Köprüçay ve Köprülü Kanyon’da neler oluyor?

Toroslar’dan doğup Akdeniz’e dökülen Manavgat ve Serik ilçeleri sınırındaki 183 kilometre uzunluğa sahip Köprüçay, Köprülü Kanyon olarak da bilinen alanıyla Türkiye ve dünyanın en önemli rafting merkezlerinden biri..

Her yıl binlerce yerli ve yabancı turistin ağırlandığı Köprüçay’da rafting dışında antik St. Paul Yolu da yerli ve yabancı doğa yürüyüş gruplarının büyük ilgisini görüyor..

İşte burada, özellikle Köprüçay’ın Serik sınırları içinde kalan bölümünde 4 Haziran’dan itibaren balık ölümleri yaşanmaya başladı..

KARA PROPAGANDA NEDENİ

Yerli ve yabancı her yaştan insanın yoğun olarak gezdiği, rafting, trekking ve piknik yaptığı böyle bir yerde..

“Canlı ölümleri” korkulan bir durumdur..

Herkes;

1- Bu ölümlerin nedenini merak eder..

2- Balıkları öldüren şey ne ise, insana zararlı mı değil mi, bilmek ister..

3- Bu ölümler konusunda “insan ve canlı sağlığından sorumlu kişilerin” sorun ne ise, bir an önce sorunu çözmesini bekler..

Bunlar olmazsa..

Her kafadan bir ses çıkmaya başlar..

Özellikle, bu ülkeyi yönetenlere muhalif olan kesim, sosyal medyayı da kullanarak “kara propaganda”ya başlar..

Böylece kafalar karıştırılır ve bir kaos ortamı yaratılmaya çalışılır..

Nitekim bunların hepsi yapılıyor..

Öncelikle “sosyal medya”da bu balık ölümleriyle ilgili haber ve gelişmeler hiç eksik edilmiyor..

Ardından birçok senaryo üretiliyor ve “gerçek budur” şeklinde sunuluyor..

Bence bunu yapanların hepsi de çok haklı..

4 Haziran’dan bu yana 20 günden fazla bir süre geçmesine rağmen..

İlgili kişilerden balık ölümleriyle ilgili, “insanları rahatlatacak” hiçbir açıklama yapılmadı..

Bu ölümlerin nedenini tespit etmek, bu kadar zor olmasa gerek..

NUMUNELER ŞİMDİ İZMİR’DE

Peki şu ana kadar bu konuda yapılan ne var..

Manavgat Gıda Tarım ve Hayvancılık İlçe Müdürü Yeşim Tıravoğlu Demirtaş diyor ki;

“O bölgedeki siroz balığında ölüm olayları yaşanıyor..

Balık ve su numuneleri incelenmesi için Kepez Su Ürünleri Araştırma Merkezi’ne gönderildi..

Ölümler sadece tek balık türünde görüldü, bu nedenle balık hastalığı olabilme ihtimali yüksek..”

Bu açıklama sizce tatminkar mı?

Elbette değil..

Ötesi de var..

Su Ürünleri’nde yapılan incelemelerde, ölümlerin nedeni belirlenemedi..

Numuneler bu defa daha kapsamlı olan İzmir Bornova Veteriner Kontrol Enstitüsü'ne gönderildi..

Şu ana kadar oradan da bir açıklama gelmedi..

Dün itibariyle..

Bölgede ilgili birimler hala araştırmayı sürdürüyor..

Halk ve turizm işletmeleri ırmağa girilmemesi, ırmaktan balık tutulmaması, tutulan balıkların satın alınmaması ve tüketilmemesi yönünde uyarılarda bulunuyor..

Ve tabii ki..

Bütün bu görüntüler yayıldıkça “panik ve endişe” kaçınılmaz oluyor..

CHP’Lİ KARA MECLİS’E TAŞIDI

Öte yandan..

CHP Antalya Milletvekili Niyazi Nefi Kara, sorunu TBMM’ye taşıdı..

Yaşanan balık ölümlerinin sebeplerinin araştırılması, ihmali bulunanların tespiti, doğal yaşamın korunması için araştırma talep etti..

Yaşanan toplu balık ölümlerinin sebebinin araştırılması için su ve balıklardan alınan örneklerin henüz kamuoyuyla paylaşılmadığı için, “bölge halkı, binlerce yerli ve yabancı turist ve suyu kullanan üreticiyi tedirgin ettiğini” söyledi..

Bence iyi de etti..

Biliyorsunuz..

Antalyaspor taraftarları da bölgeye gidip durumu protesto eden açıklama yapmışlardı..

Ayrıca..

Balık ölümleriyle ilgili imza platformu change.org.tr aracılığıyla da imza kampanyası başlatıldı..

BİR AN ÖNCE AÇIKLANMALI

Bütün bu gelişmelerden sonra durumu şöyle özetleyelim;

1- Bu balık ölümleri yerli ve yabancı turistleri ve suyu kullanan üreticileri tedirgin ediyor..

2- Alınan numunelerle ilgili bir açıklama yapılmadığı için bölgede suya girilmemesi, balık tüketilmemesi, hatta sulama yapılmaması konusunda uyarılar yapılıyor..

3- Bu uyarıları yurtiçinde ve yurtdışında birileri “Türkiye aleyhine” kullanıyor..

4- Türkiye’nin en önemli turizm destinasyonlarından biri neredeyse “iğdiş” ediliyor..

Diyorum ki..

Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı yetkilileri mi olur, numuneleri araştıran birimler mi olur, ya da başkaları mı olur bilemem..

Bir an önce, “balık ölümleriyle ilgili gerçek durumu” açıklasınlar..

Dedikoduya, korkuya, endişeye, uyarılara, kara propagandaya meydan vermesinler artık..

Geciken açıklama, kaosu daha da derinleştiriyor..

Benden söylemesi..