Koştukları bu yol “yanlış”larla dolu..

Abone Ol
Dün, ”bu CHP nereye koşuyor” başlıklı yazımda neyi vurgulamıştım, hatırlayın:

“Başta Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu olmak üzere CHP’li yönetici ve milletvekilleri ‘HALK’ın teveccühünü alıp iktidar olmak yerine, ABD-AB ve TÜSİAD’la aynı üslubu kullanıp iktidarı yıpratmak ve siyasi bir kriz yaratarak bu arada iktidar olabilmek için ‘psikolojik harp saldırısı’ uyguluyorlar..”

Verdiğim örneklerin gösterdiği şey, açık ve net olarak bu idi..

Yazımı kaleme aldıktan sonraki saatlerde bir arkadaşım aradı..

Sanki ne yazdığımı biliyormuş gibi, “CHP’li Aksünger’i okudun mu, adam terör örgütü PYD’yi siyasi parti yaptı” dedi..

Bunda şaşılacak bir şey yoktu aslında..

Aksünger daha önce, partisinin kongresinde de “AKP ve CHP nasılsa PYD de siyasi bir partidir” diye konuşmuştu..

Artı Gerçek’ten Bahar Kılıçgedik’e verdiği röportajda “düşüncesini” aynen aktarmış, o kadar..

Yine de, dünkü yazdıklarımla örtüşen bu açıklamayı okudum..

Ve bu açıklama üzerine de birkaç laf etme gereği duydum..

TERÖRİSTİ “PARTİ” YAPTI

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve İzmir Milletvekili Erdal Aksünger’i Antalya iyi tanır aslında..

Aksünger, CHP’nin Antalya yapılmasında “başrolleri oynayan  vekil”dir, yani CHP’nin Antalya sorumlusudur..

Aynı zamanda hareketli ve renkli bir özgeçmişi var..

8 Ekim 1968’de Erzincan Çayırlı’da doğdu..

20. yüzyılın başlarında Ermenilerin yerleşim yeri olan Çayırlı,1954 yılının haziran ayına kadar Mans (Ermenice Mants) adı ile Tercan ilçesine bağlı bir nahiye (bucak) idi..

Anadolu Üniversitesi İşletme Fakültesi’ni bitirdi..

Profesyonel olarak futbol oynadı..

Kemal Kılıçdaroğlu tarafından İzmir’den aday gösterildi ve vekil seçildi..

17-25  Aralık yolsuzluk ve rüşvet soruşturması ardından, dört bakan hakkındaki yolsuzluk ve rüşvet iddialarını araştırmak için TBMM’de kurulan Meclis Soruşturma Komisyonu üyesi ve Komisyonun Parti sözcülüğü görevinde bulundu..

Genel Başkan Başdanışmanlığı görevinde de bulunan Aksünger, 16-17 Ocak 2015 tarihinde gerçekleşen CHP'nin 35. Olağan Kurultayı’nda Parti Meclisi’ne seçildi..

Parti politikalarının uygulamasında en üst parti organı olarak çalışacak Merkez Yönetim Kurulu (MYK) üyeliğine getirilerek, Genel Başkan Yardımcısı oldu..

Aksünger röportajında, CHP’nin ve kendisinin PYD’ye nasıl baktığını şöyle açıklıyor:

“PYD, Rusya’da temsilcileri olan, Avrupa Birliği ile devamlı görüşen siyasi bir partidir..

Suriye de PYD’yi tanımanın ötesinde, kantonları yöneten siyasi parti olarak tanımlıyor..

AKP ‘terörist’ diyor diye çekinmemeliyiz; ortada bir gerçek var..”

“AŞAĞILA VE KARALA GİTSİN”

Bu noktada, özellikle kaset skandalıyla CHP’nin başına geçilen Kemal Kılıçdaroğlu’nun bütün söylem ve eylemlerini şöyle bir gözünüzün önüne getirmenizi istiyorum..

Sizce CHP nasıl bir strateji izliyor?

Dikkat edin;

CHP’nin baş edemediği iktidarlara karşı temel stratejisi, “aşağılamak, karalamak ve hakaretle değersizleştirmeye çalışmak”tır..

CHP, “rakibine oy veren” büyük halk kitlesine kızgınlığını, milletin oy verdiği lidere söverek gösteriyor..

İyi hatırlayın; CHP, Adnan Menderes’e de diktatör dedi, Turgut Özal’a da..

Şimdi aynı sözleri Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a söylüyor..

Yani, “bükemediği bileği öpmek” yerine, “aşağılamak, karalamak ve hakaret etmek” olan stratejisini her daim vizyona sokuyor..

Ve her gün CHP’den farklı bir isim, hemen hemen aynı tür söylemlerle medyaya malzeme oluyor..

Böylece “aşağılama, karalama ve hakaret etme” yolu ile algı operasyonlarını sürdürüyorlar..

Erdal Aksünger’in yaptığı eski açıklamasını yinelemesi de, stratejilerinin bir uygulamasıdır, o kadar..

Bugün de bir başka CHP’li çıkıp “iktidarı itibarsızlaştırma” adına bir açıklama yapacaktır..

Ve bu strateji, (seçimle iktidar olamayacaklarını bildikleri için) rakiplerine oy verenleri “çarpıştırıncaya kadar” devam edecektir..

BU YÖNTEM ÇOK YANLIŞ

Kılıçdaroğlu başından bu yana hakaret ve nefret dolu bir dile sarılmış durumda..

Siyasi liderlik klasmanındaki zayıflığını ve açıklığını söverek ve tahrik ederek kapatmaya çalışıyor..

CHP’li yönetici ve vekiller de onun yolundan gidiyor..

Ve güç yetiremedikleri büyük liderlere hakareti yaygınlaştırmayı, bilinçli olarak onun karizmasını çizmeyi ve kendilerince değersizleştirmeye çalışıyor..

Böyle bir yöntemle, şu anda  ne Erdoğan’ın değeri düşer ne de Kılıçdaroğlu önemli biri haline gelir..

Peki, ne olur?

Dışarıdan ve içeriden bu ülkeyi parça parça etmek isteyenlerin istediği olur..

CHP’ye oy verenler/vermeyi düşünenler, bunu da iyi bir düşünsün derim..