağı iddia edilen taşınmazın, en son metro istasyonlarının kilometrelerce uzaklıkta, tarla vasfında olduğunun anlaşıldığını belirten Ölmez, “Satışları bir kısmında, sadece satış ofisinde tapılacak sözleşme dayanak yapılarak, bir kısmında ise hemen hisse tapusu verebileceklerini söylemekteler. Hiç şüphe yok ki benzeri işlem yapan bazı yükleniciler, iyi niyetli ve taahhütlerini yerine getirebilecek niteliktedir. Art niyetli kişiler, bu kesime de zarar vermektedir. Vatandaşlarımızın zor koşullar altında sahip oldukları birikimlerini art niyetli kişilere kaptırmamaları, dolandırılıp, konut mağduru olmamaları amacıyla, konut satın almadan önce şu önlemleri almalarını önermekteyim; Satıcı/yüklenici hakkında bilgi almalılar. Yeterli ekonomik gücü olmayan yüklenicinin inşaatı bitirememe ihtimali yüksektir. Burada yüklenicinin de krediye ulaşmakta zorlanacağı ve pahalı olması dikkate alınmalıdır. Alışverişte, kat irtifakı kurulmuş tapu alınmalıdır. Kesinlikle, sözleşmeye dayalı ve hisseli tapuyla işlem yapmamalıdır. Kat irtifaklı tapu alınırken, taşınmaz üzerinde, kısıtlama (ipotek, haciz, bazı beyanlar gibi) varsa alınmamalıdır. Bunun için sözleşme imzalanmadan satıcıdan takyidatla tapu kaydı istenmelidir. Ana taşınmaz, kat karşılığı alınmışsa, yüklenicin teminat ipoteği verip vermediği, verildiyse, ipotek sözleşmesi incelenmelidir. Satış sözleşmesi, noterden yapılmalıdır. Sözleşmedeki ödemeler, inşaatın ilerlemesine bağlı olmalıdır. Sözleşmeden bağımsız kambiyo senedi verilmemelidir. Kambiyo senedi verilirse mutlaka, sözleşmede bu senetler yazılmalı ve senetler üzerine, sözleşmeye bağlı olduğu yazılmalıdır. Sözleşmelerin, ‘Sözleşme koşulları’ ile birlikte temlik edilebileceği yer almalıdır. Sözleşme yapılırken, mutlaka profesyonel destek alınmalıdır” diyerek önerilerde bulundu.
‘300 bine yakın mağdur var’
Ölmez, konuya ilişkin sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Bu gün itibariyle ülkemizde hakkını arayabilen (sesini duyurabilen) 300 bin civarında konut mağduru ve sayısı bilinmeyen sessiz mağdurlara yenilerinin eklenmemesi için, alıcı vatandaşlarımızın yukarıda saydığımız hususları uygulaması gerekirken, inşaatla ilgili mesleki örgütlerin, meslektaşları üzerinde öz denetim uygulaması gerekmektedir. Mevcut konut dolandırıcılıklarına gördüğümüz gibi inşaatlara bir miktar yatırım yapılmakta ve inşaatlar yarım kalmaktadır. Bu yatırımlar genellikle belli bir süre sonra, yıpranmakta ve kullanılmaz hale gelmektedir. Dolandırılan paralarla yapılan bu aldatma yatırımlara harcanan paralar, milli servetin israf edilmesidir. Bu olaylar, belli süreçten sonra adli makamlara intikal etmekte, kolluk güçlerimiz için işgücü ve masraf olmaktadır. Mevcut ve olası tüm mağdurlar, genellikle mağduriyetlerinin giderilmesini devletten talep etmektedir. Kamu otoritesi bu zararları karşıladığında, vergilerimizde karşılanmaktadır. Dolandırıcılıktan elde edilen önemli miktarda paramızın da yurt dışına çıktığı da düşünülmelidir. Özetle, dolandırıcılık, kaynaklarımız art niyetli kişilere basiretli davranmayan vatandaşlarımızın birikimlerini kaptırması sadece kendilerine değil toplumumuza da zarar vermektedir. Bu nedenlerle, kamu otoritesinin de ivedi ve caydırıcı önlem almasının gereklidir.”