Kotanız ne kadar!..
Öğrenmek istemeyen de, nasıl yaşanması gerektiğini bilmiyor.
Hani, “Bir şeyin değerini onu kaybettikten sonra daha iyi anlarsın” tabiri vardır ya.,
Kimi kaybedilenlerin ardından, “Kurtuldum” denir.
Kimileri için ise ağıtlar yakılır.
Nereye çekersen çek.
İnternet artık insanoğlunun yaşamının bir parçası.
Avrupa nüfusunun yüzde 65’i internet kullanıyor. 70 milyonluk Türkiye’de ise 28 milyon kişinin internet kullandığı söyleniyor.
Çocuğu okula giden her ailenin en büyük gereksimi internet.
Yaşamın, “Olmazsa olmazlarından” haline gelmiş.
O kadar çok internet hizmeti veren kurum ve kuruluşlar var ki, kime sorsan, “Benim kablolu yayın aracılığıyla aldığım internetin hızı çok yüksek veya düşük” diyenlerden tutun da.
“Sen aylık ne kadar internet ücreti ödüyorsun?.”
“Sizin evdeki internet sınırlı mı, sınırsız mı?”
“Ben uydu-net kullanıyorum.”
“Benimkisi TTnet.”
Ve buna benzer bir yığın memnuniyet veya şikayet söz konusu oluyor mu, olmuyor mu?
Meraklısı Türk Telekom müdürlüğüne gitsin, 1 saat müşteri hizmetlerinde görevlilerin karşısındaki koltuğa otursun, merakına merak mı katar, canından bezip bir daha internet kullanmamak adına yemin edip, aboneliğini mi iptal ettirir görsün.
Gün geçmiyor ki 444’lü telefonlardan aranılıp, “Size şu kampanyamızı aktarmak istiyorum. Bu kampanyanın fiyatları çok cazip ve avantajlı gibi bir yığın zaman çalımı.
Yalan, kandırmaca.
Adam senden üç lira kazanırken o kazancını neden 2.5 liraya indirsin ki?
Mantık mı?
Evinize internet lazım ve gittiniz o hizmet için abone oldunuz. Size sunulan avantajlı paketin fiyatı 20 TL. Bir de sözleşme yapmak zorundasınız. “En az 1 yıl ben bu hizmeti kullanacağım” diye.
Ve başladınız kullanmaya.
İş hesap, kitap işi ya. Kafanızın bir yerine internet 20. Elektrik 25. Su, telefon derken belli bir bütçenizi ayarlamışsınız. Bir bakıyorsunuz ki, internet faturası 20 yerine 70 TL geliyor. Müşteri hizmetlerini arıyorsunuz. Size verilecek tek cevap, “Kotanızı aşmışsınız.”
Ne kadar, “Aşmadım” deseniz de, ilk yıkamada 2 beden küçülen giysi satıcısının size, “Sıcak suda yıkamışsınız” diyeceği gibi kısa ve net.
“Kotanızı aşmışsınız!..”
Bu kota nasıl hesaplanır?
O kota derecesini kim tutar?
Ben bu kota aşımı olayında asla iyi niyet görmüyorum.
Elektrik faturası gelir, ilk ve son endekslere göre hesap yapılıp, tutarı aboneye servis edilir.
Su desen öyle.
Peki telefon ve internet kotasını abone nasıl bilecek ki?
Her bir kişiden 2 lira fazla kota aşımı al bakalım karşına nasıl bir rakam çıkacak.
Kaldı ki 30-40 TL kota aşım ücreti istenilenler milyonlarca.
Sahi kotasını aşmayan var mı benim ülkemde?